TBMM Genel Kurulu'nda, "4. Yargı Paketi" olarak bilinen, İnsan Hakları ve İfade Özgürlüğü Bağlamında Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı kabul edilerek yasalaştı.


Ceza Hukukçusu olan Prof. Dr. Ersan Şen, 4'üncü Yargı Paketi'nde yapılan değişikliklerin ne anlama geldiğini yorumladı.


Yasada yapılan değişikliklerin suç örgütü yöneticilerini kapsamadığını özellikle vurgulayan Şen, göre bazı basın yayın organlarında bahsedildiği bazı isimlere yönelik af niteliği taşıyan bir durumun olmadığını da savundu.


İşte Ersan Şen'e göre 4. Yargı Paketi ile ilgili yapılan yorum yanlışları:

"4. Yargı Paketi nihayet yasalaştı. Yürürlük için Sayın Cumhurbaşkanı'nın Resmi Gazete'de yayımlatması bekleniyor. Toplam 26 maddeden oluşan Kanunun, Meclis Genel Kurulu görüşmelerinde sadece 11. ve 12. maddelerinde değişikliğe gidildi. Bu değişiklikler, Adalet Komisyonu tarafından Meclis Genel Kurulu'na gönderilen metnin tümü ile değiştirilmesi, yeni hüküm konulması veya Komisyon metninde mevcut madde veya hükümlerin kaldırılması değildi.

1. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 220. maddesinin 6. fıkrasına bir cümle eklendi ve 8. fıkrasının ilk cümlesinde de değişikliğe gidildi. Yeni hükümler şu şekildedir:

"(6) Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır. Örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir. Bu fıkra hükmü, sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır.


(8) Örgütün (veya amacının ibaresi kaldırılıp yerine) cebir, şiddet veya tehdit içeren yöntemlerini meşru gösterecek veya övecek ya da bu yöntemlere başvurmayı teşvik edecek şekilde propagandasını yapan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu suçun basın ve yayın yolu ile işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır".


Altıncı fıkranın, Terörle Mücadele Kanunu'nun 2. maddesinin 2. fıkrası ile uyumu sağlandı, fakat bu uyum, silahlı örgütlerde gözardı edildi. Bu değişiklik, silahlı olsun veya olmasın, suç örgütü kurucusunu, yöneticisini, üyesini veya suç örgütüne yardım edeni kapsamamaktadır. Türk Ceza Kanunu'nun 220. maddesinin 6. fıkrası net bir şekilde, suç örgütüne üye olmayıp da örgüt adına suç işleyen kişilerle ilgilidir.


220. maddenin 8. fıkrasında ise, örgütün propagandasının yapılmasına ilişkin suçun gerçekleşmesi için aranan unsuru zorlaştırıldı. 4. Yargı Paketi'nin 10. maddesinde, suçu ve suçluyu övme suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu'nun 215. maddesinde de benzer değişikliğe gidildi. Bu madde değişikliklerinin amacı, ifade hürriyetinin geliştirilmesidir. Bu değişiklikler isabetli olmuş mudur, olmamış mıdır, bunu zaman gösterecektir.

2. Değişiklikle, ihaleye fesat karıştırma suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu'nun 235. maddesinin 1. ve 3. fıkralarında değişikliğe gidildi ve madde değişikliği olarak kabul edilmese de, değişiklik gerekçesinde, ihaleye fesat karıştırma suçları bakımından Türk Ceza Kanunu'nun 43. maddesinin 1. fıkrasının son cümlesinde yer alan zincirleme suçun tatbikinin gerektiğine işaret edildi.

235. maddesinin 1. ve 3. fıkralarının son hali:

"(1) (‘Kamu kurum veya kuruluşları adına yapılan mal veya hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamalara ilişkin ihaleler ile yapım ihalelerine fesat karıştıran kişi, beş yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.' cümlesi yerine) Kamu kurum veya kuruluşları adına yapılan mal veya hizmet alım veya satımlarına ya da kiralamalara ilişkin ihaleler ile yapım ihalelerine fesat karıştıran kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.


(3) (‘İhaleye fesat karıştırma sonucunda ilgili kamu kurumu veya kuruluşu açısından bir zarar meydana gelmiş ise, ceza yarı oranında artırılır. Zararın meydana gelmiş olduğu sabit olmakla birlikte miktarının belirlenememiş olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını engellemez.' cümlesi yerine)


İhaleye fesat karıştırma suçunun:

a) Cebir veya tehdit kullanmak suretiyle işlenmesi halinde temel cezanın alt sınırı beş yıldan az olamaz. Ancak, kasten yaralama veya tehdit suçunun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca bu suçlar dolayısıyla cezaya hükmolunur.


b) İşlenmesi sonucunda ilgili kamu kurum veya kuruluşu açısından bir zarar meydana gelmemiş ise, bu fıkranın (a) bendinde belirtilen haller hariç olmak üzere, fail hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur"."



Kaynak: Haber7