Ülkenin bir yerinde gece vakti bir peynir fabrikası planlı bir hırsızlıkla soyuluyor, işyeri kasasından 37 adet, toplam 3 milyon 8 yüzbin liralık çek çalınıyor. Olay jandarmaya ve Cumhuriyet savcılığına intikal ediyor. Firma sahibi aynı zamanda asliye ticaret mahkemesine başvuruyor ve çek iptal davası açıyor ve ödeme yasağı alıyor. Mahkeme ödeme yasağını ilgili bankaya tebliğ ediyor.

Çeklerin çoğunun adet başına tutarı yüzbin liranın üzerindedir.

Olay 2014 yılının Ağustos ayında olur. En yakın çek vadesi Kasım ayı sonudur. Yani çeklerin çalınması ile en yakın vadeli çekin vadesi arasında 3 ayı aşkın zaman vardır. Çeklerin son vade tarihi ise 2015 Mart ayıdır.

Cumhuriyet başsavcılığı soruşturmanın ilerleyen aşamasında soruşturmayı organize bölüme aktarır. Savcılık şüphelilerden hiç birisine ulaşamaz, hepsi bimekandır.

Soruşturma devam ederken aynı şüphelilerin iki kargo şirketini daha soydukları anlaşılır.

ÇEK İSTİHBARATI

Hayatın doğal akışına göre bu miktarda çeki alacak tacir veya kişi bu çeklerin istihbaratını yapar. Çek istihbaratında ilk yapılacak iş ise çek hesabının bulunduğu bankadan çeki sormaktır. Çeki edinen kişi bunu yapmış olsa banka “çekin çalıntı olduğunu, çekle ilgili asliye ticaret mahkemesinin ödeme yasağı kararı bulunduğunu” söyleyecekti..

Gelin görün ki 37 çekten hiçbirisi bankadan sorulmamıştır.

Çekler son hamilin kaşesi ve imzası taklit edilerek piyasaya sürülür.

İCRA TAKİPLER

Çeklerin önemli bir bölümü daha sonra M.D. adında bir kişinin avukatları tarafından icraya konulur. Ne büyük tesadüftür ki kargo şirketlerinden çalınan çeklerin bir kısmı da M.D’ın avukatı tarafından icraya konulur.

MENFİ TESPİT DAVALARI, İHTİYATİ TEDBİR TALEPLERİ

Çeklerin çaldıran son hamil çekleri bankalara ibraz edenlere karşı menfi tespit davaları açar ve ihtiyati tedbir talep eder.

SAHTELİK YOKSA İHTİYATİ TEDBİR VEREMEYİZ

Davalar çeşitli yerlerde farklı ticaret mahkemelerinde açılmıştır. Bazı ticaret mahkemeleri çekte sahtelik olmadığı için ihtiyati tedbir taleplerini ret ederler.

Avukatlar, İİK 72/2 ye göre ihtiyati tedbir talepleri ret edilince bu kez İİK 72/3 e göre icra veznesindeki paranın teminat karşılığında alacaklıya verilmemesine ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ederler.

Bir Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi İİK 72/3 e göre karar vermekten kaçınır.

İİK 72/3 pratik olarak nasıl uygulanıyor?

İİK 72/3 “hakim % 15 den az olmamak üzere teminat karşılığında icra veznesine yatan paranın alacaklıya verilmemesine karar verebilir” diyor. Pratikte mahkemeler % 15 in üzerine çıkmıyor.

Hakimin kararından sonra dosyanın kapak hesabı yapılıyor, ihtiyati tedbir kararı dosyaya konuluyor ve kapak hesabına göre para yatırılıyor. Bu durumda para dava sonuna kadar icra veznesinde bekliyor.

Avukatlar adaletbiz’e yaptıkları açıklamada iki konu üzerinde duruyorlar ve iki soru soruyorlar.

İİK 72/3 e göre Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi ihtiyati tedbir talebimizi ret ederse; icraya yatırılan parayı alacaklı alacak, menfi tespit davasının sonunda alacaklının kötü niyetli veya ağır kusurlu olduğu sonucuna varılır ve davacı lehine karar verilirse:

Soru 1: Davacıdan parayı tahsil etme imkanı olmaz ise hakimin hukuki ve cezai sorumluluğu olacak mı?

Soru 2:  Devlet, zarar ziyan ile birlikte parayı bize ödemek zorunda kalır mı? Devlet hakime rücu edebilir mi?

MENFİ TESPİT DAVALARINDA İHTİYATİ TEDBİR KARARI

Menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı verilmesi için HMK 209 kapsamında sahtelik şart mı, sahtelik yoksa aktarılan bu olayda ihtiyati tedbir kararı verilemeyecek mi? İhtiyati tedbir kararı için sahtelik şart mı?

  

 Rahmi Ofluoğlu