Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, bugün yargılanmasına başlanacak olan Fazıl Say davasıyla ilgili, "Yargı onu saçmaladı saysın. Keşke Fazıl Say bizi bunu, uluslararası platformda anlatma durumuna düşürmeseydi" dedi.

Bakan Egemen Bağış, Fazıl Say davası, Danimarka'nın ROJ TV'yi kapatmaması ve Cumhurbaşkanı Gül'ün, yerel seçimlerin öne alınmasını içeren düzenlemeyi veto kararı gibi başlıklarda DHA'nın sorularını yanıtladı.

Türkiye'nin AB sürecinde sık sık önüne konan ifade özgürlüğüyle ilgili bir başka dava bugün görülüyor. İç gündemde olduğu kadar dış basında da oldukça yer bulan, AB'nin de yakından izlediği davanın muhatabı Fazıl Say, “Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılamak" suçlamasıyla yargılanacak olduğu davada, 1,5 yıl hapis istemiyle karşı karşıya.

FAZIL SAY NE DEMİŞTİ?

Buna ilişkin sorunun yöneltilebileceği en doğru isimlerden biri olan, AB sürecinin hızlanmasına önem gösteren Bakan Egemen Bağış, yargının bugün ele alacağı bir konuda konuşmanın, yürütmenin bir mensubu olarak çok tercih ettiği bir konu olmadığını söyleyerek söze başladı. Bağış, “Ben eğer yargı mensubu olsaydım bunu, Fazıl Say'ın 'saçmalama' özgürlüğü içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini düşünürdüm.


NEDEN YARGILANACAK


Fazıl Say’a geçtiğimiz mayıs ayında internet paylaşım sitesi Twitter’daki mesajlarından dolayı soruşturma açıldı İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’na yapılan suç duyurusunda Fazıl Say’ın internet paylaşım sitesi Twitter’daki kendisine ait sayfasında İslam inancına saldırı niteliğinde ve bu inanca mensup insanları incitecek ve infialine sebep olacak mesajlar yayınladığı iddia edilmişti.

Say’ın militarist ateist olduğunu düşündürecek bu yazılar ile sadece Müslümanları değil Hıristiyan ve Yahudileri de rencide ettiği öne sürülmüş, bu yazıların Türk Ceza Kanunu’nda belirtilen ve “halkı kin ve düşmanlığa tahrik” ve “dini değerlere hakaret” eylemini düzenleyen 216. maddenin 1 ve 3. maddelerine aykırı olduğu belirtilen suç duyurusunda “Bu ifadeler toplumda inanç çatışması oluşturacak, farklı görüş ve inançtaki kişilerin birbirlerine karşı hislerinin değişmesine sebep olacak, husumetleri tetikleyecek, dini tahammülü yok edecek, kamplaşmaya sebep olacak, inananla inanmayanı karşı karşıya getirecek, tahrik edip çatışmaya sevk edecek ve kamu barışını tehlikeye sokacak özellikler taşımaktadır ” denilmişti.
Ancak insanların değerlerine hakaret etmek, insanların inançlarıyla dalga geçmek hiç kimsenin hakkı olmamalıdır diye düşünüyorum. Yine de böyle bir konuda yargının alacağı kararı, saygıyla karşılamamız, takip etmemiz gerektiğini düşünüyorum" diye konuştu.

“Keşke Fazıl Say, insanların değerlerine daha saygılı olabilseydi" diyen Bağış, “Böylece Türkiye böyle bir davayla da karşılaşıp, bunu uluslararası platformda anlatmak durumuna düşmeseydi" diye konuşmasını sürdürdü.

