İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, Balyoz Planı davasının 6 Nisan'daki 90. duruşmasında tavırları nedeniyle İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ve 10 yönetim kurulu üyesi hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, soruşturma kapsamında 'şüpheli' sıfatıyla ifade vermek için çağrılan Kocasakal ve yönetim kurulu üyelerinin ifadeye gitmeyeceklerini açıklamalarına tepkiler sürüyor.

Avrasya Hukuk Ve Demokrasi Derneği Avrupa Müktesebatı Komisyon Başkanı Avukat Akif Canpolat, İstanbul Baro Başkanı ve yönetim kurulu üyelerinin davet edildikleri ifade vermeye gitmeyeceklerini açıklamalarının, bunu vatandaşın hukuku için yaptıklarını belirtmelerinin yasal ve usule uygun olmadığını söyledi.

Söz konusu baro yöneticilerinin darbeye teşebbüs yargılamalarının ilk gününden bu yana uzun tutukluluk süresinden şikayetçi olduklarını anımsatan Canpolat, "Bu güne kadar yargılamanın uzamasından, uzun tutkululuk sürelerinden şikayetçi olanların bu gün yargıya fili müdahale olan duruşmalara müdahaleleri, iyi niyetten uzak olduklarının göstergesidir" dedi.

"Hiç kimsenin bağımsız mahkemelere müdahale hak ve yetkisi yoktur" diyen Canpolat, şöyle devam etti: "Baronun da bu konuda ayrıcalığı yoktur. Yargıya müdahale etme hak ve yetkileri bulunmamaktadır.

Barolar kanunun verdiği hak ve yetkileri kullanan mesleki sorunları çözen, savunmanın güçlenmesine öncülük eden, bağımsız mahkemelerin zorunlu müdafii taleplerini yerine getiren ve hukukun üstünlüğü için çaba gösteren mesleki birlikteliklerdir. Hiç kimsenin ifadelere gitmeme, bunlara mazeret uydurma lüksü ve ayrıcalığı yoktur, olamaz."

İstanbul Barosu'nun hukuk dışı beyanlar, başörtüsü yasağı gibi çağ dışı uygulamalarının iyi niyetle bağdaşmadığını anlatan Canpolat, "Zorunlu müdafi taleplerini karşılıksız bırakan yaklaşımlar gibi, ifade vermeye gitmeme de hukuki bir tavır değildir. İstanbul Barosu yönetiminin hukuka saygılı olmaları ve savcılığa ifade vermeye gitmeleri gerektiğini düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.