Kadın cinayetleri, kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüz vakalarında yargının erkek zanlının cezalarında uyguladığı ‘haksız tahrik’, ve ‘iyi hal’ indirimleri kanayan yarayı daha da derinleştiriyor...

Kemal Göktaş / ANKARA

Türkiye, kadınlara karşı şiddetin giderek tırmandığı bir ortamda 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutladı. Kadına karşı şiddette koruma yükümlülüğünü yeterince yerine getirmeyen devletin yargısı da kadına yönelik şiddete gösterdiği yüksek tolerans nedeniyle işlenen suçların cezasız kalmasına neden oluyor. Yargının tutumunu özetleyen çarpıcı örnekler şöyle:

HAKSIZ TAHRİK İNDİRİMİ: Yargıtay’ın, hiç tanığın olmadığı bazı olaylarda, sanıkların “haksız tahrik” iddialarını doğru kabul eden birçok kararı var. Haksız tahrik indiriminde çoğunlukla fail, maktülün kendisini aldattığını itiraf ettiğini ya da hakaret ettiğini ileri sürerek bu indirimi alıyor. Örneğin, Bursa’da, internette izlediği porno filmdeki kadına benzettiği için karısını 22 yerinden bıçaklayarak öldüren; cinsel ilişki isteğini reddettiği için kendisine “Zaten senin erkekliğin gün geçtikçe kayboluyor” dediğini ileri sürdüğü eşini 10 dakika süreyle boğazını sıkarak öldüren erkeklere haksız tahrik indirimi uygulandı.

İYİ HAL İNDİRİMİ: Cezanın 6’da 1’ini silen takdiri indirim, sanığın takım elbiseyle duruşmalara katılması gibi gerekçelerin yanı sıra “sosyal ilişki, cezanın sanığın geleceği üzerindeki etkisi” gibi subjektif gerekçelerle de yapılabiliyor. Antalya 4. Ağır Ceza Mahkemesi, sevgilisini üzerine benzin döküp yakarak öldüren sanığa yaptığı 6 yıllık takdiri indiriminin gerekçelerini “sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki olumlu davranışları, cezanın sanığın üzerindeki olası etkileri ve dosya kapsamı” olarak açıkladı.

TÖRE CEZASINA NAMUS ENGELİ: 2005’te yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu’na “töre saiki” ile öldürme suçunda ağırlaştırılmış müebbet verilmesine ilişkin hüküm konulmuştu. Ancak uygulamada Yargıtay töre cinayetlerini dar yorumlayarak neredeyse aile meclisi kararıyla işlenen cinayetler dışında töre suçundan ceza vermiyor. Son olarak Yargıtay, Erzurum’da bir amcanın, yeğeninin sevgilisini, dedikodular nedeniyle öldürmesini “töre” yerine “namus” cinayeti olarak gördü ve cezayı indirdi.

ÇOCUK GELİNLERE TOLERANS: Çocuk istismarının en ağır biçimlerinden olan “çocuk gelinler” meselesinde ceza verilmemesi gerektiği yönünde güçlü bir eğilim var. TCK’da 15 yaşından küçüklerle ilişkiye girenlere en az 16 yıl hapis cezası verilmesine ilişkin hüküm yer alıyor. Ancak Diyarbakır’da bir mahkeme, yasanın açık hükmüne rağmen 14 yaşındaki bir çocukla evlendirilen sanığı beraat ettirdi. Yargıtay 14. Ceza Dairesi de 15 yaşından küçüklerle kurulan cinsel ilişki davalarında çok sık “sanığın, mağdurenin yaşını bilmediği” gerekçesiyle beraat verilmesi gerektiğine ilişkin kararlar veriyor. Bu kararlar Başsavcılığın itirazı sonucunda Ceza Genel Kurulu’ndan dönüyor.

EŞE CİNSEL SALDIRI SUÇ DEĞİL: Eşe karşı tecavüzün suç olması için verilen büyük mücadeleler sonunda TCK’ya bu suç konuldu. Ancak “cinsel birleşme” yani “tecavüz” niteliğinde olmayan cinsel saldırı fiilleri, Yargıtay’ca suç olarak değerlendirilmiyor. Son olarak Yargıtay, “eşi zorla kendisine çekerek öpme” fiilinin suç olmadığına hükmetti.

KADININ BEYANI ESAS ALINMIYOR: Taciz ve tecavüz suçlarında büyük çoğunlukla tanık olmaması nedeniyle uygulanan mağdurun beyanının esas alınması ilkesi de çoğu olayda uygulanmıyor. Yargıtay, aynı işyerinde birden çok kişiye cinsel saldırıda bulunan sanıkla ilgili kararında “tanıkların diğer davaların mağduru olduğu” gerekçesiyle beraate hükmetmişti. Samsun’daki bir tecavüz davasında, Adli Tıp’ın “mağdurun psikolojisi bozulmuştur” raporunu “bu bozulma başka olaylar nedeniyle de olabilir” şeklinde yorumlayan Yargıtay, sanığın “rızasıyla ilişkide bulundu” ifadesini doğru kabul ederek beraat kararı verdi

AHLAK BEKÇİLİĞİ YAPILIYOR: Yargıtay, nikahsız birlikte yaşamayı fuhuşla eş değer görüyor. Yargıtay, nikahsız birlikte yaşayan ve bir çocukları olan çiftin ayrıldıktan sonra ziynet eşyalarının iadesiyle ile ilgili davada ‘nikahsız birlikte yaşamanın ahlaka mugayir olduğunu’ savunarak, ahlaka aykırı amaçlarla verildiği gerekçesiyle ziynet eşyalarının iadesinin mümkün olmadığına hükmetti. Anayasa Mahkemesi ise tacize uğrayan üniversite öğrencisinin “tacizcinin aldığı cezanın ertelenerek tacizin cezasız bırakılmasının ve kendisine de hakaret suçundan ceza verilmesinin” hak ihlali olduğu yönündeki başvurusunu reddetti.

TACİZ CEZALANDIRILMIYOR: Geçtiğimiz yıl yapılan kanun değişikliği ile bazı cinsel saldırı fiillerine “sarkıntılık düzeyinde kaldığı” gerekçesiyle 5-10 yıl arası hapis cezası verilmesi yerine 2-5 yıl arası hapis verilmesi öngörüldü. Taciz suçuna verilen cezanın da sadrece 6 ay-2 yıl arası hapis olması nedeniyle birçok cinsel saldırı suçuna caydırıcı ceza verilemiyor.

http://www.milliyet.com.tr/-erkek-yargi-kadina-karsi-gundem-2025083/