ÖNCE İLKE ÇAĞDAŞ AVUKATLAR GURUBU

YÜRÜTME KURULU BAŞKANLIĞI

Bilindiği üzere bu yıl Eylül-Ekim ayında yapılacak İstanbul Barosu seçimleri yaklaşmış bulunmaktadır.

Yine hepimizce bilindiği üzere uzunca bir süredir ist. Baro seçimleri gurubumuzca belirlenen kişilerin seçilmesiyle sonuçlanmaktadır.

Baro yönetimimiz İslamcı/ faşist düşüncesini hayata geçirmekte ısrarlı olan iktidarın ülkemizde var olan anayasal hukuk devletine dayalı rejimini yok etmeye yönelik diktatörlük heveslerine karşın meslek kuruluşumuzun onur ve tarihine uygun bir biçimde övgüye değer bir mücadele verdiğinin kabulü gerekir. Baro yönetimin övgüye değer bu tutum ve davranışlarının tüm meslek topluluğu nezdinde destek gördüğü ve benimsendiği tarafımızdan da gözlenmektedir.

Ancak baro yönetimi üyelerimizin mesleki sorunları konusunda gerekli gayret ve çalışmayı gerçekleştirdiği söylenemez. Bu açıdan mesleki sorunların çözümü için gösterilmesi gereken çalışmaların hukuk devletini hayata geçirilmesi için verilen çalışmalar düzeyine yükseltilmesi için gerekli özen ve bilincin gösterilmesi gerekmektedir.

Gurubumuzun seçimlerde başarılı olması yolunda elde ettiği sonuçlara bakarak aynı tespiti gurup içi özgür birey ve entelektüel cesaret sahibi olma konusunda gerekli özen ve başarı gösterilememiştir.

Siyasi partilere musallat olmuş lider/başkan otoritesi ve ona bağlı bir zümrenin geniş katılımcı ve üretken bir yapılanmanın oluşmasına engel olan bir gelenek maalesef gurubumuz ve baro yönetimimiz nezdinde de egemen olmuştur. Lider karizması ve kamuya mal olmuş popülarite yapılan ve yapılacak seçimlerde elbette önemli bir rol oynamış ve oynayacaktır. Ancak uzunca zamandır gurup üyelerinin özgürce görüş,düşünce ve çözüm önerileri oluşmasında ciddi herhangi bir katkı sağlanamamıştır. Gurubun baro yönetimine ve icraatına hemen hiçbir katkısı olmadığı gibi yönetiminde guruptan katılımcı bir desteği istemekte gönülsüz davranmıştır. sonuç olarak gurup baro yönetiminde gerektiği gibi etkileşim ve katkı oluşturamamıştır. Gurup un iradesi ve etkisi büyük ölçüde pasifize edilmiştir.

Gurubumuz genel kurulunca kabul edilen yönetmelik niteliğindeki çalışma kuralları başlığı altındaki proğram niteliğindeki metinde yer aldığı üzere baro başkan ve yönetimlerinin görev sürelerinin belirli bir süreyle sınırlı olması ilkesi şu veya bu nedenle uygulanamamıştır. Bu bakımdan bireysel karizma ,kamu oyu nezdindeki popülarite gibi faktörlerin seçim kazanma kaygısıyla öne çıkarılması belki bir şekilde doğru ve haklı görülebilmiştir.Ancak bu sınırlamanın sürekli olarak uzatılması yönündeki uygulama istemleri Atatürkçü, devrimci, Halkçı düşünce ile bağdaştırılması doğru ve gerçekçi değildir. Çünkü böyle bir düşüncenin kabulü halinde başkanlık veya yöneticilik ancak belirli ve az sayıda insanlarca yapılabileceği gibi yanlış bir düşüncenin yerleşmesine neden olabilecektir. Kabul edilmesi gerekir ki İstanbul Barosu mensupları içinde çok sayıda kişinin veya onlarca kişinin bu görevleri mevcut başkanlarda olduğu üzere aynı liyakatle yapabilecek konum ve nitelikli meslektaşlarımızla doludur. Bu nedenle gurup genel kurulumuzca tartışılıp kararlaştırılmak üzere seçimlerde aday gösterilecek başkan ve yk ,disiplin kurulu üyelerinin görev süresi kesin olarak 4 yıl süre ile sınırlandırılmalıdır. Herhangi bir nedenle bu kurullarda bir boşalma halinde (Yani ara seçimlerde) aday yönetim kurulu üyelerine danışarak başkan tarafından belirlenecek bir isimle yeri doldurulmalıdır.

Keza çağdaş uygarlığın bir gereği olarak kadınla erkek eşitliğinin yaşama geçirilmesi amacıyla baromuzun tüm organlarında tekler erkek çift sayılar kadınlardan oluşturulmalıdır. Böylesi bir uygulama büyük önderimiz Gazi Mustafa Kemal’in kurulan Cumhuriyetimizin azami amacının batı uygarlık düzeyine erişme ilkesine de uygundur. Ayrıca meslek kuruluşumuza da böyle bir uygulama çok da yakışacaktır.

