Dışarıdan baktığımızda "büyülü" görüntüsüyle mest ediyor televizyon dünyası. Milyon liralık yapımlardan söz ediliyor, platolar kuruluyor, "kaşeli" birkaç oyuncunun ismini yazmadan projeye, proje "proje" sayılmıyor. Evet, dışarıdan baktığımızda bunları görüyoruz. Televizyon bu; diziyi gösteren kanal, haber de gösteriyor, "tartışma" programı da. O istediğini istediği gibi göstermekle görevli, bütünüyle. İzleyiciyi büyülü dünyasına aldığında oradan yürüyor. Milyonluk yapımların "milyon"u nereye gidiyor kimse bilmiyor. "O dizi-film setinde mi çalışıyorsun?" diye sorar insanlar, öyle bir konuşmaya denk gelmişseniz mutlaka duymuşsunuzdur. Sanki milyonu eşit pay ediyorlar, sanki ışıkçısı, setçisi, senaristi, yönetmeni, figüranı tümden zengin! Dış-Gece'leri de "deli" oldukları ya da "bir hava alalım" dedikleri için çekiyorlar zaten...

Taşeronlaştırma, güvencesizlik had safhada bu sektörde. Türkiye'de dizi-film sektörü öyle bir halde ki, bu memleket, setinde başına dekor düşmesi sonucu ölen işçisi olan diziyi izlemeye devam etti mesela haftalarca. Güvencesizlik dedik ama bir de güveninin boşa çıkması var. Hayaller kurdurulur, vaatler edilir, "Şöyle olacak, böyle olacak" denir, eni sonu "Biz sizi arayacağız"a, hatta sen aradığında telefonu açmamaya varır konu. 

Konumuz, ayan beyan bir emek gaspı.

İsimler tanıdık. Bir taraf, Star TV, yani Ferit Şahenk, yani...

Bir tarafsa, "Öyele Bir Geçer Zaman ki" gibi bilinen birçok dizinin senaryosunu yazan Coşkun Irmak. Coşkun Irmak da diğer taraf gibi yalnız değil. Ekibi var, söz verdiği insanlar var.

Neyden mi bahsediyoruz. Bahsettiğimiz bir "Şampiyonluk" hikayesi. 

"Şampiyon", Star TV'nin başlamadan "rafa kaldırdığı" bir proje. Özet geçeyim, nasıl olsa tüm ayrıntılarıyla Coşkun Irmak anlatacak...


(Coşkun Irmak)

Bu proje için Coşkun Irmak'ın kapısı çalınıyor, anlaşma sağlanıyor Star TV yetkilileriyle. Coşkun Irmak da aldığı sözü yazı ekibine iletiyor, başlıyorlar çalışmaya. Bir ön çalışma yapılıyor, "genel hikaye" geliştiriliyor. Sonra... Sonra ne oluyorsa oluyor, genel hikaye kanalı tatmin etmiyor, rafa kaldırılıyor. Irmak, bu kadarını da yine kendi mücadelesiyle öğreniyor. Ama bir anlaşma yapıldı, ön çalışma ücreti belirlendi. Coşkun Irmak ve ekibi buna güvenerek yola koyuldu; emek verip bir hikaye çıkarttılar ortaya...

Şimdi en baştan Coşkun Irmak'ın ağzından dinleyelim:

"11 Ocak Salı 2016 tarihinde, ben ve yazı ekibim, oturmuş, bir tv kanalının bana ilettiği tv filmi projesi için 'çalışalım mı çalışmayalım mı' toplantısındaydık. Saat 17.43’ü gösterirken, telefonum çaldı, baktım, Cevdet. Cevdet Mercan, yönetmen. Açtım, ertesi gün için benimle görüşmek istediğini söyledi, randevulaştık.

Ertesi gün saat 15.00’da Bebek Otel’de buluştuk ve bana bir dizi film fikrinden söz etti ve genel hikayesini ve sonrasında senaryolarını yazmamı istedi. Ben, prensip olarak kabul ettim ve O da bana dizi fikrinin yazılı olduğu metni maille göndereceğini söyledi.

Aynı günün akşamı, saat 21.36’da, gönderdi.

Ertesi gün yazı ekibi topladım, genel hikayeyi yazmaya başladık.

