Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği iddiasıyla hakkında soruşturma başlatılan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar hakkında takipsizlik kararı verildi.

Aralık soruşturmasını yürüten savcı Celal Kara ile yaptığı röportajda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği iddiasıyla Can Dündar hakkında başlatılan soruşturma 13 gün içinde sonuçlandı. 
 
Soruşturmaya bakan Basın Savcısı Umut Tepe, geçen hafta ifadesini aldığı Can Dündar hakkında takipsizlik kararı verdi. 6 sayfalık takipsizlik kararında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 'müşteki' sıfatıyla yer alırken, Can Dündar 'şüpheli' sıfatıyla yer aldı. Takipsizlik kararında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatlarının savcılığa sunduğu dilekçeye de yer verildi. Dilekçede, Can Dündar'ın, Savcı Celal Kara ile yapmış olduğu röportajın içerisinde Erdoğan hakkında ağır ithamlarda bulunulduğu iddia edildi.
 
"HAKARET ETMEK VE İFTİRA ATMAK MAKSADIYLA BU HABERİ YAPMADIM"
 
Can Dündar, savcılık ifadesinde, röportajı kendisinin yayınladığını, röportajda herhangi bir yorumda bulunmadığını, Cumhurbaşkanı'na hakaret etmek ve iftira atmak maksadıyla bu haberi yapmadığını söyledi. Basın özgürlüğü kapsamında yapılan röportajın yayımlanması haricinde bu haberde bir etkisinin olmadığını belirten Can Dündar, başlıkların da Savcı Celal Kara'nın ifadesi doğrultusunda düzenlenmiş olduğunu anlattı. 
 
"AŞAĞILAMA VE KÜÇÜLTME AMACIYLA RÖPORTAJ HABERLEŞTİRMEDİ"
 
Savcı Umut Tepe de, takipsizlik kararında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) kararlarına da ayrıntılı olarak yer verdi. Takipsizlik kararında, şikayete konu röportajın doğrudan veya dolaylı olarak müştekiye sövme kastıyla, yani açıkça aşağılama ve küçültme amacıyla haberleştirilmediği, yapılan bir röportajın Celal Kara'nın aktarımından ibaret olduğu, röportaja konu aktarımda küçültücü ve hakaret içeren bir sözün bulunmadığı vurgulandı. 
 

"BASIN, HALKIN GÖZCÜSÜDÜR"

 
Kararda, basının 'halkın gözcüsü' konumunda olduğu da vurgulanarak, bir gazetecinin, bir başka kişinin ifadelerinin yayılmasına yardım ettiği gerekçesiyle cezalandırılmasının, kamu yararına olan konuların tartışılmasına katkıda bulunmasını engelleyeceği belirtildi. Kararda, basının demokratik toplumlarda çok önemli bir göreve sahip olduğu, toplumu ilgilendiren konularda bilgi vermekle yükümlü olduğu, halkın ise bilgi alma hakkının bulunduğu ifade edildi. 
 
GAZETECİLİK GÖREVİ...
 
Güncel ve gündemde olan olaylar hakkında kamuoyunun bilgilendirilmesi amacını taşıyan haberlerin yapılmasında kamu yararı bulunduğuna dikkat çekilen savcılık kararında, "Söz konusu röportajın yapılmasında gazetecinin uzun zamandır gündemde olan güncel ve tüm kamuoyunun yakından takip ettiği soruşturmalar ve onun neticesinde çıkan olaylar kapsamında olduğu değerlendirildiğinde, gazetecinin bu olayların doğrudan ve dolaylı muhatabı olan bir Cumhuriyet Savcısının değerlendirmelerini ve görevi sırasında yaşadığı olayları haberleştirerek aktarmasının gazetecilik görevi olduğu..." ifadelerine yer verildi. 
 
"YAPILAN RÖPORTAJIN ELEŞTİRİ VE BİLGİ VERME HAKKI SINIRLARI İÇERİSİNDE KALDIĞI ANLAŞILMIŞTIR"
 
Basın özgürlüğü kapsamında haberleştirilen röportajın suç sayılamayacağının altı çizilen kararda, gazetecinin gazetecilik görevinin engellenmesinin, basına tanınan hakların engellenmesine yol açacağı vurgulandı. Kararda, yapılan röportajın eleştiri ve bilgi verme hakkı sınırları içerisinde kaldığı ve konunun okuyucuya aktarılması sırasında hukuka uygunluk çerçevesinin dışına çıkılmadığı kaydedildi. 
 
Kararda, atılı suçların unsurları bakımından oluşmadığının anlaşıldığı belirtilerek, Can Dündar hakkında kovuşturmaya yer olmadığına (takipsizlik) karar verildiği belirtildi. 
 
Soruşturma, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatlarının suç duyurusu üzerine başlatılmıştı.
 
KAYNAK: DHA