ANHA, YPG'nin elinde bulunan IŞİD üyesi Savaş Yıldız'la yaptığı görüşmeyi haberleştirdi. Türkiye'de 81 ilde arandığı belirtilen Yıldız'ın hem IŞİD hem MİT üyesi olduğu iddiasının yer aldığı haberde, Yıldız HDP binalarına yaptığı saldırıyı, IŞİD'in Türkiye'deki örgütlenmesini anlattı.

Haberden bazı bölümler şöyle:

ADANA'DAN EYÜP HOCA...

Savaş Yıldız, DAIŞ’a katılmasına eşinin kardeşi Burhanettin Sarı’nın (Muqatîl) ön ayak olduğunu ve bu kişinin Suriye savaşının ta başından beri sürekli olarak DAIŞ, El Nusra ve diğer cihatçı çetelerle ilişkili olduğunu belirterek şöyle konuştu: “Burhanettin Sarı sürekli olarak Suriye’ye girip çıkıyordu. Bunu da Ankara, Antep ve Adana’daki geniş çevresini kullanarak yapıyordu.”

Burhan’ın özellikle sınırdan rahat giriş çıkışlarına dikkat çeken Yıldız, “Burhanettin Sarı (Muqatîl), Suriye’ye her gidip gelişinde bize oradaki savaşı anlatıyor, bu yönlü de propaganda yapıyordu. Burhanettin Sarı aracılığıyla Adana’daki Selefi gruplar ile tanıştım” dedi.

O dönem emlak işleriyle uğraşan Yıldız, Selefi düşünce ile tanıştıktan sonraki 4 aylık süreçte Selefi cemaatinden ve Adana’nın yerlilerinden olan “Eyüp Hoca” adlı kişi ile tanıştığını söyledi.

Yıldız’ın anlatımlarına göre, Adana IŞİD Eyüp Hoca, daha önce Afganistan’da savaşmış. Adana’da da IŞİD'e eleman ve taraftar kazandırmak için çok rahat ve yoğun çalışma yürüten biri.

Adana’da sanayide tornacılık yapan Eyüp Hoca ile emlak işinden kaynaklı olarak bir arsa alım-satımı dolayısıyla tanıştıklarını aktaran Yıldız, bu kişinin aynı zamanda “cihat” dersleri de verdiğini kaydederek şunları söyledi:

“Yaklaşık 2,5 yıl önce bir Ramazan ayında Adana/Gürselpaşa taraflarında kırsal bir yerde DAIŞ Adana sorumlularından Eyüp Hoca tarafından bir yemek organize edildi. Ben de bu yemeğe katıldım. Yemeğe Selefi cemaatinden yoğun bir katılım vardı, katılanların hepsi uzun sakallıydı. Kısa sakallı olmamdan dolayı Selefi cemaati üyeleri bana çekimser ve kuşkulu yaklaştı. Eyüp Hoca’nın cemaati ile tanıştıktan sonra devamlı olarak iletişim halinde oldum.”

İŞİD'İN İZMİR BAĞLANTISI

Adana’da işlerinin kötü gitmesiyle birlikte borçlanmaya başladığını, bu nedenle Burhanettin Sarı(Muqatîl) aracılığıyla İzmir’e gittiğini ve 5-6 aylık bir süre İzmir’de kalıp inşaatlarda çalıştığını belirten Yıldız, bu dönemde eşinin dayısı Erol Şahin aracılığıyla da IŞİD'in İzmir bağlantılarından olan “Sarı Murat” ile tanıştığını belirtti.

Yıldız, IŞİD'in İzmir sorumlularından olan Sarı Murat’ın da bir cemaati olduğunu ve adına da “Sarı Murat Cemaati” dendiğini belirtirken, Erol Şahin ile Sarı Murat adlı IŞİD elemanlarının derslerine katıldığını, Sarı Murat cemaatinin Suriye’ye IŞİD'e eleman kazandırdığını ve onlarca insanı Suriye’ye “cihat”a gönderdiğini kaydetti.

Eşinin dayısı Erol Şahin’in de Suriye’ye giderek 2-3 ay gibi bir süre orada kaldığını, onunla birlikte gidenlerden birinin de “Patnoslu Abdullah” adlı kişi olduğunu söyleyen Savaş Yıldız, “Erol Şahin ve Patnoslu Abdullah ‘ailelerimizi de getireceğiz’ diyerek DAIŞ emirinden izin aldılar. DAIŞ cemaat ile bağlantı kurdu ve cemaat de gelmeleri yönünde görüş belirtti” dedi.

İSTANBULLU HOCA

Sarı Murat cemaatinin İzmir Buca’da tuttuğu işyeri benzeri bir binayı çete sempatizanlarına ideolojik eğitim, şeriat ve cihat eğitimi ile örgütlenme işleri için kullandığını belirten Yıldız, IŞİD'in İstanbul bağlantılarından olan “Ekrem Hoca” adlı kişinin de sürekli Sarı Murat cemaatine gelip gittiğinin altını çizdi.