Cevdet’in bana gönderdiği metin, 1. bölüm sinopsisi gibi bir şeydi ve tamamı o kadardı. Bilindiği gibi, bir tv dizi filmi için bir sezon 39 bölüm üzerinden hesaplanır.

14 Ocak Perşembe akşamı, Şebnem Aksoy’la Bebek Kitchenette’de buluştuk, genel hikaye içeriği hakkında konuştuk, bölüm başı alacağım ücreti konuştuk. Daha önce telefonda da konuşmuştuk; o konuda anlaştık. Fakat genel hikayeyi yazmak için istediğim 'çalışma ücreti'nde anlaşamadık. Ben son bir teklif yaptım ve Şebnem Aksoy bunu 'Ömer beyle görüşeceğini' söyledi.

16 Ocak Cumartesi saat 00.20 sularında Şebnem mesaj gönderdi, 'yarın toplanıyoruz' dedi.

Yattım kalktım, yarın oldu, Star tv’ye gittim. Binaya güvenlik kontrolünden geçerek ve Şebnem Aksoy’un adını özel güvenlik güçlerine vererek girdim.

Toplantıya girdik. Oluşturduğum genel hikayeyi sundum. Star tv’nin yeniden kurulmakta olan iç yapımlar biriminin başındaki kişi olan Şebnem Aksoy, yönetmen ve Star tv iç yapımlar biriminin proje tasarımcısı (ya da unvanı başka bir şey olabilir) Cevdet Mercan, Cevdet’in Asistanı Gökçe Baltacı, hikayeyi okudular. Üzerine konuştuk. Fikirlerini söylediler, ben de kendi fikirlerimi söyledim. Çalışmak için 10 gün süre istedim, 'oooo, çok' dediler. Mart’ta başlayacaklarmış; 'tamam' dedim. El sıkıştık, öpüştük, 'hayırlı olsun' dedik.

Sonra, ben ve Şebnem Aksoy, yan odaya geçtik ve senarist olarak benimle ilgili maddi boyutu konuştuk. Bölüm başı alacağım ücrette önceden anlaşmıştık; genel hikayeyi yazmam için istediğim çalışma ücreti konusunda da orada anlaştık. Gene el sıkıştık, sarıldık hatta, öpüştük ve tekrar 'hayırlı olsun' dedik. 'Kastı oluşturmak için teklif götürülecek oyuncuların senaryoyu okumak isteyeceği'ni söyledi ve ben de ilk bölümün senaryosunu yazmak üzere ve starlığa adım atmış olarak, Star tv’den ayrıldım."

VE PROJE 'ERTELENİR'
17 Ocak Pazar günü sabahı Cevdet Mercan'dan bir mail aldığını, Mercan'ın genel hikaye ile ilgili bazı notlar gönderdiğini söyleyen Irmak, yazı ekibiyle tekrar toplanıp genel hikaye üzerine tekrar çalışmaya koyulduklarını anlatıyor.

19 Ocak Salı akşamı genel hikayenin yeni halini aynı kişiye geri gönderdiğini belirten Coşkun Irmak, "O gece bana dönmedi Cevdet, görüş bildirmedi. Ertesi gün, yazım ekibi gene toplandı, ben de başlarındayım, çalışacağız ama Cevdet’ten görüş bekliyoruz. Gene dönmedi. Benim yedinci hissim homurdamaya başladı. Hem ekipteki çocuklara çaktırmayayım istiyorum ama bir yandan da, değirmende ağartmadım ben bu sakalı, işaretler olumsuz, kuşlar sessizleşti ormanda..." diyor.

"Cevdet’e WhatsApp’tan mesaj gönderdim, saat 12.59’da: “Ceeevdeeet... Çalışmaya başlamak için geri dönüşünü bekliyorum" diyen Irmak, Mercan'dan, "toplantıdayım, arıycam." yanıtını aldığını belirtiyor:

"Beklemeye devam ettik.

18.28’de aradı, telefonda konuştuk ve bana, 'bütün gün toplantıda olduğunu ve projenin (adı ‘Şampiyon’) erteleneceğinden' söz etti. 'Şebnem’in beni arayacağını ve görüşeceğini' söyledi. Yanıt olarak ben, 'tamam, anladım' dedim, kapattık. Ve ekibe dedim ki, bugün çalışamayacağız ve bence bu proje çavuş oldu, evinize gidin."

