Alman hükümetinin Türkiye’ye destek politikasına içeriden tepkiler giderek büyüyor. Almanya’nın en etkili devlet televizyonu ARD’de perşembe akşam saatlerinde yayımlanan ünlü “Monitor” haber programında, içsavaş sahneleri altında Kürtleri bombalayan bir Türkiye resmi verilirken, Berlin’in insan haklarını ayaklar altına alan Erdoğan rejimine açık desteği sert bir dille eleştirildi. Türk hükümetinin “Kürt teröristlerle veya artık kimi öyle görüyorsa onlarla bir savaş yaptığı” ileri sürülen programda, Alman hükümetinin insan hakları ihlallerine ortak olduğu belirtildi. Berlin’in Türkiye’deki gelişmeler karşısındaki suskunluğunu, “Ankara hükümetinin vahşi savaşı için ve muhalefeti de ezmesi yolunda bir açık çek” ifadeleriyle değerlendiren Monitor habercileri, Kürt şehirlerindeki yıkımı da Suriye, Irak ve Libya’yı  aratmayan sahneler halinde görüntüledi. 

Haberde, İMC televizyonu kameramanı Refik Tekin’in yaralanması ve yaralıyken dövülmesi ayrıntılarıyla aktarıldı. Bu arada Human Rights Watch’ın Türkiye sözcüsü Emma Sinclair-Webb’in sert suçlamaları da dikkat çekti. Programda, Berlin’in Türkiye’deki ağır insan hakları ihlallerini suskunlukla karşılamasına rağmen, ısrarlı sorulara yine de “Alman hükümeti olayları endişeyle izlemektedir” açıklaması geldiği belirtilirken, International Crisis Group Türkiye bölümünden Berkay Mandıracı’nın Başbakan Merkel’in tutumuna yönelik yorumları da öne çıktı. Başbakan Angela Merkel’in yıllarca AB-Türkiye müzakerelerini engellediği, ama şimdilerde tüm olumsuzluklar bitmiş gibi hareket ettiğini hatırlatan Mandıracı, iki hükümet arasında stratejik bir ilişki olduğu izlenimi yaratıldığını, ancak değerlerin ve ilkelerin çiğnendiğini savundu. 

MÜLTECİ ŞANTAJI VE SAVAŞ

BM Yüksek Komiseri Zeid Ra’ad Al Hussein’in 1 Şubat açıklamasında, Türkiye’deki olayların yakından izleneceğini belirtmesinden sonar gazeteci Tekin’in serbest bıraldığı kaydedilen haberde, Berlin hükümetine “Satın mı alındı?” sorusu da ortaya bırakıldı. ARD’nin etkili haber programında, Berlin’in Ankara ile “can ciğer kuzu sarması” bir ilişki biçimini seçtiği, bunun da mültecilerin Almanya’ya gelmesinin engellenmesi için ödenen bir bedel olduğu belirtilirken, Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere’nin “Türkiye’yi eleştirmekten artık vazgeçilmeli” sözlerinin de altı çizildi. 

Almanya ve AB’nin mülteci krizinde tamamen Türkiye’ye yaslandığı, mültecileri AB’den uzak tutması karşılığında Ankara’ya 3 milyar avro ödeneceği kaydedilen haberde, “Türk hükümetinin Kürt savaşçılar ve sivillere karşı acımasız bir savaş yürüttüğü” hatırlatıldı. Ankara hükümetini eleştirenlerin tehdit edildiğini, gözünün korkutulduğunu ve zaman zaman da cezaevine atıldığını belirten Monitor’da, “Bütün bunlar Alman hükümeti için konu bile değil” ifadesi dikkat çekti. Angela Merkel’in sağ kolu Thomas de Maiziere’nin sözleri ise “Alman Bakan NATO ortağı hakkında hiçbir eleştiri duymak istemiyor” şeklinde verildi. 

Haberde, Kürt toplumunun dayanılmaz koşullar altında yaşamaya mahkum bırakıldığı, yaşam koşullarını yitiren binlerce Kürt’ün bölgeden kaçışı da örneklerle işlendi. Bazı Kürt aileler çocuklarının panzerlerle öldürülmesini istemediği için binlerce Kürt’ün bu yıl olmasa bile gelecek yıl mutlaka Avrupa’nın kapısına dayanacağını anlattılar. Böylece, Avrupa’nın büyük bir Kürt göç dalgasıyla karşı karşıya kalabileceği sinyali de verilmiş oldu. 

Türk hükümetinin ağır insan hakları ihlalleri karşısında Berlin’in resmi suskunluğunun “adeta satın alınmış bir duruma” karşılık geldiğini hatırlatan “Monitor”, Alman İçişleri Bakanı’nın bu durumu kameralar önünde açık ettiğini de ileri sürdü. 

 

 

 

 

 

 

Kaynak: Haber.sol.org.tr