CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a yönelik "diktatör bozuntusu" sözleri nedeniyle başlatılan soruşturmayı protesto amacıyla Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Levent Gök ve Özgür Özel; CHP Milletvekillerinin imzasını taşıyan "kendimi ihbar ediyorum" başlıklı metni Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdi.

CHP'nin üç Grup Başkanvekili, saat 11.30'da TBMM Postanesi'ne giderek, ihbar mektuplarını postaya verdi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilen ihbar mektubunda, Kılıçdaroğlu'nun CHP'nin 35. Olağan Kurultayında yaptığı soruşturmaya konu olan sözlerine yer verilerek, "Anayasanın 101.maddesi gereği Cumhurbaşkanı tarafsız olmakla yükümlüdür. Tarafsız olacağı konusunda 103. madde uyarınca namusu ve şerefi üzerine ant içer. Anayasadaki bu yükümlülük ve yemin, uyulmak içindir. Çiğnenmek için değil. Hele de devletin başı olan cumhurbaşkanının hem Anayasa'ya hem de yeminine herkesten daha çok sadık kalması beklenir" dendi.

‘CUMHURBAŞKANI GİBİ DEĞİL AKP GENEL BAŞKANI GİBİ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın göreve geldiği günden bu yana sürekli ve istikrarlı biçimde Anayasa'yı çiğnediğine, yeminine aykırı davrandığına işaret edilen ihbar mektubunda, şöyle devam edildi:

"Cumhurbaşkanı gibi değil, AKP genel başkanı gibi hareket etmektedir. Seçim döneminde mitingler düzenleyerek siyasi propaganda yapmış, AKP'ye oy ve 400 milletvekili istemiş, muhalefet partilerinin seçim bildirgelerini eleştirmiştir. Seçimden sonra da bu tutumunu sürdürmektedir. Ana muhalefet partisi CHP'nin grup toplantı saatlerine denk gelecek toplantılar düzenleyerek, muhalefet liderinin konuşmalarının televizyonlarda canlı yayımlanmasını sabote etmekte, hemen her toplantıda siyasi polemiklerin içinde yer almaktadır. Tarafsız olmadığını, Anayasa'nın fiilen değiştiğini ifade ederek, fiili başkan gibi davranmaktadır. Sayın Erdoğan akademisyenlere 'hain', gazetecilere 'hesabını vereceksin' diyerek, herkesin üzerine tehdit ve hakaretle pervasızca giderken ve freni patlamış bir şekilde yeminini çiğneyerek Anayasayı ihlal ederken, birisinin buna 'dur' demesi gerektiği açıktır. Dur diyecek ilk kişi de kuşkusuz ana muhalefet lideri Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'dur. Sayın Genel Başkan, hem CHP 35. Olağan Kurultay konuşmasında, hem de grup toplantısında bu ölçüsüzlüğe, pervasızlığa, hukuk tanımazlığa; halk adına, demokrasi adına, hukuk adına itiraz etmiş, masumların, mazlumların, vicdanın ve hukuk düzeninin sesi olmuştur."

‘BU SUÇSA BEN DE BU SUÇU İŞLİYORUM'
Anayasanın 2.maddesi uyarınca Türkiye Cumhuriyeti'nin, demokratik hukuk devleti olduğu kaydedilen ihbar mektubunda, hukuk tanımayanın, cumhurbaşkanı dahi olsa hesabını vermek zorunda olduğu kaydedildi. İhbar mektubunda, "Demokrasi, siyasetin hesap sorabildiği rejimdir. Sayın Genel Başkanı'mızın sözlerini aynen ben de tekrar ediyorum… Bu suçsa, ben de bu suçu işliyorum. Soruşturacaksanız beni de soruşturun. Kendimi ihbar ediyorum" denildi.

‘SORUŞTURACAKSANIZ BENİ DE SORUŞTURUN'
CHP'li vekiller ihbar mektubunda, soruşturma tehdidiyle herkesin susturulmaya çalışıldığı bir korku düzeni değil, hukuk düzeni istediklerini vurgulayarak, "Bunun mücadelesini her zeminde vereceğiz. Cumhurbaşkanı da dahil hiç kimse hukukun üstünde değildir. Ana muhalefet partisi liderinin siyaset yapma hakkı ve demokrasiyi savunma görevini soruşturma tehdidiyle engelleyeceklerini sananlara açıkça bir kere daha ifade ediyorum. Bu suçsa, ben de bu suçu işliyorum. Soruşturacaksanız beni de soruşturun. Kendimi ihbar ediyorum. Hakkımda soruşturma yürütülmesi için ihbar dilekçemin kabulünü dilerim" ifadelerini kullandı.

 

Kaynak: Haber.sol.org.tr