Ekibi gönderip ve beklemeye başladığını ve saat 20.06’da Şebnem Aksoy’a telefon ettiğini söyleyen Irmak, ondan da "Şimdi dışardayım, bitince seni arayacağım. Bu gece olmazsa, yarın" yanıtını almış. Biri "toplantıda" diğeri "dışarda". Irmak da, "Geç de olsa, bu gece ara" demiş, Aksoy'dan son yanıt; "Tamam".

'İÇE SİNMEYEN ŞEYLER'
"22.55'te aradı: O samimi, sıcak, bin yıldır tanışıyormuşuz gibi yakın ve soru sordurmayan hızlı konuşmasıyla, anlatmaya başladı: Ya, hikayede içimize sinmeyen bişeyler var..." diyen senarist Irmak, "Oysa, yaptığımız görüşme ve sonrasında böyle bir şey yoktu, bana böyle bir şey söylenmedi; tam tersine, konuştuk, pazarlık yaptık, anlaştık, el sıkıştık, öpüştük. Şebnem bana çalışma ücretimin bu hafta içinde yatırılacağını söyledi, ben ilk bölüm senaryosunu yazmak üzere ve bir star adayı olarak Star tv’den ayrıldım" şeklinde konuşuyor.

"Şebnem, devam etti; 'projenin erteleneceğinden, belki de başka bir yapıya bürüneceğinden ya da başka bir projenin hayata geçirileceğinden' söz etti. Bana, yapımın geleceğe dair düşüncelerinden söz etmeye başladı: 'Belki başka proje olabilir'miş, 'belki benim bir projem de olabilir'miş..."

'İÇİN RAHAT MI' BASKISI
Senarist Coşkun Irmak, şöyle devam ediyor:

"Ben de bu aşamada, bunların benle ilgisi olmadığını, bana bu hafta içinde verileceğini söz verdiği çalışma ücretimin ödemesini istedim. Buna karşılık, 'bu parayı için rahat olarak alacak mısın yani' diye, bir soru sordu. Ben yanıt olarak, “içim gayet rahat olarak alacağımı, bunu hak ettiğimi ve anlaştığımız ve söz verdiği üzere, bu paranın bana ödenmesi gerektiğini' söyledim ve açıkça şu soruyu sordum: 'Sözünüzden dönüyor musunuz?' Bana, 'yarın Ömer beyle görüşeceğim bu konuyu' dedi. Ben de, 'bunun benim için bir yanıt olmadığını, Ömer beyle görüşmesinin beni ilgilendirmediğini; çünkü benim kendisiyle görüştüğümü ve anlaştığımı” söyledim. Karşılık olarak, gene aynı yanıtı verdi ve “biz de zaman kaybettik, hikaye de umduğumuz gibi olmadı...' gibisinden bir yaklaşımla, ücreti ödeme niyetinde olmadığını belli etti. Ben de, 'Ben hikaye parası istemedim, çalışma ücreti istedim, alacağım ücret bunun karşılığıdır', dedim."

'HACI ETMEYE ÇALIŞIYORLAR'
Anlaşmaya göre, dizinin genel hikayesinin yazılmasının kendi sorumluluğunda olduğunu ve bunu yaptığını söyleyen Irmak, "Şimdi, yapım cenahında neler değiştiyse artık, vazcaymışlar işi yapmaktan, benim çalışma ücretimi hacı etmeye çalışıyor Şebnem Aksoy" diyor.

Böyle şeylerin başına ilk defa gelmediğini belirten Coşkun Irmak, en çok da kendisine sarf edilen "Bu parayı için rahat olarak alacak mısın yani?" cümlesine dikkat çekiyor ve "İşte, adına kapitalizm bile diyemediğim sistem(sizlik)le bir kere daha yüz yüze gelişimin ve çaresiz kalışımın resmidir bu" yorumunu yapıyor.

