Ankara Başsavcısı Harun Kodalak, 7 Haziran seçimlerinin hemen ardından zamanlaması manidar ve siyasi içerikli bir açıklama yaptı. Kodalak, 2012 KPSS ile ilgili soruşturma gerekçesiyle yaptığı açıklamada, 'soruşturmaların değişen hiçbir durum ve koşuldan etkilenmeksizin devam edeceği' ifadeleri kullanılarak, siyasi baskı iması yapıldı. Kodalak'ın AKP iktidarının sona ermesinin ardından yaptığı açıklama, bugüne kadar soruşturmaların siyasi mi yürütüldüğü algısını oluşturdu, hukukçulardan tepki çekti.

Silivri Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde bir dizi film yüzünden 6 aydır tutuklu bulunan Samanyolu Medya Grup Başkanı Hidayet Karaca'nın avukatı Fikret Duran Kodalak'ın savcılık mesleğine olan saygı ve güveni yok edecek açıklamalarda bulunduğunu söyledi. Fikret Duran yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı; “Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Harun Kodalak , savcılık mesleğine olan saygı ve güveni yok edecek açıklamalarda bulunmuştur. Bu açıklama, bir milli eğitim müdürü, DSİ genel müdürü görevini yaparken ne kadar bağımsız ve tarafsız ise, Ankara Cumhuriyet Başsavcısının da yargı görevini ifade ederken ancak onlar kadar bağımsız hareket edebildiğinin itirafıdır."

'Harun Kodalak her açıklamasıyla toplumun bir kesimini hedef haline getiriyor'

"Başsavcının görevi hükumet politikaları doğrultusunda savcıları hizaya çekmek değil adliyeyi idare etmektir. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı ile Ankara Cumhuriyet Başsavcısının aynı refleksle hareket ettiğini açıklamalarından görebiliyoruz. 17-25 Aralık soruşturmasının kapatılması, Hidayet Karaca'nın 5 yıl önce yayınlanmış ve RTÜK tarafından herhangi bir ceza verilmemiş dizi film senaryosu nedeniyle 6 ayı geçkin bir süredir rehin tutulması, hakkında tahliye kararı verilmesine rağmen savcılığın tahliyeyi gerçekleştirmeyip aynı saatlerde basın açıklaması yaparak Anayasa'yı çiğnemesi bu manzarayı gözler önüne sermektedir.Cumhurbaşkanının, Başbakanın, Adalet Bakanının Hidayet Karaca gözaltına alındığı zamanlarda onun masumiyet hakkını çiğneyen açıklamaları adeta yargıya talimat niteliğindeydi. Harun Kodalak, hükumetin açıkça desteklediği Yargıda Birlik Platformu kurucuları arasında yer alıyor. Bu kişi HSYK seçimlerinden bir gün önce de toplumun bir kesimini hedef alan, masumiyet hakkını ihlal eden, insanları kamuoyunda hedef haline getiren açıklamaları ile gündeme gelmişti. Hakimler ve Savcılar Kanunu 68. Maddesine göre yaptıkları davranışlarla görevini doğru ve tarafsız yapmayacağı , hatır ve kişisel duygularla hareket ettiği kanısını oluşturan hakim ve savcılar disiplin cezası ile cezalandırılması gerekmektedir. Bu eylemler nedeniyle HSYK nın derhal harekete geçerek Hakim ve Savcılar Kanunu 68. Maddesine göre Harun Kodalak hakkında hem disiplin soruşturması başlatıp derhal görevden alması, hem de TCK 257 Maddesine göre görevin gereği üzerine hareket etmeyerek görevini kötüye kullanması nedeniyle ceza soruşturması başlatması gerekmektedir. Şayet HSYK işlem yapmayıp olayı örtbas ederse, HSYK üyeleri de aynı suçların ortağı olacaktır. Bu açıklamalar İstanbul ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığında yürütülen soruşturmaların politik mülahaza ile başlatılan, iktidarın hedefindeki masum kişileri polis gücüyle bastırmayı amaçlayan siyasi linç operasyonları olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Bu kişinin görevden alınmaması halinde bu günden itibaren Ankara Cumhuriyet Savcılığında yürütülen tüm soruşturmalar ve işlemler de şaibeli hale gelecektir.”


Zaman