HMK'da değişiklik yapılmasına ilişkin kanun tasarısı ile önemli değişiklikler getirilmekte. 
İşte bu değişiklikler :
1-  Dilekçe verilmesi kanunda öngörülen veya hâkim tarafından uygun bulunan haller dışında taraflarca herhangi bir isim altında sunulan dilekçeler hükme esas alınamayacak
2-  Avukatın, uyarıya rağmen disiplin suçu veya adli suç teşkil eder nitelikteki fiilini sürdürürse avukatın takip eden duruşmalara kabul edilmemesine karar verilecek
3-  Belirsiz alacak davasında, karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hakim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilecek
4- Kısmı dava açılması halinde tespit davası açılamayacak
5-6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinin üçüncü fıkrası 2012 yılında 6335 sayılı Kanunla değiştirilmiş ve asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi olmaktan çıkarılarak görev ilişkisi haline getirilmişti, uygulanma ihtimali bulunmayan HMK'daki iş bölümü düzenlemesi de kaldırılacak

6-  Cevap dilekçesini verme süresinin uzatılmasına karar verilmesi halinde başvuran davalıya verilecek süre cevap süresinin son gününden itibaren işlemeye başlayacağı hususu netlik kazanacak
7- ön inceleme duruşmasına taraflardan birinin gelmemesi durumunda muafakati olmaksızın diğer tarafın iddia ve savunmalarını genişletme imkanı olmayacak
8- Yazılı yargılama usulünde ön inceleme duruşması sırasında delil sunulması imkanı ortadan kaldırılarak, ön inceleme duruşmasına ilişkin davetiyenin tebliğinden itibaren iki haftalık kesin süre içinde tarafların dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları, bu hususların verilen süre içinde yerine getirilmemesi hâlinde o delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklar
9- Sonradan delil ileri sürülmesi yargılamayı geciktirme amacı taşımaması halinde delil ileri sürülmesi imkanı artık olmayacak
10- Ön inceleme aşaması bittikten sonra tahkikat - sözlü yargılamaya için duruşmanın ertelenmesi halinde gelmeyen tarafa duruşma günü artık tebliğ edilmeyecek 
11- Bozmadan sonra ıslah yapılamaz ilkesi de değişecek olup Yargıtay tarafından bozulan veya bölge adliye mahkemesi tarafından kaldırılan hükme ilişkin olarak ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması halinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilecek, ancak bozma kararına uymakla ortaya çıkan hukuki durum ortadan kaldırılamayacak
12- Toplu mahkemelerde (ticaret mahkemesi) naip hakim uygulaması getirilerek tahkikatın naip hakimce yapılabilmesi imkanı getirilecek
13- Senetle ispat zorunluluğu 2500 TL'den 3000 TL'ye çıkartılacak
14- Feragat veya sulh hükümden sonra yapılması halinde dosya kanun yoluna gönderilmeden ilk derece mahkemesince veya BAM tarafından feragat veya kabul doğrultusunda karar verilecek
15- İhtiyati tedbir kararının hem kabulü halinde hem de reddi halinde istinaf kanun yoluna başvurulabilecek
16- Hüküm sonucunun tefhiminden itibaren bir hafta geçmeden hüküm konusu alacak hakkında icra takibi yapılamayacak
17- Kararın tebliği için bir ay içinde başvurulmaması halinde taraflara resen tebliğ edilecek
18- Yargıtay temyiz incelemesinin duruşmalı yapılma sınırı 100.000 TL'ye çıkacak
19- Yüzüne karşı aleyhine ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz kararı verilen tarafın, bu karara karşı itiraz veya kanun yoluna başvurma imkanını açıkça düzenlendi
20- İhtiyati tedbir kararının 1 hafta içerisinde uygulanmasını isteme zorunluluğu karar  tarihinden itibaren değil tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren başlayacak
21- Delil tespitinden sonra tutanak ve bilirkişi raporu resen taraflara tebliğ edilecek
Kaynak: Hukukmedeniyeti
 
http://www.hukukmedeniyeti.org/haber/16006/