Yargıtay Onursal Başkanı Sami Selçuk, İç Güvenlik yasasının ülkede iç güvenliği sağlamayacağını iç çatışmalara yol açacağını söyledi. Selçuk, “Bu paket A'dan Z'ye gözden geçirilmesi şart. Yürütme organı yargı organını yerine geçemez. Ne gibi çatışmalara yol açacağını kimse ön göremez. Bu yasa iç güvenliği sağlamayacak, iç çatışmaya yol açacak. Hukuk açısından bu yasaya hiçbir demokratik ülke izin veremez.” dedi.

Selçuk, Samanyolu Haber'de katıldığı programda İç Güvenlik Yasası ve gündemdeki diğer konuları değerlendirdi. Selçuk, bir ülkede sürekli hukukun tartışılmasının orada bir hastalık olduğunu gösterdiğini belirterek, “Hukukun olduğu yerde hukuk hissedilmez. İşlemeyen yerde hukuk tartışılır. Türkiye'de dün de tartışılıyordu, bugün daha çok tartışılıyor.”dedi.

Selçuk, iktidar partisi içinde iyi hukukçuların olduğunu ve İç Güvenlik Yasası'na karşı çıkmamalarının kendisini endişelendirdiğini belirtti. İç Güvenlik Yasası'na yurt içinden ve yurtdışından tepkiler olduğuna işaret eden Selçuk, “İktidar mensuplarının sakin bir şekilde yasayı yeniden gözden geçirilmesini tavsiye ederim. Eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de uyarıyı yaptı”diye konuştu. Selçuk, İç Güvenlik Yasası ile yargının yetkisinin yürütmeye verildiğine işaret ederek, şöyle devam etti: “Yargı saf dışı bırakılmak isteniyor. Bu son derece sakıncalıdır, ilerde bunun olumsuz sonuçları iktidara da yansır. Böyle bir düzenleme olmaz. Sürekli olarak hukukla oynarsanız siz de zarar görürsünüz. Bu paket A'dan Z'ye gözden geçirilmesi şart. Yürütme organı yargı organını yerine geçemez. Ne gibi çatışmalara yol açacağını kimse ön göremez. Bu yasa iç güvenliği sağlamayacak, iç çatışmaya yol açacak. Hukuk açısından bu yasaya hiçbir demokratik ülke izin veremez. Ceza yargılanmasının patronu savcıdır. Bu yetkiler valililere veriliyor.”

İç Güvenlik yasasının çok sayıdaki maddesinin Anayasaya aykırı olduğuna dikkat çeken Selçuk, “Anayasa Mahkemesi'nin önüne gider ve birçok maddesi iptale açık. Bu düzenleme delik deşik olabilir. Meclis'e yeniden düzenleme yapılabilir.  Yasanın özüne bakıldığında demokrasiden geriye doğru gidiliyor.”değerlendirmesinde bulundu.

Selçuk, yolsuzluk tartışmalarının ülkenin itibarini zedeleyen bir konu olduğuna işaret ederek, “Yolsuzlukların her dönemde olduğunu ve bu dönemde olduğu kadar ayyuka çıkmadığını düşünüyorum.”dedi. Selçuk, yolsuzluklarla ilgili bir makalesinin 1990'lı yıllarda Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hutbede okunduğunu anlattı. Selçuk, aynı makalenin şimdi okunmasının zor olduğunu ima etti.

Selçuk, basın mensuplarının terör örgütü üyesi gerekçesiyle tutuklanmasını ise sert bir dille eleştirdi. Selçuk, yurt içinde bu iddialara inanların olabileceğini ancak yurtdışında kimsenin buna inanmadığını kaydetti.   

KİMSE HUKUK İÇİNDE KALMIYOR

Türkiye'de hiçbir alanda hukukun içinde kalınmadığını ifade eden Selçuk, “Hukukun dışına çıkmanın yolları aranıyor. Uygulamada bunu sık sık yaşıyoruz. Siyasette, dış politikada, iç politikada yaşanıyor. Böyle bir devlete ne içerde ne dışarda güveniliri. Hukuk kurallarına uymayan bir devleti nerede duracağını kestiremezsiniz”dedi.

DEVLET GÖREVLİLERİ MUTLAKA YARGILANIR

Selçuk, devlet görevlerinin yaptıkları yanlışların hesabının mutlaka sorulacağını belirterek, “Bunu yargı yapacaktır. Bugünkü yargı yarınki yargı olmayacaktır. Sürekli olarak yargı baskı altına alınamaz. Bu baskı sona erdiğinde herkes hesabını verecektir. Ortaya konulan kanıtlar ve kuşkular yargının önüne gelecektir, mutlaka hesabını verecektir. Yanlışlığa imza atan bürokratlar da mutlaka hesabını verecektir. Bürokratlar yetkiyi kötüye kullanma suçunda hesap verir. Yasal çerçevenin dışına çıkan bürokratlar yargılanacaktır. “dedi.

SULH HUKUK HÂKİMLİKLERİ

Selçuk, Sulh Ceza Mahkemelerinin kaldırılmasıyla yanlış yapıldığını söyledi. Yerine kurulan Sulh Ceza Hakimliklerinin sayısının az ve yetersiz olduğunu belirterek, “Büyük bir ihtimalle yakın zamanda yeniden değişiklik yapılacak. Sistem doğru işlemiyor”diye konuştu.

SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ

Süleyman Şah Türbesi'nin taşınmasıyla ilgili bir soruya ise Selçuk, şöyle devam etti: “Türkiye'ye 1921 Ankara Anlaşması ve Lozan Sözleşmesine göre toprağın sahibidir. Türkiye orada fuzuli bir başka toprağı işgal etti. O devletle siz anlaşmadınız. O devlet veya başka devlet size güvenebilir mi? Başka bir devlet size güvenebilir mi? Çünkü hukuk içinde yapmadınız. Böyle bir devlet saygınlığını da yitirir. Bu yapılan yanlıştır ve bunu düzeltmek gerekir. Bu konu BM önüne getirilecektir. Türkiye bu konuda sıkıntı çeker. Hukuka uygunluk açısından çok sıkıntılı görüyorum. Dünya devletlerin arasında sıkıntı çekeceğini düşünüyorum.”

http://www.zaman.com.tr/politika_yargitay-onursal-baskani-sami-selcuk-ulkede-hukukun-disina-cikmanin-yollari-araniyor_2280614.html