Bugünün tarihini ve “BU BÖYLE GİTMEZ”  başlığını taşıyan yazının mürekkebi kurumadan Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Üyeleri ve yazarları için bu sabah yapılan operasyon, attığımız başlığın da yetmezliğini gösteren açık bir göstergeye dönüşmüştür.
Bu son durum, OHAL’den yararlanmaya çalışan iktidarın, o yolla dikta oluşturma hevesini de artık tümüyle açığa çıkarmıştır. İktidarın giderek koyulaşan hevesi, muhalefetin suç isnatlarıyla sindirilmesine yöneliktir.
Gözaltı kararı verilenler arasında avukatların olması, Avukatlık Yasası gereğince aramalarda Baro tarafından görevlendirilecek avukat bulundurulması zorunlu olmasına karşın, buna da uyulmaması yapılan işlemlerin hukuken sakatlığını da gösteren ayrı bir gerçekliktir.
Ama asıl önemlisi, FETÖ soruşturmaları bahanesiyle başlatılan “cadı avının” hangi saiklere yönelik olarak yapılmakta olduğudur. OHAL’in yer, zaman ve kapsamından kopuk olarak ve ondan istifade edilmek suretiyle, muhalefetin sindirilmesi operasyonunun adım adım uygulanmakta olduğu görülmelidir. 
Cemaat ile onun en güçlü olduğu dönemlerde, bedel ödeyerek savaşan bir Baro olarak bu gidişatın tam anlamıyla, otoriter yapı oluşturmaya yönelik olduğunu tesbit ediyoruz. Darbeden kurtulan Türkiye’nin diktaya teslim olmasına seyirci kalmayacağımızın da bilinmesini istiyoruz.
Bu çerçevede, bir hukuk kurumu olarak İstanbul Barosunun ifade özgürlüğüne yönelen bu hukuksuzluğun karşısına dikileceği ve meslektaşlarına sahip çıkacağı da bilinmelidir.
İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI