TBMM başkanlığından da bir açıklama gelirse “devlet Kocasakal’a karşı” diyebiliriz. Önce özel yetkili savcı soruşturma başlattı, sonra TSK açıklaması ve başbakanın suçlaması geldi..  Kocasakal sanıyorum benim “Kocasakal’a Silivri kıyağı” yazımı anlamıştır. O yazıda ben şöyle diyorum:

“İstanbul Barosu başkanı ve yönetim kurulu mahkemeden ne talep ediyor?

Savcı ne yapıyor?  Başkan ve yönetim hakkında suç duyurusunda bulunuyor “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüsten”

Bu durum tam bir komedidir. Silivri savcısı ya büyük bir gaf yapmıştır, ya da gaf gibi görünen girişimin arkasında bilinmeyen bir plan vardır. “

Şimdi plan netleşmeye başladı.. Önce Silivri savcısından “adil yargılamayı etkilemeye teşebbüsten”  soruşturma, sonra Genel Kurmay’dan  tepki, sonra yürütmenin başı başbakandan ağır sözler…

Ordunun şerefli mensuplarına yapılan hakaretler ahlaksızlıktır, kendini bilmezliktir. Yarım porsiyon aydın, demokrasiye müdahale etmiyor diye askerlere saldıranlardır. Millete "bidon kafalı, göbeğini kaşıyan adam, ordu göreve, genç subaylar rahatsız" diyenler, Türkiye'de demokrasiyi hazmedemeyenler, TSK'yı hedef almaya başladılar.”

Kocasakal’a açıkça sus,  susmazsan susturmasını biliriz diyorlar….

Peki  neden Kocasakal’ın susması isteniyor?  Bizce iki nedenle..

1-Özel yetkili mahkemelere karşı tutumu,

2- TSK’yı aşağılamıyor ama TSK sözünü çok sıkça kullanıyor ve sürekli iğneliyor…

Tepkiler, ister kabul edelim, ister kabul etmeyelim KOCASAKAL’ın  bir yere kadar başarılı olduğunu gösteriyor.. Yani hem Silivri ve hem de TSK KOCASAKAL’dan bir şekilde etkileniyor..

adaletbiz

av. rahmi ofluoğlu