Sarı Murat cemaatinin daha çok semt pazarcılarının kurduğu ve örgütlendiği bir cemaat olduğunu söyleyen IŞİD üyesi Savaş Yıldız, cemaatin hocası ve IŞİD'in İzmir sorumlularından “Sarı Murat” adlı kişinin ise, İstanbul’dan gelip giden Ekrem Hoca’ya sürekli olarak “hocam” diye hitap ettiğini kaydetti.

Savaş Yıldız, Sarı Murat’tan 350 TL alarak İzmir’den yola çıkıp Adana’ya eve döndükten sonra burada Yıldız’ı ve ailesini almak için Suriye’den gelen Necip adlı kurye ile görüştü. Necip, IŞİD'in kendisine verdiği izin belgesi ile gelmişti.

Savaş Yıldız, Necip adlı DAIŞ kuryesi ile yaptığı görüşmeden sonra hazırlıklarını yapmış ve sabah namazından sonra da Wolkswagen Transporter araç ile Adana-Antep hattından, Kilis’in Cerablus sınırındaki Elbeyli ilçesine geçmiş.

'ANLAŞAMA GEREĞİ BOŞ BIRAKILIYOR' İDDİASI

Yıldız şöyle konuştu: “Yine sabah namazı sonrası Kilis Elbeyli’den DAIŞ bağlantılı olan bir kaçakçı beni, eşimi, çocuklarımı, kaynanamı, baldızımı, kayınpederimi vd. aile üyelerini alarak Suriye’ye geçtik. Yani ailece DAIŞ’a katıldık. Sınırı geçerken hiç bir sorun yaşamadık, çok rahat geçtik. Sınır hattında Türk ordusuna ait hiçbir karakol yoktu. Sadece bir nöbetçi kulesi vardı, ancak o da boş bırakılmıştı.”

Sınır hattının “DAIŞ ile Türk devleti arasındaki anlaşma(!) gereği” belli saatlerde boş bırakıldığını belirten Yıldız, kendisinin de, Türkiye ile IŞİD arasındaki bu anlaşma dahilinde, sınır hattının boş bırakıldığı saatlerde bu güzergahtan defalarca Türkiye’ye giriş yaptığını söyledi.

'ANTEP GRUBU IŞİD'E BAĞLI ÖZERK BİR YAPIDA'

Yıldız şöyle devam etti, “Sınırı geçtikten sonra bir araca binerek Cerablus’a doğru yola koyulduk. Cerablus’a varınca yaklaşık 3-4 saat bekledikten sonra eşimin kardeşi Muqatîl (Burhanettin Sarı) gelip bizi aldı. Buradan da Rakka yakınlarındaki Tabka’ya doğru yola çıktık. Tabka’da bir ev tutup yaşamaya başladık. Burada da Antep’li Abdulmuhit ile tanıştık. Abdulmuhit de DAIŞ’ın içindeki Antep grubundandır. Antep grubunda sadece Türkler bulunuyor. Antep grubundan olan Abdulmuhit beni Siluk kasabası yakınlarındaki bir bölgeye götürdü. Oradaki bir okulda bizi eğitime aldılar. Eğitimde sadece Antep cemaatinden olanlar bulunuyordu. Savaş yıldız, eğitimden sonra ‘Abdulaziz El Turki’ ve ‘Cihad’ kod isimlerini kullanmaya başladı."

IŞİD'in içindeki Antep grubunun Rakka ve Siluk kasabası arasındaki bölgede faaliyet gösterdiğini, ancak Siluk kasabasının YPG’nin eline geçmesi ile birlikte kendileri için daha güvenli alan olan Rakka içine doğru çekildiklerini söyleyen Yıldız, Antep grubunun IŞİD'e bağlı, ancak özgün ve özerk bir yapıda olduğunu belirtmesi dikkat çekti.

Antep grubunun ideolojik eğitmeninin Abdulmuhit adlı Antepli olduğunu söyleyen Yıldız, bu kişi daha önce Afganistan’da da savaşan biri. Şeriaat konusunda bilgili ve hatta bu konu üzerine çeşitli dersler veren biri” dedi.

Antep grubunun IŞİD çatısı altında “Fursa El Xilafe Taburları” olarak örgütlendiğini, askeri ve şeriat eğitimlerinin de “Konstantiniye” adlı eğitim kampında verildiğini kaydeden Savaş Yıldız’ın verdiği bilgilere göre, kampın eğitmeni Abdulmuhit, Fursa El Hilafe Taburlarının emiri ise, Fudayi adlı bir çete. Kampta askeri eğitimleri Ebu Talha, spor derslerini ise Ebu Nur adlı çeteler veriyor.

Fursa El Hilafe Taburlarının eğitim devresinden geçmiş olan Savaş Yıldız, eğitim devresinde kendisi ile beraber Abdurrahman, Ammar, Ebu Berad, Ebu Halit, Zerkavi, Abdulcabbar, Sufyan, Selman adlı kişilerin de yer aldığı 22 çete üyesinin bulunduğunu belirtti.