'EKİBİME TEK KURUŞ VEREMEDİĞİMİ...'
Irmak "Pazarlık ederken, kafana tabanca mı dayadım Şebnem Aksoy? Neden inkâr ediyorsun sözünü? Ağızınla söyledin, anlaştık? Ağızınla söylemedin mi? Anlaşma yapıp, el sıkışırken, öpüşürken, hayırlı olsun darken, aklın nerdeydi?" diye soruyor ve şöyle diyor:

"Anlatma derdini, derdim sever derdini diye bi laf vardır. Ben sana iki yıldır iş yapmadığımı, sıkıntılarımı, yazım ekibime aylardır tek kuruş vermediğimi, o insanların da aileleri olduğunu, hastalıkları, sıkıntıları olduğunu... anlatım mı? Bu işin olacağı kesinleşti diye, bütün zamanını ve enerjisini bu işe ayırsın diye, iyi kötü üç beş kuruş kazandığı, okul okul dolaşıp kukla oynattığı işini bırakan ekip arkadaşımı anlattım mı? Sizin 'Şampiyon'unuz için emek harcarken, bir yandan da tahlil sonucu bekliyordu, kanser olup olmadığını öğrenmek için. Ne istiyosunuz benim, yazı ekibimin rızkından yahu? Kafamızı niye karıştırıyosunuz? Çalışacağımız zamanı neden küfür etmekle harcatıyorsunuz bize? Neden Ferit Şahenk’in Türkiye’nin en zengin 1. adamı mı yoksa üçüncü adamı mı olduğunu konuşturuyosunuz? Züğürtün çenesini ne yorarmış, bilirsiniz. Neden bizi servet düşmanı yapıyorsunuz?

22 Ocak saat 10.17’de Şebnem Aksoy’a mail atıp çalışma ücretinin ödenmesini son defa hatırlattığını aktaran Irmak, yanıt gelmediğini paranın da ödenmediğini söylüyor.

Aynı gün, Cevdet Mercan'a da mail attığını belirten Irmak, bu noktada da farklı bir gelişme yaşanmadığını ifade ediyor. Irmak, Mercan'a, en başta Bebek Otel'de otururken "Genel hikaye yazımı için çalışma ücreti alırım" dediğini, "Elbette, yaptığın işin karşılığı neyse alacaksın tabii" yanıtı aldığını vurguluyor.

İlerleyen süreçte, 1 Şubat'ta Şebnem Aksoy'dan bir mail almış Coşkun Irmak. Özetle, projenin değerlendirmeden çıkarıldığını belirten Aksoy, anlaşılan ön çalışma ücretinin 3'te 1'inin havale yoluyla ödeneceğini söylemiş.

Coşkun Irmak ise yanıt mailinde "Daha ne istediğinizden bile haberiniz yok. Bir 'fikir'e, 'genel hikaye' diyecek kadar da mesleğin uzağındasınız. Karşınızda dik durmam sebebiyle yaşadığınız şaşkınlık, telaş ve öfke yüzünden, beni mesleki açıdan zedelemeye kalkışıyorsunuz" demiş, ücretin geri kalanını ödemeleri için 12 Şubat tarihine kadar mühlet vermiş.

'DEMEK Kİ KABUL EDİYORSUNUZ!'
Gelen son maili "A akıllılar, bana ödeme yaptığınıza göre; size iş yaptığımı ve aramızda bir anlaşma olduğunu kabul ediyorsunuz demektir. O zaman, adam gibi, anlaştığımız ücreti ödeyin. Ya da, aramızda anlaşma yoksa neden ücret ödüyorsunuz bana?" sözleriyle yorumlayan Irmak, yanıt gelmediğini, ödemenin de yapılmadığını söylüyor.

Irmak, "Biliyorum ki, çok senarist yaşıyor bunları ama bir çeşit tecavüz utancı içinde, 'bir daha iş yapamam' korkusuyla, susuyor. Ben, 'ölümden öte köy yok' duygusunu içine iyice sindirmiş biriyim, umurum değil. Belki benim gibi birilerinin ortaya çıkmasına vesile olurum... " diyor.

Öte yandan, Coşkun Irmak'ın iddialarını sormak için aradığımız Star TV'de herhangi bir yetkiliyle görüşemedik. Diledikleri takdirde, iddialarla ilgili görüşlerini bize iletebilirler.


Kaynak: Haber.sol.org.tr