Ahmet Çınar

Antalya Döşemealtı'nda Yukarıkaraman Perge Rotary Ortaokulu altıncı sınıf öğrencisinin anne-babası, çocuklarının bu dersten muaf tutulmasını istedi. Başvurusu reddedilen ebeveyn konuyu mahkemeye götürdü. Konya Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi karar verdi: Türkiye'de okutulan ders 'din kültürü' değil, din dersidir. Din dersi de kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin talebine bağlıdır, muafiyet talebinin reddi hukuka uygun değildir.Türkiye'de zorunlu kılınan "Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi" adı altındaki din propagandası dayatması tüm okullarda sürüyor. Çocuklarını bu dayatmadan kurtarmak isteyen velilerin hukuk mücadelesi de çeşitli zeminlerde devam ediyor. pek çok idare mahkemesi, ilçe milli eğitim müdürlüklerinin ret yanıtlarını hukuksuz buluyor ve yürütmesini durduruyor. Ancak milli eğitim müdürlükleri, onlarca emsal karara rağmen, ebeveynlerin "çocuğumuz din dersinden muaf tutulsun" taleplerini reddetmeyi ısrarla sürdürüyor. Bu mücadelenin en yeni örneklerinde biri Antalya'da yaşandı. Altıncı sınıfa devam eden çocuklarının din dersi dayatmasından muaf tutulmasını isteyen anne-baba, açtıkları davada önemli bir kazanım elde etti. Antalya Döşemealtı'nda Yukarıkaraman Perge Rotary Ortaokulu altıncı sınıf öğrencisi E.O.'nun anne ve babası Özlem-Baykurt Olgeç çifti, çocuklarının din dersinden muaf tutulmasını istedi. Bunun için dilekçe yazarak Döşemealtı Kaymakamlığı Milli Eğitim Müdürlüğü'ne dilekçe veren Olgeç çiftinin talebi 17 Nisan 2017 tarihli ve 61820240-100-E.5262113 sayılı işlemle reddedildi. Bunun üzerine Olgeç çifti, konuyu mahkemeye götürdü. 

MAHKEME ANNE-BABAYI HAKLI BULDU

Konya Bölge İdare Mahkemesi 3. İdari Dava Dairesi verdiği kararda Özlem-Baykurt Olgeç çiftini haklı buldu. Olgeç çiftinin, çocuklarının din dersinden muaf tutulmasına ilişkin taleplerinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğuna hükmetti.

İŞTE O KARAR: ZORUNLU KILINAN DERS DİN KÜLTÜRÜ DEĞİL, DİN DERSİ

Kararda şu ifadeler yer aldı: 

  • Anayasa Mahkemesinin 16 Eylül 1998 gün ve E:1997/62, K:1998/52 sayılı kararında, dinler hakkında yansız ve tanıtıcı bilgiler vermek ve ahlaki değerleri benimsetmek amacıyla din kültürü ve ahlak öğretimi dersleri ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasına alındığı, din eğitimi yerine "din kültürü" dersinden söz edilmesinin de bu amacı açıkça ortaya koyduğu, bunun dışındaki din eğitimi ve öğretiminin ancak kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcisinin iznine bağlı tutulduğu değerlendirmelerine yer verilmiştir.
  • Diğer yandan Avrupa insan Hakları Mahkemesinin 09 Ekim 2007 tarih ve Başvuru No: 1448/04 sayılı Hasan ve Eylem Zengin kararında; başvuranların din kültürü ve ahlak bilgisi derslerinden muaf tutulması talepleri başvuru tarihindeki müfredat programının dini inançlarını yansıtmadığı iddiasına yönelik olduğundan, Milli Eğitim Bakanlığınca onaylı 4., 5., 6., 7. ve 8. sınıflarda okutulan "din kültürü ve ahlak bilgisi" dersine ilişkin beş ders kitabının içeriklerinin incelendiği, anılan mahkemece, söz konusu müfredatın incelemesi sonucunda, Türkiye'de hakim olan dinsel çeşitliliğin, "din kültürü ve ahlak bilgisi" derslerinde dikkate alınmadığı hususu işlenerek içeriğin düzeltilmesi yönünde değerlendirmelere yer verildiği anlaşılmaktadır.
  • Anayasanın 24. maddesine göre din kültürü ve ahlak öğretiminin ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında olduğu kuşkusuzdur. Ancak bu öğretimin anayasanın öngördüğü amaca uygun bir müfredatla verilmesi gerektiği, içeriğinin nesnel ve çoğulcu olması, kişinin dininin bir ayrım ve eşitsizlik unsuru olarak kullanılmaması ve devletin dinler karşısında tarafsız kalarak, bütün dinsel inançları eşdeğer görmesi gerekmektedir. Öğretimde uygulanan müfredatın belirli bir din anlayışını esas alması durumunda, bunun "din kültürü ve ahlak bilgisi" dersi olarak kabul edilemeyeceği ve "din eğitimi" halini alacağı açıktır.     
  • Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine 16 Eylül 2014 gün ve Başvuru No: 21163/11 sayılı başvuru ile açılan "Masur Yalçın ve Diğerleri" kararında özetle Türkiye'de ilk ve ortaöğretim kurumlarında verilen "din kültürü ve ahlak bilgisi" öğretiminin rehber ilkelerinin  (din kültürü, ahlak bilgisi ve manevi değerler) Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı bir yönünün olmadığı, ancak eğitim sisteminde (Hasan ve Eylem Zengin kararından sonra her ne kadar alevi inancına ilişkin olarak değişiklik yapılmış ise de), din dersleriyle ilgili tarafsızlık ve çoğulculuk koşullarının yerine getirilmemesi ve ebeveynlerin inançlarına saygı gösterilmesini sağlayacak uygun bir yöntem sunulmaması nedenleriyle, sistemin yetersiz olmasından ötürü Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin ihlal edildiği belirtilmiştir.
  • Bu durumda T.C. Anayasası'nın 24. maddesinde hiç bir ayrım yapılamadan tüm vatandaşlar için din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin zorunlu olduğunun belirtilmesine, ilk ve ortaöğretim kurumlarında verilen öğretimin adının "din kültürü ve ahlak bilgisi" olmasına rağmen, bu dersin içerik olarak "din kültürü ve ahlak bilgisi" öğretimi olarak kabul edilemeyeceği açık olduğundan ve din eğitiminin de ancak kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanuni temsilcilerinin talebine bağlı olması karşısında, davacıların çocuğunun din eğitiminden muaf tutulması yolunda yapılan başvurunun reddi yönünde tesis edilen işlemde ve bu işleme karşı açılan davayı reddeden istinaf konusu mahkeme kararında  hukuka uyarlık  görülmemiştir.
  • http://haber.sol.org.tr/toplum/bolge-idare-mahkemesi-zorunlu-din-dersi-dayatmasina-dur-dedi-241329