Ankara'nın Türkmen politikası, uzun yıllar boyunca Irak'a odaklanan bir "soydaş" söylemiyle birlikte geliştirilmişti. Iraklı Türkmenler siyasi, ekonomik ve kültürel olarak Türkiye'den destek görüyor ve Ankara bu vesileyle Irak'ın içerisine de bir müdahale kanalı yaratmış oluyordu.

Ancak AKP iktidarı ile birlikte, özellikle Irak'ta "Sünni cephe"ye yatırım yapılması, tüm Irak'ın mezhepsel ve etnik gerilimin içine düşmesi ile paralel olarak Ankara'nın Türkmen politikasına ve Türkmenlerin konumunu da etkiledi. Türkmenler, IŞİD'in öncülü Irak El Kaidesi'nin mezhep savaşı başlatmasıyla kendi içinde bölünmeye başlarken, AKP de Türkmenlerin "makbul" olanlarına gözünü dikmeye başladı.

IŞİD'in Irak'taki büyük işgal operasyonu ise ayrışmayı tamamen belirginleştirdi. Şii Türkmenler büyük oranda merkezi Bağdat hükümetinin yanında yer alırken, Sünni Türkmenlerin bazıları IŞİD'e sempati beslemeye başladı. Türkiye ise, Türkmen göçü karşısında ya büyük oranda sesszi kalıyor, ya da burada bile mezhep temelli ayrışmaları körüklüyordu.

Son dönemde Suriye'nin Lazkiye kırsalında yaşayan "Bayırbucak Türkmenleri" ile yeniden gündemimize gelen Türkmenleri, Aksaray Üniversitesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Ziya Abbas'a sorduk. Kendisi de Telaferli olan Abbas, sorularımızı Irak'tan yanıtlarken, özellikle Şii Türkmenlerin "Türkiye'ye kırgın" olduğunu, Türkmenler arasında "Ankara IŞİD'i destekliyor" algısının çoğaldığını belirtti.

Iraklı Türkmenler, IŞİD'in ilerleyişinden nasıl etkilendi? Örneğin bazı yerel unsurlar, bunun Türkmenler arasında bir mezhep bölünmesine neden olduğunu ve bazı Türkmenlerin IŞİD'e sempatiyle baktığını iddia ediyorlar. IŞİD Türkmenleri böldü mü?
2003 ABD işgali ile körüklenen etnik ve mezhepsel ayrışmalar Türkmenleri de etkiledi. Net anlamda istatistik olmazsa da Irak Türkmenleri yaklaşık yarı yarıya sünni ve şiilerden oluşmaktadır. İşgal sonrası merkezi yönetimi destekleyenler ile işgalcilerin himayesinde oluşturulan siyasi sürecin meşru bulmayanlar olarak iki ayrılmıştır. Şii Türkmenler Şiilerin öncülüğündeki merkezi hükümeti desteklerken Sünni Türkmenlerin önemli bir kısmı muhalefet ve silahlı direnişe yana tutum sergilemiştir. Irak el Kaidesi 2006 dan itibaren Irak İslam Devlet ve 2011den itibaren Irak ve Şam İslam Devleti adı altında terör faaliyeti yürütürken 2003 sonrası özellikle Telafer, Musul ve Diyale'deki Sünni Türkmenlerin az bir kesiminden destek bulmaya başladı. Bu destek ve sempati zamanla biraz daha artarken Türkmenlerin mezhep üzerinden bölünmesine yol açtı. Nitekim ilgili örgütlere katılan bazı Telaferli Sünni Türkmenler bu örgütlerde maliye Bakanı, savunma bakanı ve sözde halife olan Bağdadi'nin yardımcılığı gibi önemli mevkilerde de görev aldıkları görülmektedir. Örneğin ortaokul ve lisede bana din dersi veren Abdurrahman Kaddo IŞİD'de Bağdadi'nin naibi (yardımcısı) olmuştur.

