NAYASA VE HSYK DEĞİŞİKLİĞİ

Yapılacak anayasa değişikliği ile Hsyk üyeleri seçiminin tamamen yürütme ve siyasi iradenin tekeline bırakmakbugünden öngöremeyeceğimiz pek çok sorunla yüz yüze gelmemize neden olabilir.Adaleti kökünden sarsacak ve geri döndürülemez hasarlara neden olacak bir takım tehlikeye işaret edecek ve yapilmasi gerekenleri izah edecegiz.

Kaldı ki burada meydana gelecek zarar sadece adaleti degil yaşanacak sorun ülkenin tüm kurumlarına sirayet edebilecektir.Zira tüm kurumlar adalete göre pozisyon alır ve adaletin yürüyüşünü baz alırlar . Adalet politize olursa diger kurumlar parti karargahına döner.. Unutmayalım ki 2010 anayasa değişikliği hiç umulmadık sorunlar ortaya çıkardı ve bu ülkenin başına en büyük felaketlerden birini yaşattı... 

Bu tablo gerçekleşirse Hiçbir lobisi, medyası olmayan hakim savcıların kürsüde yaşadığı sorunların merkeze aktarılması mümkün olmayacaktır. Bu mümkün olmayınca adalet nefes alamayacak boğulmanin önüne geçilmeyecektir.  

Davaların uzaması ve adaletin yara almasına mani olunamayacaktir.   Ankara'dan bakılarak adaletin sorunlarının çözülemeyeceği yasanan acı tecrübelerle sabittir. Kaldi ki mevcut haliyle dahi üyelerin yarısı kürsüden seçildiği halde hakim savcıların sorunlarının Ankaraya aktarılmasında pek çok  zorluklar yaşanmaktadir. 

Bunun yanında meclis gibi siyasi partilerin buyuk ihtimalle pazarlık sonucu oylama yapacağı  bir politik alanahakim savcıları dahil etmek, yargıyı partilerin arenasına atmak demektir. Bu durumda  mesleğinde ilkeli olanlar hiçbir siyasi partinin kapısını çalmayacak, ancak politikanın merkezine kadar girmiş olanlar siyasi partileri bir karargah haline getireceklerdir. 

Bu şekilde arkasına siyasi bir gücü alan hakim savcılar veya Hsyk üyeleri  meşruiyyeti olmayan üstün bir meslek hayatı sürerken ilkeli olanlar sessizliğe  ve kaybolmaya ve kırılmaya mahkum olacaktır. Neticede adalette çalışma barışı bozulacaktır. Mesleği gerçekten adalet için yapanlar azalacak ve siyasete sırtını dayayanlar adalet işinde verimsizleşmeye başlayacaklardır. 

Bunun yanında verilen hiçbir karar toplumda güven tesis etmeyecek bölgelerin ve adliyelerin siyasi görüşüne göre hakimler atanmaya başlayacaktır. 

HSYK HADDİNDEN FAZLA POLİTİZE OLACAK ve kendilerini seçen partilere ve vekillere minnet duygusu ile yaklaşmak zorunda kalacaklardır..Bunu kullanmak isteyen vekiller çıkabilecektir   

ÖNERİLER

Bunun yerine ÜYELERİN 

1-3 tanesi cumhurbaşkanınca

2-3 tanesi hakim savcılarca

3-3 tanesi istinaf hakimlerince

4-1 tanesi Yargıtay 1 tanesi Danıştay

5-2 tanesi meclis tarafından

2. formül.

1-4 tane cumhurbaşkanınca

2-4 tane meclis tarafından 

3-4 tanesi tüm hakim savcıların oyuyla (aralıksız olarak asgari 5 yıldan  beri kürsüde çalışan hakim savcılar arasından)tek oylu bir seçimle

göreve gelmelidir..

ŞAYET

Bu talepler kabul görmez ve anayasa bu haliyle çıkarsa o takdirde hakim savcıların yaşayacağı sorunları izale etmek veya hafifletmek adına 3 şeyin mutlaka yapılması gerekecektir.

1-HAKİMLER İÇİN COĞRAFİ YER TEMİNATI 

2-HAKİM SAVCILARIN DOĞAL ÜYE OLDUĞU MESLEK BİRLİĞİNİN KURULMASI doğabilecek sorunların kısmen giderilmesine vesile olabilecektir. 

3. YIPRANMA TAZMİNATI

Coğrafi yer teminatı siyasi partilerin baskısı sonucu hakim savcıların sürülmesinin önüne geçecek ve hakimler karar verirken endişe içinde olmayacaklardır. Zira bir hakimi en çok endişelendiren husus zorunlu tayine maruz kalmaktır.

Diğer husus tüm hakimlerin doğal üye olduğu bir meslek birliği hakim savcıların sorunların en üst perdeden duyurulmasına aracılık edecek ve hakimler burada seslerini dile getireceklerdir.

Son olarak Yıpranma konusuna gelirsek ,; siyasetin adalete bu denli dahil olması hakimleri bölerek calisma barisini bozacak ve daha fazla yipratacaktır....Bu haliyle meslekten memnuniyetsiz  kopuslar olacağından bu düşüncedeki insanlarin adalete daha fazla zarar vermeden ayrilmasina fırsat verilmiş olacaktır.  

Son söz 

Adaletin çatısı çökerse herkes altında kalır.

Saygı ile.

Necati DAŞTAN

İSTİNAF HAKİMİ

http://hukukmedeniyeti.org