Sandık eşittir demokrasi değildir

Sandığın doğru sonuç verebilmesi için; bizim grup olarak ret ettiğimiz bir takım anlayışların oralara sızmamış, girmemiş olması gerekmektedir. O yüzden birileri demokrasicilik oynamak istiyorsa; bu onların sorunudur. Biz bu anlamda geçen dönemde demokrasi şöleni yapmadık, tırnak içinde. Biz 11 kişiyiz, hadi bakalım mı dedik?

Bu gruba emek veren, destek veren insanlarımızın, büyüklerimizin, kardeşlerimizin, üstatlarımızın konsensüsüyle bir 11 kişi çıktı. Bu 11 kişiyi ben belirlemedim. Bu 11 kişi bu şekilde belirlendi. Sandık demek; mutlaka demokratik olmak anlamına gelmiyor. Kurulan bazı sandıkları da görüyoruz. Sonucu önceden belli seçim yapıyorsunuz. Bu mu demokrasi?  

Biz bu seçimi alırız, geçen haftada söyledim, ama hiçbir şey çantada keklik değildir. Artı alacaksak ta yüzde 50nin üzerinde oy almamız lazım. Bence hedefimiz bu olmalı; yüzde 50 nin üzerinde oy almayız, ve alabiliriz de. Bana göre alacağız. Şimdi dolayısıyla Derdimiz bu anlamda seçim filan değil.

Hain olarak damgalanırdık

Şimdi geçen seçim dönemini, lütfen hatırlayalım; ben sonradan bunları fark ediyorum ve size yemin ediyorum o mehabeti o gün görseydim belki de aday olmazdım. Mesele şu; yahu biz korkunç bir şeyi göze almışız, korkunç şey şu; seçimi kaybetseydik hukukun üstünlüğü örneğin bu seçimi alsaydı; biz  hain olarak damgalanırdık ya. Gördünüz mü siz, teslim ettiniz bu baroyu, siz böldünüz, aslında bölen filan biz değildik, bölen onlardı.

  Bu yönetim kafasını taşın altına soktu

Kim ne derse desin, böyle bir risk ortamında bu 11 kişi ve onun öncesindeki bütün kurumlar ve delege sonuçta bir risk aldı ve elini taşın altına soktu. Bir kere bu hakkı teslim etmek gerekiyor. He elini taşın altına soktuktan sonra da 2 sene boyunca da kafasını taşın altına soktu. Bu yönetim kafasını taşın altına soktu.  

Arabuluculuk meselesinde; kapıları yüzümüze kapatmalarına rağmen biz o otele girdik ve kırmızı kartlarımızı gösterdik. Bizim 10.ağır ceza mahkemesine gitmemiz ve o yaptığımız şey öyle kolay bir şey değil. Birileri şov yaptı diye düşünebilir; maden bu şov ,madem bu oy getiriyor, sende yap o şovu da görelim madem. Ben bu yaptıklarımızı yeterli bile görmüyorum. Başka şeyler yapmak lazım. He, biz frenlendik, biz şöyle seçim öncesi bu mahkemede bir  ayar daha verilmesi gerekiyordu aman seçim öncesi ne olur ne olmaz frenlendik o ayrı. Bunlar çok ciddi şeylerdir. Ve bundan dolayı da inanın biz oraya sadece bu mesleği ve baronun onurunu korumak için gittik. Ve diğerine de aynı nedenle gitmedik, çünkü hukuksuz çağrıya gitmek demek onu meşrulaştırmak, ona boyun eğmek demektir. Tek derdimiz oydu, baroya bunu yapabilen bir güç vatandaşa ne yapmaz. Allahtan bunu insanlara biz anlattık ve anlatmaya da devam edeceğiz. Şimdi biz bunlara girdik ve 2 tane de soruşturma var, biliyorsunuz, başıma ne gelip gelmeyeceğini de bilmiyorum, hiç umurumuzda da değil. Hepsini şeref madalyası olarak da taşırız.

     Şimdi bu yönetim bunları yaptı, tamam en son adli yıl açılışındaki kokteylimizde CHP’nin yürütme kurulundan, başkan yardımcılarından arandık, başka partilerden arandık, kutlama anlamında; çünkü o da bir mey, baş eğmeyen bir görüntü var. Manşetler yazıyor, gazetelerde baro faşizme direniyor. Evet direniyor. Ve direnecek. Öylede direnecek, böylede direnecek, peki, yönetim bunu yapmışta; başka bir şey yapmamış mı?

