Göreve geldiğinden bu yana 400'er kişilik heyetler haline muhtarları toplayan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bu kez kaymakamlarla buluştu. 

Kaymakamlarla bir araya gelen Erdoğan, "Sorunlar karşısında yol açan idarecilerle yürümek istiyoruz. Yeri geldiği zaman iradenizi halk için çekinmeden kullanın" dedi.

Güneydoğu'daki olaylara değindi, oradaki belediyeleri eleştirdi. Kaymakamlara, ''Gerekirse belediyelerin araçlarına el koyarak vatandaşları koruyacaksınız'' dedi. Teröre ve paralel devlet yapılanmasına destek veren kamu görevlilerinin ise hemen adalete teslim edilmesi gerektiğini söyledi.

Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle: 

"Vatandaş devlet deyince ilçesinde kaymakamı ilinde valiyi sorumlu görür. Azimli bir kaymakam yetkisiyle ilçesinin çehresini değiştirirken aynı hassasiyeti taşımayan bir kaymakam aksinin olmasına neden olabilir. Anadolu'da gittiğimiz yerlerde 20-30 yıl önce görev yapmış kaymakamları bir efsane gibi anlatan vatandaşlarımız var.

Muhtarların bir kısmı kaymakamlardan memnuniyetini ifade ederken, bir kısmı da şikayet ediyor. Markajdasınız ona göre.

İnsan olmazsa evrak nedir? İnsan olmazsa bina nedir? Bu muhteşem Külliye içindeki insanıyla güçlüdür. İçindeki insanlar buraya bir güç katmıyorsa bu binanın anlamı yoktur. Aynı anlayış bütün kamu görevlileri için geçerlidir. 

Şahsım olmak üzere Başbakanıyla, Bakanıyla, genel müdürleriyle, valileriyle, kaymakamlarıyla milletimize karşı vazifelerimizi işte bu anlayışla dört elle sarılmak mecburiyetindeyiz. 

Şurada bir kaç gün önce bir şehit polisimizin ağabeyi o da polis, telefonda kendilerini aradığımda şunu söyledi: Sayın Cumhurbaşkanım biz şehadete inanmışız, ben de polisim, kardeşim şehit oldu. Ben de hazırım, yeter ki sizler bizim arkamızda dimdik durun. Siz dimdik durdukça biz bu teröristlere bu vatan topraklarında mekan yer tanımayacağız. 

Şimdi mesele bu. Yılmadan, usanmadan, çekilmeden korkmadan bu işin de üzerine üzerine gideceğiz. Hep söylüyorum, biz tek milletiz. Çeşitli etnik unsurlar olabilir ama tek milletiz. Tek bayrağız. Bizim ülkemizde ikinci bir bayrak söz konusu değildir. 

Türkiye'nin son 13 yılı çok önemli bir dönem olmuştur. Bu süreçte sayısız tecrübe ile gördüğüm bir gerçeği sizlerle paylaşmak istiyorum. Sadece kanun çıkarmak, kanunu değiştirmek, yönetmeliklerle ve diğer mevzuat düzenlemeleriyle uğraşmak sorunu çözmüyor. Mevzuatla birlikte hatta mevzuattan önce zihniyeti değiştirmek gerekiyor. Zihniyet değişmedikçe siz hangi kanunu çıkartırsanız çıkartın hangi yönetmeliği değiştirirseniz değiştirin uygulama aşağı yukarı aynı kalıyor. Bu bakımdan Türkiye'nin sistem reformuyla özellikle yönetici reformunu da gerçekleştirmesi gerekir diyorum. İdareyi yenilemek nispeten kolayken idareci maslahatçı anlayışı değiştirmek çok zordur. Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için idari reformlarını zihniyet reformuyla desteklemesi gerekiyor. Vizyon sahibi, yetişmiş, kendini sürekli  besleyen liderlik vasıflarına sahip idarecilerimizin vasıflarını ne kadar çoğaltırsak hedeflerimize ulaşma şansımız da o kadar artacaktır.  Mevzuat vardır ama yeri geldi mi onu bir kenara koyun ve çözüm üredin. İradenizi vatandaş için hiç çekinmeyin, kullanın. Sorunlar karşısında ya bir yol bulan ya da yol açan idarecilerle yürümek istiyoruz.

Bölücü terör örgütü Güneydoğu'da bazı ilçelerde ve mahallelerde her türlü ahlaksız yöntemi kullanarak hakimiyet tesis etmeye çalışıyor. Örgütün güdümündeki partiye mensup belediyeler tamamen bunların kontrolü altına girmiş durumda. Ayrıca kimi kurumlarda çalışan kamu görevlilerinin de gizli veya açık destek verdikleri anlaşılıyor. Güvenlik güçlerimiz büyük bir hassasiyetle teröristleri birer birer temizliyorlar ama burada mülki idare amirlerimize de önemli görevler düşüyor. Bilhassa kaymakamlarımız kanunların kendilerine verdiği yetkileri en etkili şekilde kullanarak örgütün yaptığı sıkıntıları onarmalıdır. Bu belediyelerin vatandaşlarımızı sıkıntıya sokmasına izin veremeliyiz. Gerekirse bu belediyelerin araç gereçlerine el koyarak, gerekiyorsa diğer kurumların imkanlarını kullanarak Türkiye'de hayatı bir an önce normale döndürmemiz şarttır. Ayrıca terör örgütüne destek veren kamu görevlileri de süratle belirlenip adalete teslim edilmelidir. 

Müslüman, aynı delikten ikinci defa ısırılmaz. Isırılmayacağız, gereğini yapacağız. Terör örgütünün ve ona destek veren çevrelerin oyunlarını artık çözdük. Bundan sonra diğer yerleşim yerlerinin hiçbirinde, ne tuzaklanmış çukurlarla kapatılmış sokaklar, ne de silah ve bomba depoları, ne de adeta rehin alınmış vatandaşlarımızı görmeyeceğiz. Benim için başarının ölçüsü budur.  

Bundan sonra valilerimiz ve kaymakamlarımız her türlü tehlikeyi bertaraf edecekler. Unutmayın korkaklar hiçbir zaman zafer anıtı dikemezler. Paralel yapıyı kamudan tamamiyle temizlemek zorundayız. Paralel yapıyla mücadelede her zaman yanınızdayız. Bu konuyu bizzat takip ediyorum."  

 

Kaynak: Haber.sol.org.tr