Son olarak  “Özel” görevli ve yetkili İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesinin avukat ile sanıklar arasına “bariyer” oluşturarak birbirleriyle temasını engellemesi hukuksuzluğun geldiği boyutu göstermesi bakımından ibret vericidir. Bu uygulama, dikta dönemlerinde dahi rastlanmayan açık bir hukuksuzluk ve savunmaya ağır bir saldırıdır, kabul edilemez.

Nitekim CMK’nun 149/1.maddesine göre “ Şüpheli veya sanık, soruşturma ve kovuşturmanın her aşamasında bir veya birden fazla müdafiin yardımından yararlanabilir…” Aynı maddenin 3.fıkrasına göre de “Soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında avukatın, şüpheli veya sanıkla görüşme, ifade alma veya sorgu süresince yanında olma ve hukuki yardımda bulunma hakkı engellenemez, kısıtlanamaz”. Yine CMK’nun 154.maddesine göre “ Şüpheli veya sanık, vekaletname aranmaksızın müdafii ile her zaman ve konuşulanları başkalarının duyamayacağı bir ortamda görüşebilir. Bu kişilerin müdafii ile yazışmaları denetime tabi tutulamaz”. Madde gerekçesinde şu hususlar belirtilmektedir:  “…Bunlar elbette ki, şüpheli veya sanığın da haklarıdır. Bu hakları engelleyici veya kısıtlayıcı her eylem yasaktır ve savunma haklarının ihlalini oluşturacaktır. Madde bu hükümleri itibariyle, Batı kanunlarının sağladıklarına göre avukata daha geniş haklar sağlamış bulunmaktadır”.

Yasal durum bu kadar açıkken, anılan “özel görevli” Mahkemenin, açık kanuni düzenlemeye aykırı bu uygulamasını izah edebilmek mümkün değildir.  CMK’nun hiçbir hükmü Mahkemeye böyle bir hak ve yetki vermemektedir. CMK’nun 203.maddesinde yer alan “duruşmanın düzeni, mahkeme başkanı veya hakim tarafından sağlanır” hükmü, sınırsız ve keyfi bir yetki vermediği gibi, hiçbir şekilde ve surette hukuka aykırı olarak bu şekilde savunma hakkını kısıtlayan bir uygulamanın dayanağı yapılamaz. Bu uygulamayla savunma “gözaltına alınmakta”, “tutsak” edilmektedir… Savunma ve onun temsilcisi avukat, yargısal sürecin asli unsuru olup, şekli bir unsur olarak görülemez. Avukat duruşmada “izleyici” konumuna düşürülemez. Mahkeme bu uygulamasıyla savunmaya ve adil yargılanma hakkına fiziki ve psikolojik engel getirmekte, “bariyer” koymaktadır!

Mahkemenin bu şekilde zaten müdafilerin üzerine yerleştirdiği mikrofonlar ve başkaca uygulamalarla kısıtladığı savunma hakkını tamamen ortadan kaldıracak şekilde, müdafilerin müvekkilleriyle görüşme yapmalarını ve istişarede bulunmalarını, evrak, cd, flash bellek alışverişinin fiilen engellemesi, kanuna, hukuka, açıkça aykırıdır ve suç oluşturmaktadır. Bu konu Başkanlığımızca yakından izlenmekte olup, suç duyurusu dahil her türlü yasal ve idari girişimde bulunulacaktır.

Meslektaşlarımıza ve kamuoyuna saygı ile duyurulur.

          İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞI