ALİ DAĞLAR

[email protected]

‘Erzincan Ergenekonu’ olarak bilinen ve beraatla sonuçlanan davanın estetikli gizli tanığı,  firari eski savcı Bayram Bozkurt’un ifadesine Diken ulaştı. Bozkurt, anlattıklarının eski Erzincan başsavcısı, şimdinin CHP vekili İlhan Cihaner’i tutuklatan savcı Osman Şanal tarafından çarpıtıldığını savunmuş.

Erzincan Ağır Ceza Mahkemesi’nde iki gizli tanıkla beraber ‘PDY/FETÖ Terör Örgütü adına suç işleme, yalan tanıklık ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma’ suçlamalarıyla 22 yıl dokuz aya kadar hapsi istenen Bozkurt hakkında tutuklama ve yakalama kararı çıkarılmıştı.

Halen firari durumdaki Bozkurt, bizzat Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı tarafından, mağdur eski başsavcı Cihaner’in yaka paça gözaltına alındığı başsavcılık makamında sorgulanmış. ‘Mesleği ve ekonomik durumu: işsiz’ olarak kayda geçen Bayram Bozkurt dört sayfalık ifadesinde, Cihaner’i makamını basıp tutuklatan eski Erzurum savcısı Osman Şanal’ı, ifadesini çarpıtmakla suçladı.

Cihaner’in gözaltına alındığı makamda sorgulandı

Ankara’da gözaltına alınan ve 27 Şubat 2016 tarihli sorgusunun ardından tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edilen Bozkurt adli kontrol şartıyla serbest bırakılmış, savcının bir üst mahkemeye itirazı da reddedilmişti. İki avukatı hazır bulunan Bozkurt’un 27 Şubat tarihli ifadesini bizzat Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı Hüsnü Aldemir, başsavcılık makamında aldı. Evli, üç çocuklu, meslekten atılma eski savcı Bozkurt Ankara Barosu’na avukat olmak için müracaat ettiğini,  birkaç avukata danışmanlık yaptığını öne sürdü.

İşte Bozkurt’un ifadesi:

“2007 yılında Ordu Merkez’den İliç İlçesine Cumhuriyet Savcısı olarak tayin geldim. Aslen Divriği İlçesindenim. O zamanki HSYK Başkan Vekili Kadir Özbek de Divriği’li olması nedeni ile, babamla Kadir Bey’in kardeşi samimiydi.  Kadir Bey, Divriği’ye yakın olması nedeniyle beni İliç’e atayacaklarını söylemişti. İliç’e geldiğimde Kadir Özbek aracılığı ve İlhan bey ile samimi diyalogumuz başladı ve ailecek görüşmeye başladık. Bu diyalogumuz nedeniyle de Başsavcı Bey bana çok güvenmekteydi…

Hakkımda soruşturma açınca Cihaner’e gönül koydum!

Kemah İlçesinde, 2008 yılında mayın patlaması sonucu 9 askerin şehit olması olayı ile ilgili İliç’te bulunan köylüler bu patlamada dönemin İlçe Jandarma Komutanı Yılmaz Sandal’ın kusurlarının olduğunu, patlamadan önce duyduklarını bildirmesi üzerine soruşturma açtım. İlçe Jandarma Komutanıyla köy korucusu Bekir Buran (sonra öldü) isimli şahıs da Erzincan Ağır Ceza’da yargılandılar. Başsavcı İlhan Cihaner mevzuata aykırı şekilde hakkımda yapılan şikayetlerle ilgili doğrudan soruşturma yerine izin mercii Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne göndermesi gerekirken, şikayetçilerden Bekir Buran’ın iddia etmiş olduğu olayları doğrular şekilde tek yönlü tanıkların dinlendiği, delillerin toplandığını gördüm. Bu hususu görünce aramızdaki samimiyetten dolayı Başsavcı Bey’e gönül koydum.

