İflas ertelemeye karşı rastgele eleştiriler yapılmaktadır. İflas ertelemeye borçtan kurtulmak için başvurulduğu, iflas erteleme alan şirketlerin sonunda iflas ettiği, alacaklıların ortada kaldığı gibi eleştiriler.

Ayrıca mahkemelerin çok kolay tedbir kararı vermesi eleştirilmektedir.

Bu eleştirileri yapanlar, çözüm olarak kanununun değiştirilmesini, iflas erteleme koşullarının ağırlaştırılmasını istemektedirler.

Bu eleştirilerin bir kısmı hukuku bilmemekten kaynaklanmaktadır. Noyan Doğan 17 Aralık tarihinde Hürriyet Gazetesinde yazdığı yazıda bakınız ne diyor?

“Geçenlerde bir ilin belediye başkanı ile konuşuyoruz, iflas ertelemeden şikâyet edip, ‘paramızı alamıyoruz, şu konuyu gündeme getirin’ diyor.

 Düşünebiliyor musunuz, belediye bile alacağını tahsil edemez hale gelmiş.”

Belediye bile parasını alamıyormuş. Burada hukuk cahilliği var, iflas ertelemede tedbir kararı alan veya iflas erteleme kararı bulunan firmalardan bırakınız belediyeleri, vergi daireleri, SGK gibi kamu kurumları da alacağını icra takibi ile alamaz. 

Alacaklılar iflas ertelemede olan firmalara karşı icra takibi yapabilecekse o zaman bu karar ne işe yarayacaktır?

Noyan Doğan’ın bir başka ilginç iddiası:[1]

Yine geçenlerde finansçı bir dostum şöyle anlatıyor:

 

“Şirketin merkezini bir günde başka bir ile taşıyorlar, o ilin mahkemesi de aynı gün içinde iflas erteleme kararı alıyor. İşin ilginci o ilde bu konuyu değerlendirebilecek ne bir hakim ne de bilir kişi var.”

Noyan Doğan çok uzaklara gitmiş, bu uygulama İstanbul ilinde yıllardır yapılıyor..

Anadolu (önceleri Kadıköy) Adliyesi diğer adliyelere göre çok daha kolay iflas ertelemede tedbir kararı veriyordu. 
Rahmi Ofluoğlu şöyle diyor:
Biz 2008 yılında Bakırköy asliye Ticaret Mahkemesinden tedbir kararını 1 ayda alırken Kadıköy Asliye Ticaret Mahkemeleri bir haftadan daha az bir sürede bu kararı veriyordu.  Bu yüzden Avrupa yakasında bulunan şirketler adreslerini Kadıköy’e alıp İflas Erteleme davasını Kadıköy Asliye Ticaret Mahkemelerinde açıyordu.

Bugün aynı uygulama devam etmektedir.

Bu uygulamada hata nerede, hata mahkemenin bir haftada tedbir kararı vermesi, iflas erteleme davası için birkaç gün önce adres değişikliği yapan firmanın davasını yetki yönünden kabul etmesi mi?

Bize göre ikincisi hata, yani bir iki gün önce adres değiştirip Avrupa yakasından Anadolu yakasına geçen bir şirketin davasını yetki yönünden kabul etmek hata..

Yasa iflas erteleme davasının şirketin merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılmasına amirdir, ancak şirket merkezi her zaman şirketin ticaret sicilindeki adresi değildir. Yargıtay şirket merkezini şirketin işlerinin yoğunlaştığı yer olarak tarif etmektedir.

İflas erteleme kurumuna karşı yöneltilen eleştiriler yasadan değil uygulamadan kaynaklanmaktadır,  iki gün önce adres değişikliği yapan şirketin başvurusunu kabul edip tedbir kararı verilmesi gibi…

İflas erteleme 6762 sayılı yasanın 324 ve İİK’nın 179 ile başlayan maddelerinde düzenlenmiş iken 6102 sayılı TTK’da 376 ve 377 inci maddelerde düzenlenmiştir. Yeni düzenleme iflas erteleme şartlarını değiştirmiştir ancak 1. Derece mahkemelerinin bazıları hala eski yasanın etkisindedir.

Yeni yasa nakit sermaye koymayı ve somut kaynakları öngörmektedir. iflas  erteleme davalarının olmazsa olmazı iyileştirme projeleridir.

 İyileştirme projelerinde bazı çevreler tekel oluşturma çabası içerisindedirler ve bunda da kısmen de başarılı olmaktadırlar.

İflas erteleme davalarında tekel oluşturma gayreti içerisinde olan çevreler sırtlarını akademik çevrelere dayamaktadırlar. Bunlar iyileştirme projelerini yasanın öngördüğü  şartların ötesine taşıyıp kimsenin anlamayacağı sözde bilimsel formatlar yaratmanın peşindedirler. Hakimlerin çoğu bilanço okumasını bilmedikleri için sorun büyümektedir.

İflas erteleme ile ilgili olarak rastgele eleştiriler yapma yerine uygulamadaki bu tekelleşmeyi ve buna bağlı aksaklıkların teşhir edilmesi daha yararlı olacaktır.

GOOGLE’da iyileştirme projesi yazarak arama yaptığınızda  ikinci veya üçüncü sırada https://rahmiofluoglu.wordpress.com/tag/iyilestirme-projesi/  blog gelir. Neden tekel gibi davranan bu çevreler bir tek projelerini internet ortamında paylaşmazlar?

 GOOGLE ortamında örnek iyileştirme projesini paylaşan Rahmi Ofluoğlu(HUKUKÇU)  na bu konuyu sorduk. Bize şunları söyledi:

İflas erteleme ve iyileştirme projelerinde tekel oluşturma gayreti içerisinde olan bu çevreler bilgilerini, iyileştirme projelerini internet ortamında paylaşmak istemiyorlar, paylaşımın tekellerine zarar vereceğini düşünüyorlar.

Tekel oluşturmaya çalışan bu çevrelere adliye çevrelerinden bir destek verildiğini düşünmüyoruz. Eğer öyle olsaydı, tekel oluşturmaya çalışan bu çevrelere adliye mensuplarından bir destek olsaydı bizin iyileştirme projelerimiz mahkemelerce kabul görmezdi, şimdiye kadar hiçbir projemiz başarısız olmadı. Biz internet ortamında sadece iyileştirme projesi örneklerini paylaşmıyoruz, bir başka blogda iflas erteleme ile ilgili pratik bilgileri paylaşmaktayız.

http://iflaserteleme.blogspot.com.tr/

Rahmi Ofluoğlu devamla bize daha çok iflas erteleme davası avukatlardan geliyor.  Bu davaları biz yürütmüyoruz, iyileştirme projesini, dava dilekçesini hazırlıyor, tedbir kararına kadar davayı takip ediyoruz.

Adaletbiz

 

 

 http://iflaserteleme.blogspot.com.tr/