Hukuk mahkemeleri, finans davalarından tazminat davalarına kadar pek çok farklı suç türüne bakıyor. Hâkimler, nitelik arz eden davalarda yanlış kararlar vermemek için bilirkişilerin görüşlerini alarak, kararlarını bu şekilde kuruyor. Bu durum, hem davanın uzamasına hem de bilirkişinin görüşü doğrultusunda karar veriliyor eleştirisine yol açıyor. Bu eleştiriler nedeniyle Adalet Bakanlığı, mahkemelerde ihtisaslaşmanın sağlanması konusunda önemli bir çalışma başlattı.

Çalışmaya göre sıfırdan uzman mahkeme kurmak yerine mevcut mahkemelerin belirli davalarda uzmanlaşması sağlanacak. HSYK, iş yoğunluğuna göre bazı mahkemeleri uzman olarak belirleyecek. Böylece mevcut işlerinin yanında HSYK’ca belirlenen suçlara ilişkin davalara bakacaklar. Örneğin finans, alacak, maddi ve manevi tazminat davalarında ihtisas sahibi mahkemeler ortaya çıkacak. Raporun sonucuna göre Radikal ’e bilgi veren Adalet Bakanlığı bürokratları, şunları anlattı:

"Ankara, İstanbul , İzmir gibi yerlerde asliye hukuk mahkemelerinin birden fazla dairesi var. Alacak davaları, maddi ve manevi tazminat davaları bütün asliye hukuk mahkemelerinde görülüyor. Düşüncemiz, bu mahkemelerin biri, mevcut işlerinin yanı sıra alacak davalarına, maddi ve manevi tazminatlarına, finans davalarına bakabilsin. Bu yönde bir çalışma düşünülüyor. Henüz siyaset kurumuna arz etmedik."

Bakanlık bürokratları, söz konusu projeyle mahkemelerde ihtisaslaşmayı sağlamayı amaçladıklarını da belirterek şöyle devam etti:

"Bu projeyle ihtisaslaşma sağlanacak. Bugün en çok eleştirilen nedir? ‘Bilirkişi adaleti var’ deniliyor. Hâkimler iş yoğunluğunda ya da konuya tam vakıf olmadığında bilirkişi raporlarının sonuç kısmına bakarak karar verebiliyor. Bu hâkim ihtisaslaştığı zaman bilirkişi raporlarını denetleyecek. Bilirkişi raporlarının daha iyi denetlenip ‘bilirkişi adaleti’ denilen şeyin önüne geçilmesi temel amaç. Hâkim belli alanlardaki davalara baktığı zaman uzmanlaşmış olacak. Bilirkişi teslimiyeti daha az olacak."