IŞİD'İN MERKEZLERİ: ANTEP, KONYA, İSTANBUL

Yıldız, Türkiye’de IŞİD için merkez konumunda olan 3 il bulunduğunu, bunların da İstanbul, Konya ve Antep olduğunu kaydederek şu bilgileri verdi:

“Dünyanın farklı ülkelerinden gelen cihatçılar, İstanbul’daki bağlantılar ve özellikle de cemaatlerle ilişkileniyorlar. Sonra kısa bir sürede Suriye’ye gönderiliyorlar. Konya, DAIŞ’ın Anadolu’daki örgütlenmesini yürütüyor. Konya, dindar aile çocuklarını DAIŞ bağlantılı cemaatlere üye kişilerle ilişkilendirip bu çocukları kısa bir sürede Suriye’ye savaşmaya gönderecek düzeye getiriyor. Suriye’ye gönderemediklerini de DAIŞ sempatizanı haline getirip kendi amaçları doğrultusunda hareket etmesini sağlıyor. DAIŞ için hayati olan bölge Antep’tir. Burası DAIŞ’ın hakimiyet sağladığı en büyük alanlardan biridir. Antep en az Rakka kadar önem arz ediyor DAIŞ için. Hem yurt içinden (Türkiye’den) hem yurt dışından gelen cihatçılar Antep üzerinden Cerablus, Minbic gibi alanlara kanalize ediliyor.”

Yıldız, IŞİD'in İstanbul, Konya ve Antep dışında ise en çok Bingöl, Adıyaman, Adana ve Urfa gibi illerde örgütlendiğini söyledi.

'HDP SALDIRILARINI BEN YAPTIM'

Yıldız, sürekli olarak Suriye’ye giriş yapan ve şuan Türkiye’de olan MİT ajanı ve IŞİD sorumlularından olduğu ileri sürülen “Efe” adlı kişiyle 7 Haziran seçimleri öncesinde Gré Spî’de görüştüklerini, Efe adlı MİT ajanının kendisine “HDP’ye yönelik ses getirecek eylemler yapılması gerektiğini” söylediğini ileri sürdü.

Savaş Yıldız, “HDP’ye yönelik saldırı yapılacağı kararlaştırılınca, Ebu Musab ve Ebu Bekir adlı MİT ajanları ve DAIŞ üyelerinin karşılıklı konuşmaları ardından ben sınırdan çok rahat bir şekilde geçerek Türkiye’ye giriş yaptım. Türkiye’ye geçtikten sonra Efe ile birlikte bir eve geçtik. 1-2 gün sonra Efe, yanında HDP binalarına ait krokilerle geldi. Krokiler üzerinde çalıştıktan sonra da 2-2,5 kg kadar TNT getirdi. TNT’yi Antep’te aldıktan sonra Otogar’dan Adana otobüsüne bindik. Patlayıcı ile yakalanmamak için içinde patlayıcı olan poşeti otobüste oturduğum yerin 4-5 koltuk gerisine koydum. Adana’ya varınca saldırı hazırlığı yapabilecek bir ev kiraladım. Saldırıda kullanacağım patlayıcıları hazır hale getirdikten sonra Mersin’e geçtim.”

“Mersin binasındaki HDP’lilere tatlı ve meşrubat götürdüm. Orada yöneticilerle, milletvekilleriyle de görüşme imkanım oldu. Ardından Adana’ya geçtim. Burada da HDP binasına gittim. HDP’liler ile sohbet ettik, çay falan içtik. Her iki yerde de yaptığım keşif ve tespitler sonucu açıklar olduğunu gördüm. Çiçekçiye giderek 2 buket çiçek aldım. Aldığım çiçeklere hediye süsü verdim, çiçeklerin saksılarına da bomba düzenekleri yerleştirip yola koyuldum.

Adana HDP binasına girdim. O gün de HDP’nin Adana mitingi vardı. Burada bomba düzeneği yerleştirdiğim çiçeği çaycıya verdim ve terasa bırakmasını söyledim. Ancak çaycı çiçeği teras yerine alıp başkan odasına koydu. Mersin HDP il binasında da çiçeği terasa bırakılmak üzere teslim ettim.”

Yıldız, zaman ayarlı bomba düzeneklerinin belirlendiği zamanlarda patladıklarını, saldırılarda can kaybı olmasa da ses getirip gündeme oturduğunu dile getirdi.

Adana ve Mersin’de HDP’ye yönelik saldırılar için yaptığı zaman ayarlı bombaları HDP binalarına yerleştirdikten Adana-Antep-Kilis hattındaki bağlantıları Ebu Bekir ve Ebu Musab aracılığıyla Girê Spî’ye geri dönen Yıldız, Girê Spî’den de Rakka, Tabka ve ardından Hama alanlarına geçmiş.

Bu süre içinde YPG’nin Girê Spî’yi ele geçirdiğini söyleyen DAIŞ üyesi Savaş Yıldız, Rakka’da kaldıkları süre içerisinde DAIŞ içindeki Konya grubu ile de bir araya geldiklerini, Konya grubunun başındaki ismin aynı zamanda DAIŞ’ın Konya sorumlularından olan “Mustafa Güneş (Ebu Hemza)” adlı çete olduğunu aktardı.


Kaynak: Haber.sol.org.tr