'TÜRKMENLERE YARDIM BEKLENENİN ÇOK ALTINDA'

IŞİD teröründen kaçan Türkmenlerin son durumu nedir? Irak'taki hangi güçler Türkmenlere destek oluyor? Bağdat ve Erbil'le ilişkiler ne âlemde? Özellikle Tuzhurmatu'da geçtiğimiz aylarda yaşanan gerginlik bir etnik ve mezhepsel ayrışmanın ortaya çıktığını göstermişti.
IŞİD teröründen kaçan Türkmenler mezhep temelli ikiye ayrılmıştır. Şii Türkmenlerin neredeyse tamamı Irak'ta Şii nüfusunun yoğun olduğu orta ve güney kesimdeki bölgeler sığınırken Sünni Türkmenler ağırlıklı olarak Erbil, Duhok, Kerkük ve Türkiye'ye sığınmıştır. IŞİD sempatizanları ve destekçileri ise bulundukları bölgelerde kalmayı tercih etti. Şii Türkmenler daha çok Şiilerin Hüseyiniye dedikleri mescit tarzı ibadet evlerinde veya kamu alanlarında geçici olarak kalmaktadırlar. Önümüzdeki günlerde az bir kısmının Kerbela'da açılması beklenen bir konteyner kente yerleştirilmesi söz konusudur.

Irak içinde kalan ve Kerkük, Duhok ve Erbil'e sığınan Türkmenlerin bir kısmı kiralık evlerde kalırken çoğu buradaki mülteci kamplarına yerleştirilmiştir. Yurtdışına gidenlerin neredeyse tamamı Türkiye'yi tercih etmiştir. Gaziantep, Adana, Mersin, Ankara ve İstanbul gibi illerde yoğunlaşmaktadırlar. Özellikle Ankara ve İstanbul'da yaşamaktadırlar. Örneğin Irak Türkmenleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği'nin verilerine göre Ankara'da yalnızca Telaferli Türkmenlerden 6000 aile kayıtlıdır. Irakta kuzey illerde Türkiye'nin yanı sıra Türkmen ve Iraklı sivil toplum kuruluşları desteklemektedir.

Yani sıra merkezi hükümet Türkmenler dahil ülke içinde mülteci durumunda olan tüm kesimlere gıda ve para yardımında bulunuyor . Ancak bu beklenen düzeyin çok altında. Orta ve güney illerdeki Türkmenler ise merkezi hükümetin yanı sıra halk ve Sistani'nin önderliğindeki Şii dini müesseseleri tarafından destek bulmaktadır.

Bağdat ve Erbil hattında ilişkiler halen sakin görünse de her an patlayabilecek durumdadır. Nitekim petrol fiyatlarının düşmesiyle ekonomik kriz yaşayan Irak, kamu görevlilerinin maaşlarını ödemekte zorlanmaktadır. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) bu durumdan memnun değil. IKBY'nin, özellikle Türkmenler ve ülkenin etnik dini azınlıklarının ve/veya petrolün de yoğun olduğu Tartışmalı Bölgeleri mevcut durumu istismar ederek ilhak etmeye çalışması Bağdat'ı oldukça rahatsız etmektedir. Bu konuda IKBY ile Bağdat'ın, IŞİD tehlikesi ortadan kaldırıldıktan sonra, çatışma yaşama olasılığı yüksektir.

'Şİİ TÜRKMENLERİN TAMAMI TÜRKİYE'YE KIRGIN'

Bağdat'taki siyasetçilerin önemli bir kısmının yanında, ülkenin orta ve güney kesimlerinde IKBY'nin ülkede etnik ve mezhepsel şiddeti desteklediği ve bu durumu istismar ettiği yönünde yaygın bir kanı mevcuttur. IKBY yöneticilerinin Haşd eş-Şaabi ve Şii milislerin IŞİD'den daha tehlikeli olduğu yönündeki açıklamaları da Bağdat ile Erbil hattının aslında ne kadar güvensiz olduğunu ve ileride çatışmaya dönüşme olasılığının bir göstergesidir.

