Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı'nın (TESEV) 'Referandumdan Sonra HSYK' araştırması sonuçları basın toplantısıyla açıklandı. Raporda, yargıya güvenin sağlanması için iş yükünün azaltılması gerektiği, erkek egemen yönetimin halen sürdüğünün altı çizildi.

TESEV'in Demokratikleşme Programı tarafından hazırlanan “Referandumdan Sonra HSYK: Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) Yeni Yapısı ve İşleyişine Dair bir Yuvarlak Masa Toplantısı” raporu, dün Taksim’de düzenlenen bir basın toplantısında açıklandı. Gazeteci Ali Bayramoğlu’nun moderatörlüğünde, HSYK Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur, YARSAV Genel Sekreteri Leyla Köksal Tarhan, Demokrat Yargı Eşbaşkanı Uğur Yiğit, Prof. Mithat Sancar, Prof. Ahmet İnsel ile eski İstanbul Barosu Başkanı Yücel Sayman’ın katılımıyla 21 Mayıs’ta Ankara’da gerçekleştirilen toplantının tutanakları dün kamuoyuyla paylaşıldı. Etyen Mahçupyan, Ali Bayramoğlu, emekli Başsavcı Reşat Petek ve avukat Mehmet Uçum’un katılımıyla gerçekleşen basın toplantısında sunulan raporda; hakim ve savcıların kurullarının ayrılması, hakim alımında Adalet Bakanlığı’nın ağırlıkta olduğu heyetin belirleyici olmasının ve HSYK seçim sisteminin değişmesi, Adalet Akademisi’nin reforma tabi tutulması, örgütlü suçlar ve terör suçlarında yeni içtihatlar oluşturulması, adli kolluk kuvvetleri ile istinaf mahkemelerinin bir an önce kurulması, mahkeme bütçesi ve salonlarının özerk hale getirilmesi gerektiği belirtildi.

Hazırlanan raporda görüşlerine yer alan HSYK 1. Daire Başkanı İbrahim Okur, Türkiye'de savcı başına ortalama bin 500, hâkim başına ise bin 200 dosya düştüğüne, İstanbul'da ise 17 bin dosyanın altında ezilen hâkimler olduğuna işaret ederek, 'Bir yargı mensubu olarak ben de böyle bir yargıya güvenmiyorum' dedi. Okur, iş yükü konusunda bölgesel uçurumlar olduğunu ve halkın yargıya güveninin yüzde 42'lere kadar düştüğünü aktararak, güvenilir bir yargı için dosya yoğunluğunun hafifletilmesi gerektiği tespitini paylaştı. Okur, özellikle soruşturma süreçlerindeki bazı sorunların daha ziyade, savcı-kolluk ilişkisindeki sıkıntılardan kaynaklandığını dile getirdi.

 

'Yargıda erkek egemen yönetim devam ediyor'

 

Raporda çıkış noktasının referandum sonrası gerçekleştirilen HSYK seçimleri, Anayasa Mahkemesi'nin bu seçimlere müdahalesi ve Adalet Bakanlığı'nın kurul seçimlerindeki etkisinin olduğu belirtildi. Raporda, 'yargının işlevleri ve yargıcın rolüne ilişkin düzenlemelerin siyasi eğilimlerden bağımsız bir şekilde gerçekleştirilmesi gerektiği yönünde ortak bir kanaat oluştu. Yargının tarafsız, bağımsız ve her türlü siyasi etkiden uzak, eksiksiz bir hukuki donanımla işlemesi arzusu olduğu da bu toplantıda orta çıkan sonuçlardır' denildi. Yargıtay'daki kadın oranıyla HSYK'daki kadın oranı arasında çok büyük bir fark olduğuna dikkat çekilen raporda, bunun 'yargıdaki erkek egemen yönetimin devam ettiğinin bir göstergesi' olduğu kaydedildi.

 

'Yeni kurul hâlâ tartışma konusu'

 

Ali Bayramoğlu, Türkiye'de her zaman yargı mensuplarının kime yakın olduğunun tartışma konusu yapıldığını belirterek, HSYK'nın konumunun da bu tartışmanın ortasında olduğunu söyledi. Ali Bayramoğlu, 'Türkiye'deki değişimi 'Ülkenin AK Parti tarafından ele geçirilmesi' veya 'demokratikleşme, sivilleşme ve normalleşme' olarak gören iki ayrı grup tartışırken, HSYK'nın konumu da bu tartışmanın ortasındaydı. Bu yüzden HSYK'daki değişimi gözlemlemek, bu tartışmayı değerlendirmeyi kolaylaştıracaktır. Yeni HSYK daha çoğulcu ama siyasi niteliği itibariyle hala tartışma konusudur. Örneğin yeni yargı yapısının cemaat tarafından şekillendirildiği iddiası dile getirilmedi. Henüz bu konuları konuşacak noktada olmadığımız anlaşılıyor' dedi.

Eski savcı Reşat Petek, reddedilen savunma taleplerinin 3. Yargı Paketi kapsamında gerekçelendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, “Savunma taleplerinin neden reddedildiğine dair gerekçe gösterilmiyor. Böylece birçok ilke ihlal edilmiş oluyor. Suçun niteliği, delil durumu gibi klişe gerekçelerle bu taleplerin reddedilmesi bir skandaldır. 3. Yargı Paketi’ne uygun hareket edilmelidir” dedi. Avukat Mehmet Uçum ise, “Sadece 2010’da 6 milyon 620 bin dva açıldı. Yargılama sorunu HSYK’ya indirgenemez.  Türkiye’de devlet yargısı var, halkın yargısı yok” diye konuştu.

TESEV'in 'Referandumdan sonra HSYK: HSYK'nın yeni yapısı ve işleyişine dair yuvarlak masa toplantısı' raporunun tam metni için tıklayın