Suriye'deki savaşın 5. yılı geride kalırken, bir zamanlar "Esad düştü düşecek" diyen Batılı hükümetler en azından geçici bir süreliğine de olsa Esad'ı kabullenmek durumunda kaldı.

Independent'ın deneyimli Ortadoğu muhabiri Robert Fisk, 5 yıl önceki durumla bugünü kıyaslıyor.

Geçen ay Suriye'den ayrılmadan hemen önce bir kafede yanına bir adamın yaklaşarak kendisini "Beşar Esad'ın mimarı" olarak tanıttığını söyleyen Fisk, hükümetin Suriye'nin yeniden inşası için projeler hazırlamaya başladığını aktarıyor.

Suriye'de eylemler başladıktan hemen sonra Batılı hükümetlerin Esad'ın düşmesini "an meselesi" olarak gördüğünü hatırlatan Fisk, ABD ve Fransa büyükelçilerinin Humus'ta göstericilerle birlikte Esad'ın devrilmesini istediğini, AB diplomatlarının Suriyeli "muhaliflere" Esad'la müzakere yapmamalarını telkin ettiğini, gazetecilerin de Halep'in doğusunda "isyancılarla" bir araya gelerek kaçınılmaz olan Şam'ın özgürleştirilmesi yürüyüşüne hazırlandıklarını söylüyor.

Washington'daki düşünce kuruluşlarından "uzmanların" Esad yönetiminin devrilme noktasına geldiğini savunduklarını söyleyen Fisk, Hillary Clinton'ın "Esad gitmeli", Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius'un ise "Esad bu dünyada yaşamayı hak etmiyor" dediklerini alaycı bir şekilde hatırlatıyor.

Yine Fisk, gazetesi Independent'ın dahi kendisinden bir "Esad anma yazısı (obituary)" istediğini ve bu isteğe uymak zorunda kaldığını belirtiyor. Bu yazının "gelecekte kullanılmak için" yazıldığını söyleyen Fisk, "Yazı hâlâ gazetenin arşivlerinde çürüyor" diyor.

Gazetecilerin tutumunu da eleştiren ünlü muhabir, 2011 yılının Mayıs ayında, El Cezire kanalı ekibinin Lübnan sınırında Suriye askerlerine ateş eden "muhalifleri" görüntülediğini, ancak kanalın bu görüntüleri yayımlamayı reddettiğini açıklıyor.

Suriyeli bir televziyonun da, Dera'daki gösterilerde tabancalı ve kalaşnikoflu kişileri görüntülediğine dikkat çeken Fisk, bütün bunların Suriye yönetiminin dediği gibi bir "Körfez-Türk terörist komplosu" olduğunu kanıtlamadığını, ancak en başından beri silahların bir seçenek olarak muhaliflerin elinde bulunduğunu kanıtladığını belirtiyor.

Suriye'deki "Alevi rejimi" söylentilerinde, kendilerinin de Suriye ordusunun yüzde 80'inin Sünnilerden oluştuğunu unuttuklarını itiraf eden Fisk, Suriye ordusunun, örneğin Lübnan'daki varlığı boyunca isminin karıştığı tüm yolsuzluk iddialarına rağmen, savaş başladıktan sonra ülkede kendini yeniden inşa ettiğine vurgu yapıyor. 

Fisk, Suriye kentlerinde, Beşar Esad'ın yanı sıra ordunun Kaplan Birlikleri'nin efsane komutanı Süheyl Hassan'ın da fotoğraflarının yer aldığına dikkat çekiyor.

 


Kaynak: Haber.sol.org.tr