Türkiye'nin Türkmen politikası: 'Kardeşlik' değil, bölgesel hülya

Tuzhurmatu'daki gerginlik de bu durumun bir parçası. Tuzhurmatu'da nüfusun %85 Türkmen iken bu Türkmen nüfusun da yaklaşık %80'i Şiidir. Merkezi hükümetle birlikte hareket eden Şii Türkmenler Peşmergelerin bölgeyi ele geçirmek istediğini düşünerek buradaki şiddetin müsebbibi olarak görmektedir.

Irak Türkmenleri bölgede ve dünyada kedilerine en yakın Türkiyeyi görmektedir. Türkiye'yi anavatan olarak görmektedir. Ancak Türkiye'den umdukları desteği alamadıklarını söylemektedirler. Özellikle Şii Türkmenler. Şu an sizinle Irak'tan konuşuyorum, burada görüştüğüm Şii Türkmenlerin neredeyse tamamı Türkiye'ye kırgın, "neden bize sahip çıkmıyor" diyorlar. Sünni ve Şii Türkmenler, "Türkiye bizi ne Saddam'ın ne de IŞİD'in zulmünden koruyabildi" diyorlar.

Iraklı Türkmenlerin bölgede ya da dünyada kendilerini yakın hissettikleri bir güç var mı? Bazı Türkmen birliklerinin Haşd eş-Şaabi'de savaştıklarını biliyoruz, örneğin.
Haşd Eşsabi birliklerinde az sayıda Sünni Türkmen olsa da bu birlikler ve ülkenin diğer güvenlik birimlerinde görev yapan Türkmenlerin büyük çoğunluğu Şii Türkmenlerden oluşmaktadır.

'IRAK FİİLEN ÜÇE BÖLÜNMÜŞ DURUMDA'

IŞİD'in ilerlemesiyle birlikte, Türkmenlerin de silahlanacağı konuşulmuş, IŞİD sonrası için de bir "özerklik" formülü dile getirilmişti. Siz Irak'ın geleceğinde Türkmenlerin yerini nasıl görüyorsunuz
IŞİD teröründen en çok Türkmenler ve tartışmalı bölgelerdeki azınlıklar mağdur olmuştur. Irak güvenlik birimlerinde yaklaşık 14000 Türkmen mevcut. Bunların yaklaşık 13000'i Telaferli ve Tuzhurmatulu Şii Türkmenlerden oluşmaktadır. IŞİD'e karşı savaşta oldukça önemli rol oynamaktadırlar.

Ancak savaşta büyük kayıplar da verilmektedir. Savaşın seyrine bakılırsa, bu şekilde devam etmesi halinde, en iyi ihtimalde Musul ve Telafer operasyonu 2017 yaz aylarına gerçekleşebilir. Halihazırda bağımsızlık için referandum hazırlıkları yapan IKBY Telafer şehir merkezi ve Emirli hariç şimdiden sınırlarını çizmeye başlamış. Bu iki şehir hariç tüm Türkmen bölgeleri IKBY sınırları içinde kalacak gibi görünüyor.

Ülkenin orta ve güney kesimlerine sığınan Türkmenlerin geri dönmesi ise biraz zor görünüyor. Kısacası resmen olmazsa da Kürt, Sünni ve Şii olmak üzere Irak fiilen üçe bölünmüş durumda ve Türkmenler bu üç bölgede bölünecek gibi görünüyor.

Yeniden şekillenen Ortadoğu'da Uluslararasi ve bölgesel güçlerin Türkmenlere önem vermediğini söylemek mümkündür.