İSTENİRSE AVRUPA'DA TV KAPANIYORMUŞ

Avrupa'nın Paris merkezli en büyük uydu sağlayıcısı Eutelsat'ın, 19 İran televizyon ve radyo kanalının yayınını durdurmasıyla bağlantılı olarak, "Danimarka neden Roj TV'yi kapatmakta direniyor?" sorusuna Bakan Bağış, “Danimarka'nın içine düştüğü durum gerçekten düşündürücü. Bir yandan Danimarka mahkemeleri, Roj TV'yi PKK'nın finanse ettiğini, terör örgütünün yan kuruluşu olduğunu artık tescil etti. Yargı kararına rağmen maalesef Danimarka yürütmesi, bağımsız bir kuruluş olan Radyo Televizyon Üst Kurumu'nun bu kararını değerlendirip, gerekli kapatma kararını vermesini bekliyor. Zannediyorum orada bu tür işlerin bürokrasisinin işleri biraz daha uzun" diye yanıt verdi.

Bağış, "Eutelsat'ın İran televizyon ve radyolarıyla ilgili aldığı karar, isteyince olabileceğini bir kez daha ortaya koydu" dedi.

CUMHURBAŞKANININ VETOSU ÇOK HAKLI

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, yerel seçimlerin öne alınmasını içeren düzenlemeyi veto kararıyla ilgili yorumu sorulan Bağış, “Sayın Cumhurbaşkanımızın kararını saygıyla karşılıyorum. Bence de en doğrusu ve makulü buydu. Böyle bir konuda referanduma gitmeden evvel Meclisin kararını bir kez daha gözden geçirmesine fırsat vermeyi daha doğru bir karar olarak değerlendiriyorum. Sayın Cumhurbaşkanımızın bu girişimi bence çok yerinde olmuşturö diye konuştu.

AVRUPA'YA KENDİMİZİ KÜLTÜR VE SANATLA ANLATIYORUZ

Avrupa'da, Türkiye'nin AB Bakanlığı desteği ile gerçekleştirilen kültür-sanat etkinliklerinde artış yaşandığı hatırlatılan Bağış, bu durumu ise şöyle açıkladı: “AB sürecimizde en büyük engelin önyargılar olduğunu görüp, bizimle ilgili endişeleri, şüpheleri, korkuları ortadan kaldıracak, Avrupa toplumlarının bizi daha iyi anlamalarını, bizim toplumumuzun da Avrupa kültürünü daha iyi anlamasını sağlayacak farklı etkinlikleri önemsiyoruz. Bunda da ifade özgürlüğünün en önemli platformu olan sanatı kullanarak, Türk filmleriyle, Türk müziğiyle, Türk danslarıyla kendimizi onlara tanıtmanın ve onların bazı önyargılarını yenmelerine yardımcı olacağının önemini gözlemledik. Bugüne kadar farklı ülkelerde ortaya koyduğumuz bu çalışmaların olumlu neticelerini almaya başladık. Şimdi İtalya'da da bunu deniyoruz."

FERZAN ÖZPETEK, AVRUPA'DAKİ TAKDİR NEDENLERİMİZDEN BİRİ

Milano'da önceki gün "Missing Star Turkey" festivalinin açılışını, bugün de Roma'da bu yıl ikincisi gerçekleştirilen Türk Filmleri Festivali'nin açılışını yapacak olan Bağış, "Bugün İtalya'nın en başarılı yönetmenleri arasında Ferzan Özpetek gibi bir kardeşimizin olması, bugün Türk Sineması'na hem Türkiye'de hem Avrupa'da ilginin artmış olması, Türkiye'nin son dönemde attığı adımların artık Avrupa'da da takdir gördüğünü ortaya koyuyor." dedi.

Siyasi hayatındaki gözlemlerine dayanarak, Türkiye'de kötü bir şey olmadıkça uluslararası medyada yer alma şansının çok düşük olduğunun altını çizen Bağış, “Ancak kültür ve sanatta en ufak bir adım bile bizi Avrupa'nın, Amerika'nın, Batı Dünyası'nın kültür sanat sayfalarında kendimizi anlatabilmek, ülkemizi tanıtabilmek için bize muazzam fırsatlar veriyor. Onu iyi değerlendirmek gerekiyor ve bu nedenle bu tür etkinlikleri önemsiyorumö diye sözlerini bitirdi.

vatan