Yerli hakları savunucusu Leonard Peltier, bugün cezaevindeki 40’ıncı yılını doldurdu. 26 Haziran 1975’te Amerikan yerlilerine ait Pine Ridge rezervasyonunda çıkan çatışmada iki FBI ajanını öldürmek suçlamasıyla 6 Şubat 1976’da tutuklanarak cezaevine konulan Peltier, işlemediği bu cinayetlerden ötürü 40 yıldır hapiste.

‘HAPİSTEKİ 40 YILIM’

Halen Coleman, Florida’daki Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bulunan Peltier, hapisteki 40’ıncı yılı nedeniyle bir mektup yayımladı.

Mektubuna “6 Şubat’ta hapisteki 40’ıncı yılımı dolduracağım! 71 yaşındayım ve halen yüksek güvenlikli bir cezaevinde bulunuyorum. Bu yaşta daha ne kadar zamanımın kaldığından emin değilim.” diye başlayan Peltier, mektubunda cezaevinde geçirdiği bir ömürlük süre boyunca yaşadıklarının bir kısmına da değindi.

İki kez ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Peltier, olağan koşullarda 7 yılda bir şartlı tahliye görüşmesi yapıldığını belirterek, “Yani bu, şu ana kadar neredeyse 6 kez ömür boyu hapis cezası çektiğimi ve uzun zaman önce şartlı tahliyeyle salıverilmiş olmam gerektiğini gösteriyor. Üstelik 30 yıl ceza çekenlerin zorunlu olarak salıverilmesi de söz konusu. Ben bunu 10 yıl geçtim. Hükümetin sizi hapiste tutmak için yasaları değiştirmemesi gerekiyor, ama anladığım kadarıyla adınız Leonard Peltier’se bu durum farklı oluyor.” diye yazdı.

Peltier, bir sonraki şartlı tahliye görüşmesinin 2017’de yapılacağını ve bunun konusunun da orta güvenlikli bir cezaevine aktarılıp aktarılmaması olacağını vurguladı.

6 BAŞKAN DEĞİŞTİ, POLİTİKA DEĞİŞMEDİ

Mektubunda yaptığı af başvurularından da bahseden Peltier, şöyle devam etti:

İlk başvurumu Jimmy Carter’a yapmıştım. Reddetti. Ronald Reagan, Mihail Garbaçov’a Sovyetler Birliği bir mahkumu serbest bırakırsa beni serbest bırakacağına dair söz verdi, ama sonra bu sözünü tutmadı. George H. W. Bush hiçbir şey yapmadı. Sonraki başvurumu Bill Clinton’a yaptım. Savcılığın 11 aylık bir soruşturma yapmasına (genelde 9 ay sürer) bir şey yapmadan o da görevden ayrıldı. George W. Bush 2009’da başvurumu reddetti. Ve bütün af başvurularımda FBI bir kararname çıkararak müdahale etti.

ÖLÜMÜ BEKLİYOR

Diyabet ve kalp hastası olan Peltier, mektubunda sağlık durumuyla ilgili de bilgi verdi. Doktorun abdominal aort anevrizması teşhisi koyduğu Peltier, hastalığının büyük ölçüde tedavi edilebilir olduğunu ancak yüksek güvenlikli cezaevinde hastanın yalnızca ölümcül bir durumda ameliyat için hastaneye gitmesine izin verildiğini yazdı.

PELTİER NEDEN CEZAEVİNDE?

Cezaevinde 40’ıncı yılını dolduran Leonard Peltier’nin hapiste olması ise tamamıyla siyasi nedenlere dayanıyor.

1975’te Pine Ridge Yerli Rezervasyonu’nda iki FBI ajanını vurarak öldürmekle suçlanan Peltier’ye atfedilen suç kadar, yargılama süreci de olayın siyasi niteliğini bütün açıklığıyla ortaya koyuyor.

