Afganistan'da cezaevlerinde, kadınlara bekaret testi uygulanıyor.

Ülkedeki Bağımsız İnsan Hakları Komisyonu, Afganistan'ın 34 ilinden 12’sinde 53 tutuklu kadınla yaptıkları görüşmelerde bu kadınlardan 48’ini buldu. Aralarında 13 yaşında kız çocukları da var. Raporda, bilimsel olarak geçersiz olduğu söylenen bu uygulamanın, başka insanların da bulunduğu ortamlarda ve tecavüz ya da işkenceye varan saldırgan davranışlarla sürdürüldüğü söyleniyor.

Afganistan İçişleri Bakanlığı’na göre hapishane ve cezaevlerinde yaklaşık 750 kadın bulunuyor. Kadınların çoğu bir sevgiliyle ya da görücü usulü evlendikleri kocalarıyla, yahut aile içi şiddetten kaçarken şüpheli bir şekilde, “ahlaki suçlar”dan gözaltına alınmış.

Her ne kadar 14 yıl önce Taliban hükümetinin çöküşünden beri Afgan kadınlarının hakları ve yaşam şartlarının düzeltilmesine odaklanıldığı söylense de, elde edilenlerin çoğu kırılgan ve aksine çevrilebilir görünüyor.  Ülkenin hukuk sistemi hak reformlarının özel dirençle karşılandığı alanlardan biri.

SIĞINMA EVLERİ VE KADIN BAKANLIĞI TESTE GÖNDERİYOR

Raporun yazarlarından İnsan Hakları Delegesi Dr. Saroya Sobhrang, “Yasal boşluk var ve bu hakimlerle yasal sisteme açık el uzatıyor. Kadın sığınma evleri, Kadın Bakanlığı yetkilileri ve polis, kadınları test yaptırmaya gönderiyor. Uygulama başlı başına kötüye kullanım barındırıyor…” diyor.

Bekaret tesleri zina için kanıt olarak gösteriliyor. Fakat bir jinekolog olan Dr. Sobhrang, himenin(kızlık zarı) durumu yalnızca cinsel birleşme ile belirlenemeyeceğinden, bu testlerin çoğu zaman bilimsel olarak sorgulandığını belirtiyor.

İnsan Hakları İzleme Grubu’nda kıdemli araştırmacı Heather Barr, bu gibi testlerin yasaklanmasının önemli bir adım olacağı görüşünde. Barr,  “Bahsi geçen bekaret testleri o kadar güvenilmez ki Dünya Sağlık Örgütü hiçbir bilimsel geçerliliğininin olmadığını ve sağlık çalışanlarının bu testi uygulamaması gerektiğini söylüyor” diyor.

KURBAN TEKRAR VE TEKRAR KURBAN OLUYOR

Barr ayrıca testlerin süregelen kullanımının “çoğu zaman zoraki evlilik ve aile içi şiddetten kaçan kadınlar ve genç kızlara yöneltilen sahte “ahlak suçu”ndan yargılandığı daha geniş kötüye kullanım kalıplarının bir parçası” olduğunu söylüyor. Araştırmacı;“Hükümet bu gözaltıları tamamen sonlandırmalı ve buna izin veren kanunları değiştirmeli” diyor.

Rapor için görüşülen kadınların çoğu, bazen içlerinde erkek polislerin de olduğu birden fazla kişinin eşliğinde bu testleri yaptırdıklarını söylüyorlar. Kuzey Badakşan’dan bir kadın bu testin kendisine dört kez uygulandığını, bir keresinde testte altı sağlık çalışanının olduğunu söylüyor.

Dr. Sobhrang “Bazen doktor sadece şöyle yazar: Zar bozulmamış fakat anal penetrasyon olasıdır” diyor.

Bu tek soru işaretinin insanları hapse gönderdiği ve onları daha fazla test için geri getirip durduğunu belirten doktor; " Kurban yeniden ve yeniden kurbanlaşıyor” diye konuşuyor.

 


Kaynak: Haber.sol.org.tr