Tesis orda, o orda, bu orda, geçen sizlerde söylediniz, bu yönetim başarılı bir yönetim. Kan değişikliği gerekir dediniz, evet doğrudur kan değişikliği iyidir. Ama kan değişikliği dendiğinde aklıma hep şey gelir; kirlenmiş kan olur da onu bir temizlersiniz, şimdi böyle bir şey mi var diye düşünüyorum. Yok, yönetim başarılı, peki, yönetim başarılı da bir değişiklik olsa iyi olur, bu da doğrudur, olabilir niye olmasın, ama ne olacaksa olsun ,şu benim derdim, ben duygusal bir adamım. Şimdi, yönetim daha kuvvetli olsa diyorsunuz ,bu ne demek? Yönetim yeterince kuvvetli değil demek istiyorsunuz, yönetimde zayıf halkalar var diyorlar  veya yeterince kaldıramayacak insanlar var vs… gibi.

Bugünler tarihsel günlerdir

Tarihsel günlerdir bizim için bunlar. Ülke yangın yeri,  Türkiye 20 yıl öncesine döndü.
Benzer şekilde, 33 şehidin verildiği Elâzığ’daki dönemde ben askeri savcıydım. O soruşturmayı ben yürüttüm. O 33 kişinin üzerindeki kurşun deliklerini ben saydım. 1876 tane mermi deliği saydım 33 kişinin üstünden. bugün bir başsavcımız Güpegündüz bir saldırıya uğradı ve öldüler.  Uluslararası arenadaki hali görüyorsunuz, dün dış işleri bakanı açıkça itiraf etti; "biz Ortada Doğuyu yeniden şekillendiriyoruz " dedi. Yargının içinde olduğu durum, belli eğitim durumu belli, ülke bu halde, biz nelerle uğraşıyoruz. Ahmet Mehmet, o, şu, bu derdindeyiz. 
İLKE
Benim anladığım ilke; evet belki çok demokrat olmayabilir, ama bana göre ilke bu grubun ilkesi seçim veya sandıkla özdeşleşecek bir şey değil. Yani seçimin nasıl yapılacağı, kimin nerde olacağı ile ilgili bir ilke değil, bu grubu diğer gruplardan ayıran ve onu var eden gerçek anlamdaki ilkenin ben, cumhuriyet duyarlılığı, demokrasi duyarlılığı, hukukun üstünlüğü duyarlılığı ve Atatürk ilke ve devrimlerine olan bağlılığı olduğunu düşüyorum.  Eğer biz bu durumda da dahi sandıkta demokrasiydi, demokrasi değildi de oydu da buydu da, demokrasi şöleni diye birbirimize gireceksek, birbirimizi yaralayacaksak, birbirimizi üzeceksek; o zaman  Bunun böyle olmayacağını da biliyorum.
Ben bunları söyledim diye böyle olmak zorunda değil, her şey sizin elinizde, biz namusumuzla, onurumuzla geldik aynı şekilde devam ettik. Biz 3 hafta sonra emanetimizi devredeceğiz belki. Ben dahil kimsenin de koltuk sevdası yoktur. Eksiklerimizi, yanlışlarımızı bilelim. Bu dönemde seçilirsek bambaşka bir yapı oluşturacağız her şeyiyle… Grup olarak bir araya gelmesiyle, istişare etmesiyle, görevlendirmesiyle vs…
Bu dönem delege yapımızda en az yönetim kurulu kadar önem kazandı. 98 delege ve seçim delegesi, bu TBB yi belirleyecek olan delege. Ve bakın tuzak ve oyun şu barolar birliğini ele geçirmek, ama neden? 2 nedenden dolayı nispi temsili sadece delegede getiriyorlar, başka bir yerde getirmiyorlar? Çünkü TBB nin bugün çok büyük bir ekonomisi var. Eski parayla 113 trilyon parası var. 13 nü de bize verse fena olmayacak. Böyle bir ekonomik gücü var, artı baronun üzerinde kanundan kaynaklanan bir takım yetkileri var. TBB yi ele geçirdiğiniz zaman barolar üzerinde hem ekonomik olarak hakimiyet kurarsınız, hem de yasal anlamda hâkimimiyet kurarsınız. Genelde kanun çalışmalarında TBB'den destek alındığı için bütün hukuksuzlukları meşrulaştırırsınız. Bu yüzden çok akıllı olmamız, İstanbul’dan biri olmayabilir ama İstanbul Barosunun desteklediği onayladığı aynı görüşleri sergileyen biri olmalı ,tıpkı Özdemir Özok gibi. Bu yüzden dik duran tek kurum İstanbul barosu kaldı. Bununda kıymetini bilmek, kişisel bazı şeyleri bir kenara bırakmak gerek diyorum…