Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) yetkilileri, Türkiye'de şu anda hakim ve savcıların başörtüsüyle görev yapmasıyla ilgili yasal bir engel olmadığını bildirdi. Yargıtay, HSYK'dan, hakim ve savcıların başörtüsüyle görev yapıp yapamayacakları konusunda görüş talep etti. Talep üzerine HSYK Genel Sekreter Yardımcısı Musa Kanıcı imzasıyla Yargıtay'a yazı gönderildi. Yazıda, ilgili mevzuat hükümlerine yer verilerek, kamuda başörtüsü serbestisi sağlayan yönetmelik değişikliğinin hakim ve savcı için başörtüsü yasağı getirmediği belirtildi. HSYK'nın bu kararını ve konun detaylarını Hukuk Ajansı olarak Hakim Nuh Hüseyin KÖSE ile görüştük. KÖSE'nin konuyla ilgili görüşleri şu şekilde;
Olayın başlangıcı şurası; Yargıtay'da bir tetkik hâkime hanım başörtülü olarak müzakerelere katılıyor. Bunun üzerine Yargıtay ilgili dairesi, bu hakimin başörtülü bir şekilde müzakerelere katılıp, katılamayacağı konusunda kendisi bir karar vermesi gerekirken, HSYK’ya soruyor. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu da herhangi bir karar vermeksizin, HSYK Genel Sekreter Yardımcısı imzasıyla, bir bürokratın imzasıyla bir karar çıkartıyor. Anladığımız kadarıyla bu bir tavsiye kararı. Neticesinde, hakimlerin başörtülü bir şekilde duruşmalara katılabileceğini söylüyor.

"Tarafsız görünüşlere darbe verecek"


Bu kararın, yargıçların tarafsızlığı ve yargıya olan güven kavramlarıyla çok fazla bağdaşmadığını düşünüyorum. Şahsi kanaatim bu şekilde, derneğe bağlı olarak konuşmuyorum. Ama genel görüş bu şekilde. Malumunuz daha önce kamuoyunda bazı avukatların da başörtülü duruşmalara girmesi gündemdeydi. O dönemde, bu durumun doğru olmadığını, avukatların da tarafsız görünüşlerine darbe vereceğini söylemiştik.

"Kamuoyuna sormak lazım"

Dolayısıyla bu yazının hukuksal bir sonucu olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Yargıcın tarafsız görünmesi gerektiğini ve duruşma kürsüsünde başörtülü olmanın tarafsızlığa engel olduğunu düşünüyoruz. Durumu örneklendirmek gerekirse; İsrail’de sarhoş bir turist, ağlama duvarına veya oradaki kutsal bir mekana çişini yapıp yargıç karşısına çıksa, kapalı bir yargıç tarafından yargılanmayı mı, yoksa kravatlı, dini simgelerinden arınmış bir yargıç tarafından yargılanmayı ister? Kamuoyuna sormak lazım.

"Bu sefer de takkelerin rengi tartışılacak"

Öncelikle, HSYK Genel Sekreter Yardımcısı tarafından yazılmış olan bu yazının bir yargı kararı olmadığını söylemeliyim. İkinci olarak, bunun doğru bir karar olmadığını söylemeliyim. Şapka konusu ile ilgili de, ben hiçbir hakimin duruşma sırasında şapka takacağını zannetmiyorum. Bu işi sulandırmak için söylenmiş bir şey. Belki takke takılabilir, bu sefer de takkelerin rengi tartışılacak. Mavi takkeyi Süleymancılar takıyor, beyaz takkeyi başkaları takıyor… Bugün takke gündeme getirilir, yarın sakal gündeme getirilir.

"HSYK bile bağımsız karar veremiyor"

Yargı zaten asıl işlerinden maalesef çıkartılma yolunda. Yargı yapması gereken işleri yeterince yapamıyor, çünkü yürütmenin çok ciddi tahakkümü altında. HSYK bile özellikle bu tür konularda çok bağımsız karar veremiyor. Ben HSYK’nın, açıkçası doğrudan doğruya hükümetin etkisi altında olmadığını düşündüğüm kanadının veya üyelerinin de bu karardan rahatsızlık duyduğunu düşünüyorum.

"Doğru bir karar olmadığını düşünüyorum"

Eğer öyle olmasaydı, bu yazı HSYK dairesi ya da genel kurul kararı olarak çıkardı. Öyle olmadı, onun yerine bir bürokrat kararı olarak çıkarıldı. Açıklayıcı bir görüştür, herhangi bir bağlayıcılığı yoktur. Bu karar nedeni ile yarın hakime hanımlar başörtüsü ile duruşmaya çıkarlarsa başlarına bir iş gelmemesi için ileride disiplin suçuna uğramasınlar diye böyle bir karar verilmiştir. Ben bu kararın doğru bir karar olmadığını düşünüyorum.