Barış İçin Akademisyenler İnsiyatifi'nin "Bu suça ortak olmayacağız" başlıklı bildiriyi imzalayan 1.128 Akademisyene yönelik baskılar devam ediyor.

Söz konusu bildiriye imza atan 6 akademisyeni işten çıkaran Nişantaşı Üniversitesi yönetiminin, akademisyenlerin önce İstifalarını istediği sonra da imzalarını geri çekmeleri için baskı yaptığı öğrenildi.

İş sözleşmesi feshedilen sosyoloji bölümü akademisyenlerinden Yrd. Doç. Dr. Çetin Güner, bildiriyi imzalayanlara karşı genel bir cadı avı söz konusu olduğunu belirterek şunları söyledi:

Barış metninin basına yansımasından sonraki genel gidişata bakınca böyle bir şey bekliyorduk. İmza atan pek çok arkadaşımız gözaltına alındı, yurtdışı çıkış yasağına maruz kaldı, ifade verdi, işten çıkartıldı. Biz de açıkçası işten çıkartılma ihtimalimizin yüksek olduğunu düşünüyorduk. Siyasi iktidarın ülkeyi getirmiş olduğu nokta tam bir totaliter rejim görüntüsü veriyor. Toplum, siyasal iktidarın kendi tasavvuru doğrultusunda şekillendirilmeye ve kontrol altında tutulmaya çalışılıyor

Zaman'dan Faruk Keskin'in haberine göre, Çetin Güner, 'Barış için akademisyenler' bildirisini imzalamalarından ardından işlerine son verilmesine kadar geçen süreci ise şu sözlerle anlattı:

"Biz bu bildiriye birbirimizden habersiz şekilde imza atmıştık. Ortak hareket etmek gibi bir durum söz konusu olmadı. Bildiri basına yansıdıktan sonra Mütevelli Heyeti Başkanı Levent Uysal, basın yoluyla istifamızı istedi. Ama biz istifa etmedik. Daha sonra da üniversitenin genel sekreteri, imzalarımızı geri çekmemiz için birkaç defa konuşma yaptı bizimle. Bu haftanın başında da Levent Uysal imzasıyla gelen bir bildiriyle tek taraflı olarak işten çıkartıldığımızı öğrenmiş olduk"

DEVLETLE TERÖR ÖRGÜTÜNÜ AYIRAN NOKTA HUKUKTUR
Türkiye'nin içinde bulunduğu durumu totaliter rejimlere benzeten Güner, akademik camiadan yeterli destek gelmemesinden yakındı. Güner, "Bizim de tanıdığımız üniversitelerden farklı bir ses duymadık bu süreç içerisinde. Tek tük sesler vardı, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden düşünce özgürlüğü kapsamında bir şeyler söylendi. Onun dışında neredeyse tüm üniversiteler Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamaları sonrası bizleri cezalandırmak için sıraya girdi." diye konuştu.

Öte yandan Güner, şiddet yerine müzakere, demokrasi ve insan hakları istediklerini vurgulayarak, "Bize böyle bir uygulama yapılması, metnin ortaya koymuş olduğu gidişatı da doğrular nitelikte. Devletler ile terör örgütlerini ayıran şey hukuktur çünkü." ifadelerini kullandı.

Kaynak: Haber.sol.org.tr