Peltier davası hakkındaki olguları paylaşan insan hakları örgütlerinin verdiği bilgiye göre Güney Dakota’daki Pine Ridge Rezervasyonu 1973’ten itibaren siyasi şiddete sahne oldu. Dönemin kabile başkanı tarafından siyasi Amerikan Yerli Hareketi’ni (AIM) rezervasyondan atmak üzere tutulan tetikçilerden oluşan GOON adlı çete, bu süre zarfında 60’tan fazla kabile üyesini öldürdü. İşlenen cinayetlerin büyük bölümünde FBI’ın cinayetlere göz yumduğu ve şiddeti durdurmak için hiçbir şey yapmadığı açığa çıktı. İddiaya göre FBI, GOON’a AIM üyeleri hakkında istihbarat da sağlıyordu. Eski bir GOON üyesi, FBI’ın kendilerine zırh delen mühimmat temin ettiklerini söyleyecekti.

AIM’in liderlerinden olan Peltier, bölgedeki yerlileri GOON’a karşı savunmak üzere, bölge halkının talebi üzerine Pine Ridge Rezervasyonuna yerleşti. 26 Haziran 1975’te bazı FBI ajanları, sivil araçlarla Peltier’nin kaldığı çiftliğe geldi. Kısa süre sonra silah seslerinin duyulması üzerine yaklaşık 150 FBI ajanı ve GOON üyesi çiftliği kuşattı ve çatışma başladı.

Çatışma bittiğinde iki FBI ajanı ile Joseph Stuntz adında bir yerlinin öldüğü görüldü. Üç ceset de yakın mesafeden ateş edilerek öldürülmüştü. Stuntz’ın ölümü hiçbir zaman araştırılmadı. FBI ajanlarının ölümünden ise AIM liderleri Peltier, Bob Robideau ve Darell Butler sorumlu tutuldu.

Oysa FBI’ın kendi belgelerine göre çatışmaya 40’tan fazla yerli Amerikalı dahil olmuştu. Üstelik suçlananlardan hiçbiri FBI ajanlarını o denli yakın mesafeden vuracak kadar ajanlara yaklaşmamıştı.

Önce Robideau ve Butler tutuklanıp yargılandı. Iowa’daki federal mahkeme iki AIM liderinin meşru müdafaada bulunduklarına ve FBI ajanlarının yakın mesafeden vurulmasıyla bağlantılarının kurulamadağına hükmederek ikisini de serbest bıraktı.

Peltier ise 6 Şubat 1976’da Kanada’da yakalanarak, Peltier’nin sevgilisi olduğunu iddia eden Myrtle Poor Bear’in ifadesi üzerine ABD’ye teslim edildi. Poor Bear, Peltier’nin FBI ajanlarını vurduğunu gördüğünü iddia ediyordu. Oysa Peltier, Poor Bear’i tanımadığını, kendisiyle daha önce hiç karşılaşmadıklarını söyleyecekti. Poor Bear’in kendisi de daha sonraki ifadelerinde FBI tarafından tehdit edildiğini ve söz konusu ifadeleri baskı altında verdiğini açıklayacaktı.

Peltier, Kuzey Dakota’da yargılandıktan sonra dönemin Başkanı Richard Nixon’un atadığı sağcı bir hakimin başkanlık ettiği heyet tarafından iki kez ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Peltier’nin ABD’ye getirilmesine vesile olan Mrytle Poor Bear mahkemeye tanık sıfatıyla çağırılmamıştı bile… Diğer AIM lideri sanıklar hakkında verilen beraat kararı ve ortaya konulan sanıklar lehine deliller de göz ardı edildi.

FBI’ın, öldürülen ajanların üzerinden çıkan kurşunların Peltier’nin silahından çıktığına ilişkin balistik raporunun sahte olduğu da daha sonra anlaşılacaktı. Peltier aleyhine tanıklık yapan üç yerli gencin üçü de daha sonra baskı ve tehdit sonucu tanıklık yaptıklarını itiraf edeceklerdi.

Bütün bunlara rağmen Peltier’nin yeniden yargılanma ve af taleplerinin bütünü geri çevrildi. Üstelik 40 yıl boyunca…

 

Kaynak: Haber.sol.org.tr