Gözaltında kaybedilen ve işkence edilerek öldürüldükten sonra cenazesi gizlice Kimsesizler Mezarlığı’na gömülen Rıdvan Karakoç’un dosyası zamanaşımına kısa bir süre kala yeniden açıldı. Karakoç ailesi, dün gittikleri Beykoz Adliyesi’nde 20 yıldan sonra ilk kez kaybedilme olayına ilişkin ifade verdi. Milliyet’e konuşan kardeş Hasan Karakoç, “Savcı bizi dinledi, tabii geç kalınmış bir olay ama biz bu mücadeleyi insanlık adına veriyoruz” dedi.

Gözaltında kaybedilenlerin aileleri olarak bilinen “Cumartesi Anneleri”, kayıp çocuklarının dosyalarındaki zamanaşımı tehlikesine karşı geçtiğimiz ay harekete geçti. Aileler, “Cezasızlığa Adalet Son Verir” başlıklı bir kampanya başlattı.
O kampanyada dikkat çekilen dosyalardan biri olan Rıdvan Karakoç’un öldürülmesine ilişkin dosyada dün önemli bir gelişme yaşandı.

4 kişi ifade verdi

2015 yılı içerisinde dosyasının zamanaşımına uğrama tehlikesi bulunan Rıdvan Karakoç’un ailesi 13 Şubat’ta savcılığa tanıkların dinlenmesi talebinde bulunarak dilekçe verdi. Dilekçede, avukat Eren Keskin, kardeşler Mehmet, Hasan ve Hüseyin Karakoç, Karakoç ailesinin komşusu Erdinç Tekin ile Rıdvan Karakoç’un en son görüştüğü kişi olan İsmail Adanmış’ın dinlenmesi talep edildi. Savcı Cengiz Turak, 12 Mart’ta aileyi arayarak ifade vermeleri için adliyeye çağırdı. Beykoz Adliyesi’nde dün dosya kapsamında 20 yıldan sonra ilk kez tanık dinlendi. İfadeleri alınan dört kişinin işlemi yaklaşık üç saat sürdü.

‘20 yıldır feryat ediyoruz’

Avukat Eren Keskin ile Hüseyin Karakoç’un ifadelerinin de önümüzdeki günlerde alınacağı öğrenildi. Karakoç ailesinin avukatı Gülseren Yoleri, “Rıdvan’ın ölüm biçim doğrudan işkence sonucu. Hasan Ocak da benzer şekilde işkenceyle öldürüldü, olay tutanakları benziyor. Bir araç geliyor. Çuval tutulur gibi götürülüyorlar. Bunlar, heyetin incelemeleri sonucu varılan resmi sonuç. Dolayısıyla işkcenceyle ölüm var ortada. Bugüne kadar yakınlarının dahi ifadelerine başvurulmamıştı” dedi.

Kardeş Hasan Karakoç ise dün savcılığa 20 yıldan sonra ifade vererek bir ilk yaşadıklarını belirterek, şunları söyledi:

“Olayın akışını anlattık. Savcının yaklaşımı insaniydi. Kendisinin de bu tarz olaylardan rahatsız olduğunu söyledi. Biz direkt isim veremiyoruz ama o dönem bizi tehdit edenler belli. Terörle mücadele şubesinde çalışan isimlerdi. Biz 20 yıldır feryat ediyoruz. Ağabeyimi canice katlettiler, bu insanlığa karşı suç. Biz yaşadık, başka kimsenin başına gelmesin diye 20 yıldır Galatasaray Meydanı’nda oturuyoruz. Savcı bizi dinledi, insan umutlanıyor bir anlamda, ‘Belki soruşturma açılır da o dönemde görev yapan insanlar yargılanır’ diye.”

Cesedi kimsesizler Mezarlığı’nda bulundu

Rıdvan Karakoç, 1994 yılında bir arkadaşının gözaltına alınmasının ardından polis tarafından aranmaya başlandı. Hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkartılan Karakoç’un, Gaziosmanpaşa’daki evi polis tarafından gözetim altında alındı. Eve gelemeyen Karakoç, ailesini son olarak 15 Şubat 1995 tarihinde aradı. Telefonların kesilmesiyle, polis gözetimi de sona erdi. Emniyet yetkilileri, Rıdvan Karakoç’un gözaltına alındığını inkar etti.
Karakoç’un cesedinin Kimsesizler Mezarlığı’na gizlice defnedildiği ve cansız bedeninin 2 Mart 1995 tarihinde köylüler tarafından bulunduğu ortaya çıktı. Karakoç ailesinin, 20 yıl boyunca yaptığı suç duyuruları ise sonuçsuz kaldı.

220 dosya var

İnsan Hakları Derneği (İHD) yetkilileri, zamanaşımına karşı başlattıkları kampanya kapsamında bir yasa teklifi hazırladı. Teklifte gözaltında kaybedilmenin suç olarak tanımlanması ve gözaltında kayıp suçunun diğer insanlık suçlarıyla birlikte cezasızlığa uğramaması öngörülüyor. İHD’ye yapılan başvurular, 2015’te 220 gözaltında kayıp dosyasının zamanaşımına uğrayacağını gösteriyor. Zamanaşımı tehlikesi bulunan bu dosyaların 5’i İstanbul’da bulunuyor.


Milliyet
@Kubracandar