Uzun bire önce kaldırılan ADLİ YIL KOKTEYLİ tekrar uygulamaya alınmalıdır. Çünkü her yıl düzenlenip kutlanan bu KOKTEYL sırf baronun bütçesine yük oluşturması açısından ele alınması doğru olmamıştır. Bu KOKTEYL etkinliklerinde tarafımdan gözlemlenen yüksek düzeyde bir dayanışma ruhunun oluştuğudur. Dönem mezunları yılda bir kez yana yana gelmenin mutluluğunu yaşamakta ,keza gençlerin geç saatlere kadar müzik eşliğinde dans etmeleri ve oyunlar sergilemesi gurubumuzun baro genel seçimlerinde gönüllü desteğine dönüşmektedir. Seçim başarısında kişisel karizma yanı sıra bu dayanışma ruhunun de çok önemle bir payı mevcuttur.

Bu konulardaki eksikliklerimiz ele alınarak tartışılıp bir çıkış yolu arayıp bulmamız gerekmektedir.

Örneğin adliye kalemlerinde veya icra dairesi kalemlerde avukatlara karşı yapılan olumsuz tutum ve davranışlar yeterince izlenememiş ,adalet komisyonları nezdinde gerekli girişim ve ilişkiler kurulamamıştır.

Keza adliye baro odalarında cübbelerin önemli bir miktarda bir sayısının baro odalarına geri dönmemesi konusu da ciddi bir uygulama sağlanamamıştır baro odalarında cübbelerin kimlik kartı karşılığında verilmesi uygulamasının meslek onuru açısından oldukça ağır ve kırıcı olduğunun kabulü gerekir.

Öncelikle avukat cübbelerinin baroca değil de baro odası işletmecilerince karşılanması asla doğru bir karar ve uygulama olamaz. meslek kuruluşu olarak baronun üyelerine baroca verilmiş cübbelerin sağlanmış olması meslek kuruluşumuzun doğası gereğidir.Bu giderin baro bütçesinden

S.3

karşılanamaması asla benimsenecek bir tutum ve düşünce değildir. Baro harcamalarının en başında tartışmasızca cübbelerin baro üyelerine baro tarafından temin edilmesi meslek onuruna sahip çıkmanın olmazsa olmaz bir gereği olmalıdır.

Bu konuda önerimiz adliyelerde baro odalarında imzası karşılığı olmak üzere baro tarafından temin edilmiş birer cübbe ile baro amblemli küçük boy duruşma ajandalarının tüm meslektaşlarımıza tevdi ve teslim edilmesidir. Böylece isteyen her üye avukatın kendine ait bir cübbesi olacaktır. Buna ek olarak baromuza avukatlık için başvuran her kişiye ruhsat töreni sonunda bir cübbe ve bir ajanda verilebilmelidir. Aksi uygulamanın avukatlık meslek ve onurunun ciddi bir şekilde yaraladığı görüş ve kanısındayım.

Sonuç olarak: Yukarıda özetlemeye çalıştığım görüş ve önerilerimin 22. Haziran günü yapılacak olan toplantı gündemine alınarak tartışılıp bir karara varılmasını istemekteyim. Önerilerimi somutlamak istersek;

1-Seçimlere Yönelik olarak uygun ve makul bir tarihte ön seçimlerin gerçekleştirilmesi için bir toplantı gününün belirlenmesinin, Ön seçimlerinin gurup yürütme kurulunca yeterli sayıda 3 er kişilik sandık kurullarınca gerçekleştirilmesini, sayım sonuçların seçim sonucunda gurup yönetim kurulunca yerinde açıklanıp ilan edilmesini, seçimlerin gizli oy ve açık sayım yöntemiyle gerçekleştirilmesini,.

2-Seçimlerde 4 yıl süreyle görev yapmak üzere gizli oy ve açık sayım yöntemiyle seçilecek bir başkan adayının belirlenip gerçekleştirilmesini,

3-Seçilecek baro yönetim kurulu adayları için tek numaralarda 4 erkek çift numaralarda 4 kadın olmak üzere 8 YK üyesi gizli oy ve açık sayım yöntemiyle belirlenmesini,bir erkek bir kadın olmak üzere 2 YK üyesinin aday seçilen başkan tarafından belirlenmesini,

4-Baro disiplin kurulu adayları için 2 kadın 2 erkek üyenin gizli oy açık sayım yöntemiyle ön seçimle belirlenmesini, Disiplin kurulu başkan adayının (Kadın veya Erkek) baro başkanı tarafından belirlenmesini, Disiplin kurulu başkanının baro protokolünde 2 .ci sırada yer almasını,

5-Denetim kurulunun üyelerinin de yapılacak ön seçim yöntemiyle 1. Erkek 2 kadın şeklinde gizli oy ve açık sayım yöntemiyle belirlenmesini,

6-Birlik delegasyonunun belirlenmesi için aday baro başkanın başkanlığında gurup onur kurulu ile birlikte yapılacak toplantıda tekler erkek çift numaralar kadın olmak üzere birlikte belirlenmesini, belirlenen her delegeyi başkanın telefonla arayarak BB DELEGELİĞİYLE görevlendirildiğinin bildirilmesini,

öneriyor ve diliyorum. 17.06.2016

Av.Mustafa Özkan Kökçeli