'Şİİ TÜRKMENLER, ANKARA IŞİD'İ DESTEKLİYOR DİYOR'

Ankara'nın Irak ve Suriye politikası Türkmenleri nasıl etkiliyor? Türkiye ile onyıllarca iyi ilişkileri olan Türkmenler, özellikle son yıllarda bir hayal kırıklığı yaşıyor olmalı. Siz de bir röportajınızda, özellikle Şii Türkmenlerin yüzüstü bırakıldığını söylemiştiniz. Iraklı Türkmenler, Ankara'ya şu anda nasıl bakıyor?
Özellikle ırak Türkmenleri anavatana karşı bir hayal kırıklığı içinde. "En zor durumumuzda bizi koruyamıyor, haklarımızı savunamıyor" diyorlar. Öyle ki, Şii Türkmenler uluslararası kamuoyunda Türkiye'ye karşı yürütülen algı operasyonundan da etkilenerek Türkiye'nin IŞİD'İ desteklediği veya göz yumduğu görüşündeler. Türkmenler Türkiye'nin mezhep temelli politika izlediği görüşündeler.

Son dönemde Türkiye'de artan "Bayırbucak Türkmenleri" hassasiyeti hakkında ne düşünüyorsunuz? Iraklı Türkmenler artık Türkiye kamuoyunu meşgul etmezken, neden Suriyeli Türkmenler meşgul ediyor? Bunun yanında, Iraklı Türkmenlerle Suriyeli Türkmenlerin arasında kültürel olanın ötesinde, bir de politik ilişki var mı?
Suriye Türkmenleri ile Irak Türkmenleri arasında herhangi bir siyasi bağ yoktur. Suriye Türkmenlerinin büyü çoğunluğu Sünnidir, Irak Türkmenlerinin en az yarısı Şiidir. Ancak son yıllarda Türkiye uzerinden ikisi arasında siyasi bağların geliştirilmesi yönünde çaba harcanıyor.

'TÜRKİYE RADİKAL TÜRKMENLERDEN UZAK DURMALI'

Türkiye'nin Suriye Türkmenlerine yönelik hassasiyeti iki nedene dayanmaktadır: Birincisi jeopolitik anlamda konum olarak Türkiye'ye daha yakın ve daha hassas bir yerdeler. İkincisi Suriye Türkmenlerinin Türkiye içinde akrabalık bağları ve toplumsal ilişkileri halen devam ediyor. Iraktakilerine kıyasla daha sıkıdır. Bunların yanında mezhep üzerinden ayrışan Irak Türkmenleri Türkiye'nin de oradaki politikalarını zora sokuyor. Oysa Suriye Türkmenlerinin neredeyse tamamının Sünni oluşu Türkiye'yi bu tür bir ikileme düşürüyor. Ancak burada Türkiye'nin dikkat etmesi gereken konu bölgede artan mezhep gerilimde taraflara eşit mesafede oluşunu koruyabilmesidir. Bununla birlikte Suriye'de artan radikalizm Türkmenlerin arasında da görülmeye başlamıştır. Türkiye Türkmenlerin radikalize olmasının önüne gecebilecek adımlar atmalıdır ve radikalleşmiş Türkmenlere yönelik mesafeyi korumaya devam etmesi gerekmektedir.

IŞİD işgalinden sonra bir "Türkmen diasporası" da oluşmaya başladı. Bu göçmenler için kimler, nasıl bir faaliyet yürütüyor?
Türkmen diasporası 1970'li yıllardan beri mevcuttur. Ancak 1990'lı yıllardan itibaren Türkiye'ye yönelik Irak ve Suriye Türkmenlerinin göçü biraz daha artarken, 2000'li yıllarla birlikte Türkiye'nin Ortadoğu'ya tekrar yönelmesi ve bulundukları ülkelerde gönüllü olarak Türkiye (anavatan) lehine lobi faaliyeti yürütmeleri Türkiye için önem arz etmeye başladı. 

Bunun yanında Türkmen diasporası kendi içinde örgütlenmiş, Türkmen siyasi kültürel ve ekonomik haklarını savunma konusunda uzun yıllardan beri faaliyet göstermektedir

 

Kaynak: Haber.sol.org.tr