İSTANBUL BARO YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI'NA

İstanbul (Çağlayan) Adliyesine 29.04.2015 tarihinde 07.39 saatinde giriş yaptığımda kapıdaki güvenlik tarafından çantamın x-rey cihazına konulması talep edilmiştir. Bu talebin Avukatlık Kanunun 58. Maddeye aykırı olduğundan bahisle reddetmem üzerine İstanbul Barosu ile İstanbul Adliyesi Başsavcılığı arasın9da bu konuda protokol yapıldığı ve biz avukatların x-rey cihazına çantamızın konulması zorunlu olduğu ifade edilmesi üzerine söz konusu protokolün kanuna aykırı olmakla birlikte tarafıma tebliğ edilmediği ve kendilerinin bana bu yolda bir protokol suretini göstermediklerinden bu talebe olumsuz cevap verdim ve ekteki tutanak bu nedenle tutulmuş oldu.

Aynı gün öğle sonrası saat 14.35 sıralarında öğle yemek dönüşü tekrar giriş yapmaya kalktığımda elimde sadece cep telefonu olmasına karşın tekrar telefonun bırakılarak geçiş yapmam istendi. Elimdeki telefonu bırakmayı reddettim. Zira sabahki gerekçeyi tekrar ifade edip matbu ekteki tutanağı tutmaya başladılar. Bu tutanağa müdahale edip birlikte tamamladık. Yasaya aykırı bu talebin kaynağının yine İstanbul Barosu ile Başsavcılığın anlaşması olarak ifade edildi. Yasaya aykırı bu talebi reddetmem sonrasında talebim doğrultusunda bana bir protokol gösterilemedi.

Hukuki süreci baro yönetimi olarak bildiğiniz gerçeğine karşın tekrar yer vermem gerektiğine inanıyorum. Bu nedenle Sayın Prof.Dr .Ersan Şen tarafından avukatların aranamayacağına ilişkin kaleme aldığı makalede yer verdiği ''...2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 9. maddesi önleme aramasını, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 116 ila 122. maddeleri adli aramayı düzenlemiştir. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Tanımlar” başlıklı 6. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi avukatı, “yargı görevini yapan”, yani “yargı mensubu” olarak tanımlamıştır. 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 1. maddesinde avukatlığın mahiyeti; kamu hizmeti, serbest meslek ve yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı özgürce temsil etmek olarak ifade edilmiştir. Avukatlık Kanunu’nun 2. maddesine göre avukatlığın amacı, hukuki sorunların çözümünde adalete hizmet ve temsil ettiği kişinin hakkını korumaktır. Gerek CMK m.130’da ve gerekse “özel kanun” niteliği taşıyan Avukatlık Kanunu m.58’de, avukatların bürolarının, konutlarının ve üzerleri ile eşyasının aranması konusunda genel arama hükümlerinden ayrı hükümlere yer verilmiştir. Bu yöntem, Anayasa m.13 ve 20/2’ye de uygundur. Kanun koyucu, taşıdığı sıfat ve ifa ettiği görev nedeniyle avukatların aranmasını özel olarak düzenlemiştir. Avukatın adli aramasını öngören CMK m.130’un yanında Avukatlık Kanunu m.58, adli ve önleme aramaları konusunda herhangi bir fark gözetmeyip, tartışma konumuz olan avukatların üzerleri ve dolayısıyla yanlarında taşıdıkları eşyanın nasıl aranacağını ortaya koymuştur...58. maddenin 1. fıkrasının son cümlesi net olup, avukatın üzerinin ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren bir suçtan dolayı suçüstü hali dışında aranamayacağını emretmektedir. Bu hüküm bir kanun hükmü olup, genelge veya talimatla değiştirilemez. Kanunun gözardı edilmesine yönelik her türlü genelge veya talimat “kanunsuz emir” niteliğini taşır. Anayasa m.137’ye göre kanunsuz emrin verilmesi ve yerine getirilmesi suç olup, TCK m.24’de düzenlenen “amirin emri” adlı hukuka uygunluk sebebi de sayılamaz. Nitekim “Haksız arama” başlıklı TCK m.120’de, hukuka aykırı olarak bir kimsenin üstünü veya eşyasını arayan kamu görevlisine 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası verileceği ifade edilmiştir....''makalesine tekrar yer verme ihtiyacı hissetmekteyim.

Avukatların son dönemde polis tarafından dövülmeleri, adliyelerden atılmaları ve yasaya aykırı üst aramaları ve gördüğümüz şiddet Baro Yönetiminizin Başsavcılıkla yapmış olduğu biz avukatlarca hala bilinmeyen protokol nedeniyle artmış ve cesaret bulmaktadır.

Yapılan aramanın ve tutulan tutanakların yasalara aykırı hukuki olmadığı kanaatinde olmam sebebiyle Baro Yönetiminizden taleplerim şunlardır;

1-Yasal yollara başvurmak için Başsavcılıkla birlikte imzaladığınızdan bahisle yasaya aykırı aranmamıza neden olan protokolün bir suretinin tarafıma verilmesi,

2-Söz konusu ekteki tutanakların tutulmasında bu tutanakların bir suretinin Başsavcılık aracılığı ile Adalet Bakanlığına gönderildiği, bir suretinin de Baro Yönetimine verildiği söylenmektedir.

A-Anlaşmanıza konu protokole aykırılık halinde tutulan tutanaklarla Adalet bakanlığı ne gibi işlem yapacaktır?

B-Tarafınıza iletilen bu tutanaklarla meslektaşlarımıza disiplin hükümleri mi uygulayacaksınız?

3- Protokol dışında ayrıca Başsavcılıkça meslektaşlarınıza ve kamuya açıklamadığınız başkaca anlaşmalarınız mevcut mudur?

Baro Yönetimi Kurulunuzun ilk toplantısında ekte sunduğum ve bir suretinin tarafınıza iletildiği tutanaklarla ilgili ne gibi işlemlerle karşılaşacağım ve yukarıdaki taleplerim doğrultusunda yasaya aykırı protokolün bir sureti ile sorularımın yanıtlanmasını talep ederim. Saygılarımla

Av. Ayhan Erdoğan
19440
İstanbul Barosu