Çalışanların birçoğu işten çıkarıldığında veya çıktığında hangi haklara sahip olduğunu bilmiyor. Kıdem tazminatı alınabilir mi? Ücretlerin ödenmemesi durumunda çalışanın hakları neler? İşten çıkma ve çıkarılma konusunda her çalışanın sorması gereken temel soruları Avukat Nihat Vanlı Hukuk Ajansı için yanıtladı.
Kıdem tazminatıyla ilgili nasıl sorunlar yaşanıyor?

Nihat Vanlı (Avukat): İş Kanunumuzda kıdem tazminatına hak kazanma sebepleri sınırlı sayıda belirtilmiştir. Bu sebepler ölüm, askerlik, kadınlar için evlenme, emeklilik, haklı neden gibi sebeplerdir.

Fakat bu sebepler gerçekleşse dahi işverenler işçilere kıdem tazminatı ödemekten kaçınmaktadır. İşçiler çoğu zaman dava açmak sureti ile kıdem tazminatlarını tahsil edebilmektedir.

- Emeklilik konusunda 15 yıl ve 3.600 gün koşulunu doldurarak işten ayrılanların yeniden çalışması mümkün mü?

Nihat Vanlı (Avukat): Tabii ki mümkündür. Hatta Yargıtay 9.Hukuk Dairesi Esas: 2011 / 51535, Karar: 2014 / 52 Karar ve 13.01.2014 tarihli kararı ile; bu konuda “Somut olayda davacı, 1475 sayılı Kanunun 14. maddesinin birinci fıkrası (5) numaralı bendi uyarınca on beş yıl sigortalılık ve 3600 gün prim günü şartlarını sağladığı için 25.10.2010 tarihli dilekçesi ile işyerinden ayrılmış, 01.11.2010 günü başka bir işverene ait işyerinde çalışmaya başlamıştır.

Davacının işyerinden ayrıldıktan sonra başka bir firmada çalışması hakkın kötü niyetli kullanılması olarak değerlendirilemez. Davacı, Kanunun kendisine verdiği yasal hakkını kullanmıştır. Kanunda tanınan bu hakkın amacı, işyerinde çalışarak yıpranan ve bu arada sigortalılık yılı ile prim ödeme süresine ait yükümlülükleri tamamlayan işçinin, emeklilik için bir yaşı beklemesine gerek olmadan iş sözleşmesini aktif sonlandırabilmesine imkân tanımaktır.

Bu nedenle davacının, davasının kabulü ile kıdem tazminatının ödenmesine karar verilmesi gerekirken, mahkemece, hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.” İfadelerini kullanmıştır.

- Ücretlerin ödenmemesi durumunda çalışanın hakları neler?

Nihat Vanlı (Avukat): Ücreti ödenmeyen işçi, iş akdini haklı nedenle sona erdirerek kıdem tazminatına hak kazanmaktadır.

- Sigorta primleri yatırılmamış ya da gerçek ücreti üzerinden gösterilmemişse, çalışan kıdem tazminatı hakkı kazanabilir mi?

Nihat Vanlı (Avukat): Sigorta primlerini işçinin gerçek ücreti üzerinden yatırmak, işverenin zaruri bir yükümlülüğüdür. İşveren, İş Kanunu'ndan kaynaklanan bu yükümlülüklerini yerine getirmez ise işçi iş akdini haklı nedenle feshederek kıdem tazminatına hak kazanacaktır.

- Kıdem tazminatının ödenmediğini, geç ya da taksitler halinde ödendiği durumda çalışanın hakları neler?

Nihat Vanlı (Avukat): Kıdem tazminatı iş akdinin feshinden sonra peşin olarak ödenmelidir. İşverenin bu ödemeyi geciktirmesi ve ya kısım kısım ödemesi, işçiye dava yolu ile bu alacağını talep etme hakkı vermektedir. Ayrıca kıdem tazminatı alacağına uygulanacak faiz, bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faizdir.

- Çalışanların işten ayrıldıktan sonra başka bir işyerinde, rakip işyerinde çalışması mümkün mü?

Nihat Vanlı (Avukat): Tabii ki mümkündür. Fakat işçi önceki iş yerinden edindiği ve o işyerine özel bilgileri yeni işyeri ile paylaşmamalıdır. Aksi halde sadakat yükümlülüğünü ihlal etmiş sayılacak ve hakkında hukuki işlem başlatılabilecektir.

- İşverenlerin işten ayrılırken çalışana anlaşma önerdiği görülüyor. Bunun hukuki altyapısı var mı?

Nihat Vanlı (Avukat): İşveren ile işçi arasında iş akdinin feshine bağlı olarak doğan alacaklar hususunda bir takım anlaşmalar yapılabilir. Ancak bu anlaşmalar yapılırken İş Kanunu ve ilgili diğer mevzuatlara aykırı olmamasına dikkat edilmelidir.

İşçi işveren ilişkilerinde işçinin işverenden olan tüm alacağını aldığını ve onu geçmişe dönük olarak ibra ettiğini gösteren belgenin adı ibranamedir. İbraname, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 132. maddesinde düzenlenmiş olup, 420. maddesinde işçi işveren ilişkisiyle sınırlı olarak ibraname sözleşmesine yer verilmiştir.

Yeni Borçlar Kanunu’nda yer verilen düzenleme uyarınca, işçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin;

• Yazılı olması

• İbra tarihi itibariyle sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması,

• İbra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi,

• Ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığı ile yapılması şarttır.

Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüz olup, Banka aracılığıyla ödeme ve akabinde ibra imzalanmışsa ödeme miktarı kadar kısmı makbuz sayılacak, ibraname yine geçersiz sayılacaktır.

İbra tarihi itibariyle sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması ibranamenin geçerliliği bakımından zorunludur. Sözü edilen bir aylık süre,4857 sayılı İş Kanunu’nun 19. maddesinde feshe itiraz bakımından bir aylık hak düşürücü süre olup bu süre içerisinde işverenin olası baskılarını azaltmak amacıyla öngörülmüştür. Zira feshi izleyen bir ay içinde işçinin işe iade davası açma hakkı bulunmaktadır ve bu süre işçinin eski işine dönüp dönmeyeceğinin tespiti bakımından önem arz etmektedir.

Geçerli ve haklı neden iddialarına dayanan fesihlerde dahi ibraname düzenlenmesi için feshi izleyen bir aylık sürenin beklenmesi gerekir.

Ancak bir aylık bekleme süresi ibra sözleşmelerinin düzenlenme zamanı ile ilgili olup ifayı ilgilendiren bir durum değildir. Başka bir anlatımla işçinin fesih ile muaccel hale gelen kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve izin ücreti gibi haklarının ödeme tarihi bir ay süreyle ertelenmiş değildir.

-İşçi alacaklarında zamanaşımı süresi ne kadardır ?

Nihat Vanlı (Avukat): Kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı iş akdinin feshinden itibaren 10 yıllık zamanaşımına tabi iken; Fazla mesai ücreti, ulusal bayram genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti, hafta tatili ücreti gibi ücret alacakları hak kazanılmalarından itibaren 5 yıllık zamanaşımına tabidir.

Meryem KARADAĞ / Hukuk Ajansı

http://www.hukukajansi.com/guncel/isten-cikmacikarilma-durumundaki-haklar-h23134.html