Sulh ceza mahkemesindeki bir dosyada yargılanan sanığın  adliyede tek hakim olarak tüm mahkemelere müstemiren bakmakla görevli katılan hakimin  odasına girip duruşma gününü sorduktan sonra masanın üzerine içinde 1.000 TL para bulunan sarı zarf bıraktığı, katılanın ne olduğunu sorması üzerine "bir şey değil yemek falan yersiniz dediği" somut olayda 5237 sayılı TCK'nın 6352 sayılı Kanunla değişiklik yapılmadan önceki 252/3. maddesinde rüşvetin bir kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle varılan anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlaması olarak tanımlanmış olduğu da nazara alındığında, sanığın sözlerinin tarafı olduğu davaların lehine sonuçlanması amacına yönelik ve kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapmasını veya yapmamasını temin maksadıyla para teklifi boyutuna varmadığı, ancak sanığın söz ve davranışlarının kamu görevlisinin şeref ve saygınlığına saldırı niteliğinde olması sebebiyle kamu görevlisine hakaret suçunu oluşturacağı

T.C.
Yargıtay
5. Ceza Dairesi


Esas No:2013/9757
Karar No:2015/12729



Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelendi;
CMK'nın 260/1. maddesine göre rüşvet vermek suçundan katılan sıfatını alabilecek surette zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükmün vekili tarafından 15/04/2013 tarihli dilekçe ile temyiz edilmesi karşısında 3628 sayılı Yasanın 18. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak katılma talebinin kabulüne karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Dairemizce de benimsenen Yargıtay CGK'nın 18/09/2012 tarih ve 2012/420 Esas, 2012/1771 sayılı Kararı da nazara alınarak 6352 sayılı Kanunun geçici 2. maddesinin sadece karşılıksız yararlanma suçunu kapsadığı ve aynı Kanunun rüşvet suçu yönünden getirdiği değişiklikler gözetilerek yapılan incelemede,
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Ağın Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/1, Sulh Hukuk Mahkemesinin ise 2010/83 ve 2011/39 Esas sayılı dosyalarında taraf sıfatı bulunan sanığın, adliyede tek hakim olarak tüm mahkemelere müstemiren bakmakla görevli katılanın odasına girip duruşma gününü sorduktan sonra masanın üzerine içinde 1.000 TL para bulunan sarı zarf bıraktığı, katılanın ne olduğunu sorması üzerine "bir şey değil yemek falan yersiniz dediği" somut olayda 5237 sayılı TCK'nın 6352 sayılı Kanunla değişiklik yapılmadan önceki 252/3. maddesinde rüşvetin bir kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle varılan anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlaması olarak tanımlanmış olduğu da nazara alındığında, sanığın sözlerinin tarafı olduğu davaların lehine sonuçlanması amacına yönelik ve kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapmasını veya yapmamasını temin maksadıyla para teklifi boyutuna varmadığı, ancak sanığın söz ve davranışlarının kamu görevlisinin şeref ve saygınlığına saldırı niteliğinde olması sebebiyle kamu görevlisine hakaret suçunu oluşturacağı gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de,
Gerek 6352 sayılı Kanunun 87. maddesi ile değişik 252/7. maddesinde ve gerekse 6352 sayılı Kanunun 87. maddesiyle değiştirilmeden önceki TCK'nın 252/2. maddesinde rüşvet alan, talepte bulunan veya bu konuda anlaşmaya varan kişilerin yargı görevi yapan olması halinde uygulanması gereken nitelikli halin rüşvet vermeğe teşebbüs ettiği kabul edilen sanık hakkında uygulanma olanağı bulunmadığı gözetilmeden cezasının artırılması suretiyle fazla ceza tayini,
Sanık hakkında hükmedilen kısa süreli olmayan erteli hapis cezasına mahkumiyetin yasal sonucu olarak kendi altsoyu olmayanlar yönünden uygulanması gereken TCK'nın 53/1-c maddesindeki hak yoksunluğuna hükümde yer verilmemesi,
Rüşvet teklifine konu paranın, suçun işlenmesi için sağlanan maddi menfaat niteliğinde olması nedeniyle TCK'nın 55/1. maddesi gereğince müsaderesi yerine 54/1. maddesine göre müsaderesine karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gözetilerek CMUK'nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18/06/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi. www.hukukmedeniyeti.org