HÂKİMİN “BENİ REDDİ HÂKİM YAPABİLİRSİNİZ” DİYEN MAHKEMEDEN

2 BİN TL MAAŞLA ÇALIŞAN KOCAYA “8 BİN TL NAFAKA ÖDE” TALİMATI

 

Tarsus’ta görülen bir boşanma davası, hukuk tarihine geçecek içeriği ile dikkat çekiyor.

 

Aylık geliri resmi kayıtlarda 2 bin TL olarak gözüken ve eşi Y.A.’dan boşanmak için Tarsus Aile Mahkemesi’ne dava açan R.A.’ya mahkeme, Türkiye’de ender olarak görülen bir tutar olan 8 bin TL aylık nafaka ödemesi için hüküm verdi.

 

Haziran ayında verilen ve dava tarihinden itibaren geriye doğru geçerli olan, 8 bin TL aylık nafaka miktarını ödeyemeyen R.A.’ya icra takibi başlatıldı.

 

Alınan bilgiye, 2014 Eylül ayında Tarsus Aile Mahkemesi’ne başvuruda bulunarak iki çocuğunun velayetlerinin kendisine verilmesi ve Y.A.’dan şiddetli geçimsizlikten dolayı boşanmak istediğini belirten R.A., Avukatları aracılığıyla mahkeme sürecini takip etti.

 

Haziran ayında görülen mahkemenin son duruşmasında 8 bin TL aylık nafaka ödemeye hükümlü kılınan R.A.’nın Avukatları ise Mahkeme Hâkiminin sürekli olarak Y.A. lehine kararlar vermesi ve mahkeme süresi boyunca R.A. lehine olumlu sonuç verecek bazı gelişmeleri ve delilleri görmezden geldiği iddiasında bulunarak, karara itiraz ettiler.

 

Ancak itirazları da kabul edilmeyince Hâkimi reddeden bir dilekçe verdiler. Bu davanın duruşması 03.09.2015 Perşembe günü olup Kamuoyu gelişmeleri merakla takip etmektedir.

 

HÂKİM “REDDİ HÂKİM YAPIN!” DEDİ. BİR HÂKİM BUNU SÖYLEYEBİLİR Mİ? BU BEYANI YASAYA VE VİCDANA UYGUN MU?

 

Davacı R.A. Avukatları, dava süresi boyunca yaşanan ve belki hukuk tarihine geçecek ilginç diyalogları da mahkemeye sundukları REDDİ HÂKİM DİLEKÇELERİNDE vurguladılar.

 

R.A.’nın Avukatları mahkemeye sundukları belgelere dayalı dilekçelerinde “…Örneğin, tanıklardan A. A.’nın ifadesi okunduğunda ne kadar süre serbest bırakılarak konuşmasına izin verildiği, sayın Hâkimin, soru sorduğu zapta geçirilmeksizin, sorularla yönlendirildiği anlaşılmaktadır” ifadeleri kullanıldı.

 

Aynı açıklamada, “Davacı tanıklarının ifadeleri ile mukayese edildiğinde bu durum açıkça anlaşılmaktadır. Davacı vekili olarak hukuka ve usule uygun beyan ve talebim sonrasında sayın Hâkim, ‘…MAHKEME HÂKİMİNİ REDDETMEMİZİ…’ söyledi. Bu beyanının zapta geçmesini istediğimde de ‘…MAHKEME HÂKİMİNİN TARAFSIZLIĞINDAN ŞÜPHE DUYUYOR OLMALARI HALİNDE REDDİ HÂKİM YAPMALARI ANLATILDI…’

 

şeklinde bir ‘SÖZDE’ düzeltme beyanında bulunmuştur. Durduk yerde, usulde hiç yeri yokken ve tarafsızlığını yitirdiğine dair kendi beyanı olarak ve ısrarımızla zapta geçen bu tutumu dahi sayın Hâkimin tarafsızlığını yitirdiğinin açık beyan ve kabulüdür.

 

Sayın Hâkimin bu yoldaki beyanı talihsizlik olarak kabul edilebilir” vurgusunda bulunuldu.

 

 “‘BENİ REDDEDİN’ diyen bir Hâkimin davaya bakmaya devam etmesi yasal ve vicdani midir?” sorusunun akıllara geldiği davada, ‘aylık geliri 2 bin TL olan ve dosyadaki delillerle ve gerçek hayattaki durumu ile geliri belli olan R.A.’nın aleyhine Y.A. ve iki çocuğa 8 bin TL nafaka bağlanması yasaya uygun mudur?’ sorusu da akıllara geliyor.

 

Kaldı ki Mahkeme dosyasında davalı Y.A’nın üzerine kayıtlı gayrimenkulleri bulunduğu, hatta kendisinin de Mühendis olduğu halde çalışmadığı da sabit iken çok yüksek miktarda nafaka bağlanması kamuoyunun dikkatini bu davaya çekmiştir.

 

Asgari ücretin bin TL olduğu bir ülkede, sırf ailesinin maddi durumu iyi diye 8 bin TL nafaka ödemeye hükümlü kılınan ve üzerinde başka hiçbir gelir getirici mal varlığı bulunmayan R.A., 2 bin TL’lik geliriyle ödemeye yapılmadığı için şu an icraya düşmüş durumda.

http://www.tarsushaber.com/haber/2015/08/31/bu-bosanma-davasi-hukuk-tarihine-gececek-175031