Stonewall Direnişi, tüm dünyada LGBT hareketinin başlangıcıydı. Ancak, öncesinde de eşcinsel grupları vardı. Stonewall öncesi durumdan bahseder misiniz?

1950'ler bu tip grupların savaş sonrası ABD’de ilk kez kurulduğu yıllardı. Ama işleri çok zordu. Birçoğu hükümet tarafından kapattırılıyor, üyeleri işlerinden atılıyordu. Kısa zamanda bu durum ABD genelinde bir eşcinsel avına dönüştü. Eşcinsel kimliğini beyan etme cesaretini gösterenler hükümete bağlı federal güçler tarafından fişleniyordu.

1920'lerde ırkçılık karşıtı ve komünist bir çizgide kurulan Marine Cooks and Stewards Union, bu dönemde homofobi düşmanı olduğunu da ilan etti. Ne yazık ki bunun bir şeyleri değiştirdiğini söyleyemeyiz ancak o dönemde hem işçi sınıfının çıkarlarını hem de LGBT haklarını savunan eşsiz bir örgüttü.

Tüm bu anlattıklarınız, Bolşevikler Sovyetler Birliği'nde iktidara gelmelerinden sonrasına denk düşünüyor. Kitabınızda anlattığınız gibi, Bolşeviklerin LGBT'lere yönelik attığı özgürleştirici adımları pek az bilinen bir gerçek. Bolşeviklerin bu başlıktaki politikasını anlatır mısınız?

Bolşeviklerin cinsel yönelim konusunda tamamen aydınlanmış olduğunu söylemek yanlış olur. Ancak onlar insanı özgürleştirmeye çalıştıkları için her türlü toplumsal baskıya karşı durdular. Örnek olarak, eşcinsellik üzerindeki yasağı herkesten önce kaldırdılar. Ve beni en çok şaşırtan da, ilk cinsiyet değiştirme operasyonlarının Sovyetler Birliği'nde yapılmasıdır. Eşcinsel evlilikleri yapılmıştır. Sovyetler Birliği gey bir Dışişleri Bakanı'na bile sahipti. Ortaya çıkıp "Ben geyim!" demiyordu ama bilinen bir gerçekti. Hiç bir zaman kısıtlanma yaşamadı.

Tüm bunların merkezinde ise insan özgürlüğü vardı. Bu özgürlüğü mümkün kılan ise şüphesiz Ekim Devrimi'ydi.  

O zaman LGBT özgürleşmesinin simgesi neden Stonewall Direnişi oldu?

Stonewall ilk direniş değildi; öncesinde transların eylemleri oldu. Stonewall'un simgeleşmesinin nedeni sadece uzun sürmesi değil, aynı zamanda her geçen gün daha çok insanın dâhil olmasıydı. The Black Panthers (devrimci siyah hareketi) ve The Young Lords (bu hareketin Porto Riko uzantısı) üyeleri Stonewall Direnişi’ne katıldılar. Daha doğrusu tüm Amerika solunda biraz vicdanı olan herkes katıldı. Daha önce hayatlarında eşcinseller ve translar hakkında hiç düşünmemiş insanlar bile katıldılar.

Ancak simge olmasının asıl nedeni, direnişin başlar başlamaz örgütlenmesiydi. O dönemdeki diğer direnişler gibi dağınık değildi. Stonewall öncesi LGBT toplumu sisteme "Lütfen sakın bizi incitme!" derken, Stonewall sonrası "Hepimiz eşit insanlarız ve bize daha iyi davranmak zorundasın. Senin saçmalıklarından usandık!" demeye başladı. Bu, çok farklı ve örgütlü bir tutumdu.

Biraz da Stonewall sonrasını, günümüzdeki LGBT örgütlerini ve Onur Yürüyüşlerini (Gay Pride) konuşalım. Brezilya dünyadaki en büyük Onur Yürüyüşü’ne ev sahipliği yapıyor ancak yine de dünyada her yıl en çok eşcinselin öldürüldüğü ülke. Yürüyüşler ise belli kuruluşların kar elde etmeleri için kullanılıyor. Tüm bunlar hakkında ne düşünüyorsunuz?

1970’lerde ABD’de radikal hareketin düşüşünün ve birçoğunun Demokrat Parti'ye kaymasının bir dönüm noktası olduğunu düşünüyorum. Aktivistlerin istekleri gittikçe daha ılımlı olmaya başladı. Ancak burada bir paradoks var. Eşcinseller açılmaya başladıkça, başlarda eyaletlerde, sonrasında ise tüm ABD’de gey olmak daha kolay kabullenilebilen bir hal aldı. Elbette eşcinsellere uygulanan baskı azalmadı ama durumlarının daha iyi olduğu görülüyor. Bana kalırsa, kadınlar ve siyahlarda olduğu gibi, kapitalizm eşcinselleri de tanımak mecburiyetinde olduğunun farkına vardı.

Baskı ve adaptasyon, kapitalizm içinde aynı anda var olabilir. Eşcinsel evliliklerinin yaygınlaşması ile gördüğümüz de tam bu.

Son olarak, Onur Yürüyüşleri hakkında ne düşünüyorsun?

Bir şeyi unutmamak gerek: ABD’nin kozmopolit bölgelerinde gey olmak herhangi bir problem yaratmazken, diğer bölgelerde açık eşcinsel olmak hala çok tartışmalı. O insanlar için Onur Yürüyüşü, gerçek benlikleriyle bulundukları ve bu gerçeği kutlamak için bir araya geldikleri bir etkinlik olmaya devam ediyor.

Kaynak: Haber.sol.org.tr