İfade özgürlüğünün çok daha tartışılır hale geldiği günümüzde, 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk savcılarını eleştirdiği için yargılanan Hâkim Sevgi Övüç hakkında beraat kararı veren mahkeme ders gibi bir gerekçeli karara imza attı.

Mahkeme, Övüç hakkındaki gerekçeli kararında, ifade özgürlüğünün sadece genel kabul gören fikirler için olmadığını, toplumun duygularını inciten, şoke eden veya huzursuz kılan fikir ve bilgiler için de geçerli olduğunu vurguladı. Kararda, düşüncenin yemeğin sindirilmesi gibi içsel bir eylem olduğu, ne düzeyde baskı olursa olsun engellenemeyeceği belirtildi. Mahkeme gerekçeli kararında, hakaret suçu ile ifade özgürlüğü bir arada değerlendirildiğinde hangi eylemin hakaret, hangisinin ifade özgürlüğü kapsamında kalacağı hususunun gelişmekte olan ülkelerde ve Türkiye’de yoğun bir şekilde tartışıldığı belirtildi. Kararda, ifade özgürlüğünün, demokratik bir sistemin ön şartı olduğu kaydedilerek yeni ve daha iyi fikirlerin ortaya çıkmasının zeminini ifade özgürlüğünün oluşturduğu vurgulandı. Yeni düşünce ve taleplerin dile getirilmesinin, mevcut sistemin kusurlarını ortaya çıkardığının ifade edildiği kararda, yanlış uygulamaların ortadan kaldırılmasını sağlayarak toplumsal gelişmeye katkıda bulunduğu aktarıldı.

 

Devlet yükümlü

Düşünceyi açıklama özgürlüğünün gerçekleştirilmesinde devletin etkin bir işlevinin olduğundan bahsedilen kararda, devletin çoğulcu demokratik ilkeler çerçevesinde kendisinin koyduğu normlara uygun düşünmemeyi de güvenceye alması gerektiği savunuldu. Devletin bireylere düşüncesinden ötürü kınanmamak ve düşüncesini açıklamak ve yaymak, meşru sınırlar içinde düşüncesine uygun davranışlarda bulunabileceği ortamı sağlamakla yükümlü olduğunun altı çizildi. “Sınırsız özgürlük” anlayışının felsefi anlamda ileri sürülse bile bu görüşün örgütlü siyasal toplumda geçerliliğinin bulunmadığı aktarıldı. Bu nedenle de demokratik rejimlerde devletin takdir alanının sınırları çizilmiş olarak nesnel ölçü ve nedenlere dayanarak düşünce özgürlüğünü sınırlayabileceği belirtildi. Bu durumda da uluslararası sözleşmelerle çerçevesi çizilmiş meşru sınırların aşılmamasına dikkat edilmesi gereken konulardan olduğu kaydedildi.

 

Sisteme yönelik düşünce

Davaya konu eleştirinin dile getirildiği “adalet.org” sitesinde Övüç’ün güncel bir soruşturma ile ilgili yapılan görev tasarrufuna ilişkin hukukçu kimliği ile kaygı ve endişelerini dile getirerek soruşturma savcılarının şahsını muhatap almaksızın sisteme yönelik düşüncelerini dile getirdiği kaydedildi. Mahkeme, “adalet. org” sitesinde “17 Aralık hırsızlık ve yolsuzluklarının üzerini örtmek için 14 tane savcı biraz az değil mi?” diye görüş bildiren Yargıçlar Sendikası temsilcisi Hâkim Sevgi Övüç’e isnat edilen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmadığını belirterek beraat ettirmişti. Övüç, 2008’de Recep Tayyip Erdoğan’ı şehitlere “kelle” dediği gerekçesiyle 3 kuruş para cezasına çarptırmıştı.


http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/209649/H_kimden_ders_gibi_ifade_ozgurlugu_karari.html