Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Ankara saldırısına ilişkin olarak, "Bazı köşe yazarları vesaireler adeta Kandil’le dirsek teması halinde. 'Erdoğan gitmeli, Erdoğan gitmeden istikrar gelmez' diyorlar. Gerçekten Erdoğan gidince terör biter, ülkeye demokrasi gelir mi?" diye sordu. 

Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki 22'nci Muhtarlar Toplantısı'na konuşuyor.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Türkiye bir yol ayrımındadır. Bir tarafta 2023 hedefleri, 2053 ve 2071 vizyonumuzla yeni Türkiye vardır. Diğer tarafta terör örgütleri ve onu içeride, dışarıda destekleyenlerin karanlık Türkiye fotoğrafı vardır. Bu mücadele yeni değildir. Bir yönüyle Habil’le, Kabil’den beri var olan doğruyla yanlışın mücadelesidir.

Yaşadıklarımız, bin yıllık varlığımızı kabul edemeyenlerin milletimize yaptıkları saldırılardır.

PKK sadece bir araçtır, bir taşerondur. Aynı şekilde DAEŞ sadece bir projedir. Terör örgütleri sadece birer piyondur. Mesele, ayağa kalkan, güçlenen Türkiye’yi kendi akıllarınca ıslah etme, sindirme meselesidir. Bu noktada rahat olun. Eğer Türkiye bugün kendisine dikte edilen bölgesel ve küresel politikaları sorgusuz sualsiz yerine getiren bir ülke olsaydı, muhtemelen bu hadiseleri yaşamıyor olacaktık. Böyle olsaydı ne toprak bütünlüğüne, ne milli birliğine kasteden bu projelere karşı koyamayacaktı.

Bugünkü yol ayrımına, 14 yıl öncesiyle mukayese kabul edilemez dereceyle yakalanmış olmamız, belki de milletimiz için ayrı bir şanstır.

Bazı köşe yazarları vesaireler adeta Kandil’le dirsek teması halinde. Erdoğan gitmeli, Erdoğan gitmeden istikrar gelmez. 2002’nin sonundaki Türkiye’de istikrar mı vardı?

Şu anda dünyanın en ileri 20 ülkesinden, 17. ekonomisine girdik. Kısa bir zaman öncesinde Antalya’da G20’ye ev sahipliği yaptık. Türkiye, şu ana karşı geldiğimiz bu duruma karşı mukayese edilemez derecede geriydi.

Hiç şüphesiz, herkesin bir hesabı vardır. Biz mutlak hesap sahibi olan rabbimize teslim olmuş insanlar olarak onlardan üstün olduğumuza inanıyoruz.

Birileri diyor ki, Tayyip Erdoğan ülkenin başından giderse  terör biter, demokrasi gelir.

Terör örgütünün başındaki kişi, eski ABD’li diplomatlar diyor. Ülkemizdeki bir takım aklı evveller diyor. Gerçekten de Erdoğan gidince Türkiye’de terör biter mi.

Terör örgütü, amacının Türkiye’yi topyekun ele geçirmek olduğunu söylemiyor mu? O zaman terör esiyordu. Tayyip Erdoğan, ülkenin başında değildi. Ona ne diyeceksiniz? Terör örgütü doğası gereği, şiddet dolayısıyla çoğunluğu kendisine tabi kılmayı isteyen bir yapıdır.

Kızılay’da bomba patlatarak rastgele insanların ölümüne yol açan terör örgütünün demokrasiyle ilgisi olabilir mi? Terör örgütü lideriyle aynı dili kullananlara, aynı yaklaşımda olanlara terörist demeyeceğiz de ne diyeceğiz?

PKK’nın, PYD’nin, YPG’nin ellerinden çıkan silahlara baktığımız zaman, yakaladığımız silahlara baktığımız zaman ya Rus silahlarını görüyoruz, ya Batı’nın silahlarını görüyoruz. ABD de var, diğer ülkeler de var. Bunları söylemeyelim mi?

AB biliyorsunuz, PKK’yı terör örgütü olarak kabul etmiştir. PKK’ya acaba ne yapıyor? Herhangi bir uygulaması var mı? AB üyesi ülkelerde cirit atıyorlar. Para kaynakları orada. Bu desteklenmelere karşı tavır var mı? Biz PKK’ya terör örgütü dedik. Böyle diyorlar. Telefonla arıyorlar. Ankara’daki arka arkaya gelen terör saldırıları için başınız sağolsun dediler. Güzel de Anadolu’da bir söz vardır. Baban öldü başın sağolsun. Arkasından bir ifade, babasız başı ne yapayım diye. Buradaki 35, 37 değil aslında. İkisi teröristtir. 35’si vatandaşımızdır. Bu kardeşlerimizin bir kısmı işinden evine gidiyor, bir kısmı okuldan çıkmış, evine gidiyor. Günahsız yavru orada. Bunların arasına dal, bütün bu kardeşlerimizi orada şehit et. Bunun yanında ilk etapta 200’ü aşkın yaralı vardı. Bir kısmı hafifti, tedavileri yapıldı, gönderildi. Şu anda 40’a yakın hastanelerimizde. 7’si ağır.

Değerli kardeşlerim, bütün bunlar ortadayken bunların savunmasını yapan medya organları var. Bir takım kifayetsiz muhterisler Kızılay’daki elim hadiseyi kendi çıkarları için kullanacak kadar zavallıdır, haysiyetsizdir. Hiçbir sıfat terör örgütü yandaşlığının bahanesi olamaz. Terör tanımını, terörist tanımını derhal yeniden yapmalıyız. Bu yeni tanıma göre Ceza Kanunumuzu hemen değiştirmeliyiz, emniyet güçlerimizin, savcılarımızın, hakimlerimizin terör ve teröristle etkin mücadele yapmasını sağlayacak her türlü olanağı sağlamalıyız.

Dokunulmazlıklar meselesini süratle neticelendirmeliyiz. Parlamento adımını süratle atmalıdır. Bir kişi mi olsun, iki kişi mi... Biz ortaya ilkeyi koymalıyız. Nedir bu ilke?

Benim Kürt kardeşlerimi sokağa dökerek 52 kişinin ölümüne yol açan kişiler yargılanmayacak da parlamentoda boy gösterecek.

Arkasında PKK’nın, PYD’nin, YPG’nin olduğunu söyleyenler temiz olacak öyle mi? Parlamento gereğini yapmazsa, bu millet tarih, bu parlamentodan hesabını sorar.


Kaynak: Haber.sol.org.tr