Osman Şanal, Cihaner’in cemaatler soruşturmasını Bozkurt’a sormuş

Terör olayları nedeniyle Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığı’na bağlıydık. Erzurum’da görevli Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal ile tanıştık, beni Erzurum’a davet etti.  Ben aslında Kemah olayı (9 askerin şehit olduğu)  ile ilgili çağırıldığımı düşündüm. Osman Şanal Bey’in yanına gittiğimde bana Kemah olayı ile ilgili sorular sordu, daha sonra da Erzincan ilinde İsmailağa Cemaati, Fethullah Gülen Cemaati, Süleyman Efendi, Menzil gibi birkaç cemaatle ilgili Başsavcılığın soruşturma yürütüp yürütmediğini sordu. Soruşturmayı bildiğimi söyledim. Hatırlamadığım bir tarihte, Şömine Kafe’de eğlenirken Nedim Albay, 4­5 çevre illerin Alay Komutanları ile eğlenmeye geldi. Ortam alkollüydü, bildiğim kadarıyla yer alkolsüzdür. Bu ortamda birkaç askerle konuştuk, Erzincan’a seminer için geldiklerini öğrendim. Bu arada irtica ile mücadele yapılması gerektiğini, irticaya karşı olduklarını söylediler. Ben de aynı düşüncede olduğumu söylemiştim.

Dursun Çiçek’i kesinlikle teşhis ettim demedim, benzetmişimdir

Osman Şanal Bey beni Erzurum’a çağırdığında, bir anda bana Şömine Kafe’deki askerlerle birlikteliğim sırasında gelişen olayları anlatmamı istedi, ben de anlattım.  Bana gösterilen 24 fotoğrafın büyük bir kısmı flu olması nedeniyle tam teşhis edemiyorum, ancak bana gösterilen fotoğraflardan Albay Recep Gençoğlu, Bitlis Alay Komutanı Albay İhsan Sarı, Trabzon Alay Komutanı Dursun Ertuğrul, Elazığ Alay Komutanı Zafer Koç ve Dursun Çiçek isimli komutanları teşhis etmekteyim. Şu an bana göstermiş olduğunuz  03/12/2009 tarihli ifade tutanağının formatını Savcı Osman Şanal kendisi hazırlamış, başlık başlık sordukları ile ilgili duyduklarımı, gördüklerimi anlattım. Bu hususu ben adlandırmadım. Dursun Çiçek’i tanımıyorum. Savcı Şanal’a verdiğim ifade beyanlarım ve teşhis tutanağının içeriği doğru. Teşhis tutanağındaki ‘Dursun Çiçek’i kesinlikle teşhis ettim’ ibaresini ben söylemedim, kesinlikle kabul etmiyorum, sadece söylediğim benzetmiş olabilirim şeklindeki ibaredir.

İfadem çarpıtılmış, muhatabı Osman Şanal’dır

İfadelerim doğru, yazılış şekilleri bana ait değildir. İfade tutanağımdaki format ve olayların birbirine bağlanma şekli benim niyetimin dışında yapılmıştır, bunun da muhatabı, ifadeyi alan Cumhuriyet Savcısı Osman Şanal’dır. Ben Kemah olayını aydınlatmak üzere Erzurum’a gitmiştim ancak bana beklemediğim sorular sorularak ifade tutanakları tanzim edildi, ifade alınmadan önce bana Erzincan’da ciddi bir Ergenekon yapılanması olduğunu, bu kapsamda ifademe başvurulacağını söyleyince; ileride bu konuda hayati tehlike yaşayabileceğimi, aracımın kurşunlandığını söyleyince beni gizli tanık olarak dinleyeceğini söyleyerek bu tutanak tanzim edildi ancak bu gerekçelerim ifade alınırken tutanağa neden geçirilmedi bilemiyorum. Müşteki Dursun Çiçek’in Erzincan’a geldiğinin çok önemli olduğunu, bu ifadelerimle mağdur olup hakkında dava açılacağını bilseydim daha dikkatli bir şekilde ifade verirdim. Bana o arada birden çok komutanın fotoğrafı gösterildi, ben de şüpheli bir şekilde Dursun Çiçek’in fotoğrafı olabileceğini söyledim ancak ifade beyanına kesinlikle teşhis ettiğim yazılmış. Benim amacım gerçeklerin araştırılması idi, ancak soruşturmayı yürüten savcının bu araştırmayı yapmaması beni bağlamaz. İfademden ayrı başka hususlar kullanılarak iddianameye dönüştürülmüşse de şahsımın kullanıldığını düşünüyorum.”


http://www.diken.com.tr/cihaneri-yakan-eski-savci-simdi-savunmada-ifadem-carpitilmis/