Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okul öğrencilerinin "Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik"te yapılan değişikliğin 2014 yılında Resmi Gazete’de yayınlanmasıyla ortaokul ve liselerde kız öğrencilerin türbanla okulla ve derslere gelmesine izin verildi. Yargıçlar Sendikası Kurucusu Ömer Faruk Eminağaoğlu, oğlu Onat Eminağaoğlu adına Danıştay 8. Dairesi’ne başvurarak yönetmelik değişikliğin yürürlüğünün durdurulması ve iptali istemiyle dava açtı.

Bekir Bozdağ'ın türban yalanı ortaya çıktı

YARATACAĞI ETKİYE DİKKAT
Hürriyet'ten Mesut Hasan Benli'nin haberine göre, Danıştay Başsavcılığı, davaya görüş bildirdi. Ulusal ve uluslararası mevzuatın hatırlatıldığı görüşte, dava konusu yönetmeliğin Çocuk Haklarına Dair Sözleşme çerçevesinde ele alınması gerektiği belirtilerek özetle şu değerlendirme yapıldı:

“Ülkemizin mevcut hukuksal ve sosyolojik yapısı dikkate alındığında, aynı toplumda aynı inancı benimseyen ya da benimsemeyen, aynı inancı benimsemiş olmakla birlikte bu inancı algılama, yorumlama ve yaşam biçimi haline dönüştürme konusunda farklılıklar taşıyan ebeveynlerin bu tercihlerinin, bedensel ve zihinsel gelişimini tamamlamamış olduğu için algılama, anlamlandırma ve yorumlama gücüne sahip olmayan çocukların üzerinde nasıl bir etki yaratacağının da eğitim öğretim hizmeti yükümlülüğü kapsamında dikkatle ve özellikli olarak değerlendirilmesi gerekmektedir.

Dava konusu yönetmelik maddesi ile yapılan düzenleme kapsamında oluşacak olan farklılaşma nedeni ile çocukların bu durumdan nasıl etkileneceği pedagoji ilkeleri çerçevesinde konunun uzmanlarınca değerlendirilmelidir.

Çocuk Haklarına Daire Sözleşmenin, çocuk hakları kapsamında yapılacak her türlü faaliyetin, öncelikle çocuğun yararına olması gerektiği öngörüsü ve kabulünde bulunduğu hususu dikkate alındığında, çocukların genel yararının sağlanıp sağlanmayacağının bu değerlendirme sürecinde irdelenmesi gerekmektedir. Hukuk devleti olmanın gereği, idarelerce tesis edilen bireysel ya da düzenleyici işlemlerin, hukukun belirlediği sınırlar ve eşitlik kuralı gözetilerek kamu yararına ve hizmetin gereklerine uygun şekilde objektif, makul ve geçerli neden ve gerekçelerine dayalı olarak tesis edilmesidir. Bu açıklamalar karşısında dava konusu düzenlemenin Uluslararası Sözleşmelerde yer alan ilkelerin tam ve gereğince uygulanırlığını belirleyen hukuken kabul edilebilir bir tespite dayanmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle yönetmeliğin iptali gerekli düşünülmektedir.”

Kaynak: Haber.sol.org.tr