Bilim ve Teknoloji Yüksek Kurulu toplantısında konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Anayasa için ön şart öne sürmeden hepimiz gayret göstermeliyiz" diye konuştu. Bütün siyasi partilere Anayasa çalışmalarının devamı için çağrıda bulunduğunu söyleyen Davutoğlu, "Sayın Meclis Başkanımıza bu güzel teşebbüsü devam ettirmesi çağrısında bulunuyorum. Bir kez daha bütün STK’lara ve siyasi partilere bu yöndeki çalışmalara katkıda bulunma çağrısı yapıyorum" dedi.

Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

Fikir özgürlüğünün olmadığı toplumlarda istikrar olsa da bilimsel gelişme olmaz. Dogmatik düşünceler, eleştirilmesi mümkün olmayan yaklaşımlar bilimsel gelişimin önündeki en büyük engeldir. Türkiye bugün çok kritik bir noktada kendi istikrarını koruyarak, demokrasi ini yaşatarak, ekonomik kalkınma suretiyle bilimsel gelişmesinin önünü açmaktadır. 2002 yılında AR-GE faaliyetleri ile bugünkü AR-GE çalışmalarını karşılaştırınca ortaya büyük bir tablo çıkar. İstanbul fethedilmeden önce her alanda geri kalmış bir durumdayken Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u yeniden inşa etme çabası, hem de bilim adamlarını buraya çekecek büyük teşvikler vermesi, Orta Asya'dan, Semerkant'tan gelecek bilim adamları için 'attıkları her adıma 1 altın vereceğim' demesi çok çarpıcıdır. İkinci Dünya Savaşı'nda Avrupalı bilim adamları ABD'ye göç etmişti. Bizde de dünya savaşı esnasında birçok Alman bilim adamının üniversitelere gelmişti. 

'ELEŞTİRİ ÖZGÜRLÜĞÜ OLMAYAN ORTAMDA BİLİMSEL DÜŞÜNCE OLMAZ'
Çevre bölgesinde yaşanan krizler Türkiye'yi tam anlamıyla cazibe merkezi haline getirmiş durumda. Birçok bilim adamı, düşünür Türkiye'de yaşamayı büyük bir avantaj olarak görmekte. Bütün illerimizde üniversiteler kurduk. Türkiye fikir, düşünce, bilimsel özgürlüğün tahkim edildiği yeni dönemi 2002'den bu yana yaşamıştır. Demokrasimiz bizim en büyük gücümüzdür. Demokrasimizi güçlendirmemiz bağlamında bundan sonra da demokratikleştirme adımlarımızı hızlandıracağız, reform çabalarına öncülük edeceğiz. Düşünce özgürlüğünü sınırlayan her türlü yaklaşımın karşısındayız. Eleştiri özgürlüğü olmayan ortamlarda bilimsel düşüncenin olması mümkün değildir. Sivil Anayasa'nın gerçekleşmesine büyük önem veriyoruz. 12 Eylül döneminde bizler öğrenciydik, 28 Şubat'ta öğretim üyesiydik. Askeri şartların, terörün nasıl bir olumsuzluğa sahne olduğunu öönce bilim adamları yaşadı. 

'AKP OLARAK KOMİSYONDA YER ALACAĞIZ'
Sivil bir anayasanın yapılması için birçok görüşmeler gerçekleştirdik. Sayın Meclis Başkanımıza yeni anayasa uzlaşma komisyonu konusunda adım atılmasını ifade ettik ve kendisini teşvik etmiştik. Bizler de her bir partinin eşit sayıda katılımıyla gerekli çalışmaları yaptık. Dün yaşadığımız gelişme bu olumlu atmosferi olumsuz yönde etkileyen bir sonuç doğurdu. Dün ana muhalefet partisinin temsilcileri belli konuların masada olmayacağını, en başta başkanlık sistemini söylediler. Eğer anayasa bütün toplumu kuşatan bir mutabakatla gerçekleşecekse her konu masada olabilir. Hiç kimse, şu olsun, bu olmasın diye bir husu dikte etmemelidir. Biz bu çalışmaların devamı mahiyetinde AK Parti olarak ekibimizle birlikte komisyonda yer alacağımızı ifade ettik. 

'SİYASİ PARTİLERE ANAYASA ÇALIŞMALARININ DEVAMI İÇİN ÇAĞRIDA BULNUYORUM'
Bir kez daha bütün siyasi partilere bu çalışmanın devamı için çağrıda bulunuyorum. Herşeyi bu masada konuşmanın gerekliliğine inanıyorum. Sayın Meclis Başkanımıza bu çalışmaların sürdürülmesini rica ediyorum. Sivil toplum kuruluşlara, siyasi partilere bu yöndeki çalışmalara katkıda bulunma çağrısında bulunuyorum. Ekonomik kalkınma ile bilimsel hayat arasında doğrudan bir irtibat olmuştur. Ekonomik kalkınma bilimsel paradigmanın güçlenmesine yol açmıştır. Yeni dönemde de bu potansiyeli harekete geçirmek durumundadır. Şimdi dördüncü bir devrimin eşiğindeyiz. Yazılım, robot teknolojilerin, bilgi paradigmasının yeni bir nitelik taşıdığı bir dönemdeyiz. Burada bilgi felsefesi, paradigması ve temeli kökten değişiyor. Yeni bilgi felsefesine intibak edenler önümüzdeki dönemde ekonomik kalkınmayı yönlendiren ülkeler olacaktır.

Dün Meclis'e sevkettiğimiz AR-GE reform paketi kabul edildi. Geçen sene bu salonda ele aldığımız konulardan birisi bilimsel gelişmelerinin piyasaya arzedilmesi, AR-GE çalışmalarının ticarileşmesinin esas alıyordu. Dünkü reform paketiyle ticarileşme yönünde, AR-GE yönünde sanayi faaliyetlerinin artması yönündeki teşvikleri sunacağız. AR-GE merkezindeki personel sayısını 30'dan 15'e düşüreceğiz. Üniversite sanayi işbirliğinde olan akademisyenlerin hem gelirini arttırıyoruz hem de bu gelirden vergi alınmasını kaldırıyoruz. AR-GE desteklerimizi hem nicel hem de nitelik olarak gerçekleştireceğiz."  

Kaynak: Haber.sol.org.tr