Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tarafsızlık yeminine aykırı tutum ve davranışlarından dolayı Kamu Denetçiliği Kurumu'na (Ombudsman) başvuruda bulundu.

Tezcan'ın Erdoğan hakkında verdiği başvuru dilekçesinde, şikeyete neden olan unsurlar olarak Erdoğan'ın 20. Muhtarlar Buluşması toplantısında CHP aleyhinde konuşması, milletvekillerini hedef almasi, açık karşıt siyasi propaganda yapması gösterildi.

Tezcan'ın başvuru dilekçesinin ilgili kısmı şu şekilde: 

"Anayasa'nın 74, 6328 sayılı Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu'nun 1, 3, 5, 17 ve 20 nci maddeleri uyarınca hazırladığımız bu dilekçemizle, Anayasa'nın 14, 101/son (Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeliği sona erer), 103 (Cumhurbaşkanı görevine başlarken Türkiye Büyük Millet Meclisi önünde aşağıdaki şekilde and içer: “.... Türkiye Cumhuriyetinin şan ve şerefini korumak, yüceltmek ve üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma.. Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda namusum ve şerefim üzerine andiçerimö), 104 ve 105 inci maddeleri kapsamında, görev ve sorumluluklarına, Büyük Türk Milleti ve tarih huzurunda ettiği yemine uygun tutum ve davranışlarda bulunmayan, her fırsatta tarafsızlıkla bağdaşmayacak tarzda özellikle de Cumhuriyet Halk Partisini, Liderini, Milletvekillerini hedef alan asılsız isnat ve ithamlarda bulunmaktan imtina etmeyen, AKP'nin bir üyesi gibi davranan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan hakkında gerekli inceleme ve araştırmanın yapılarak, gereğinin icrasını talep etmekteyiz.

Kurumunuz mevzuata göre, kamu idarelerinin her türlü eylem ve işlemleri ile tutum ve davranışlarını, insan haklarına dayalı adalet anlayışı içerisinde hukuka ve hakkaniyete uygunluk yönlerinden incelemek, araştırmak ve önerilerde bulunmak görevini haiz Anayasal bir organdır (6328 sayılı Kanun, m.1, 5). Bu çerçevede merkezi yönetime dahil tüm kamu idareleri, ezcümle yürütme ve bu organ içerisindeki Cumhurbaşkanlığı makamı da denetim kapsamındadır (6328 sayılı Kanun, m.3, AY.m. 101 vd.). Cumhurbaşkanı yönünden; sadece tek başına yaptığı işlemler ile resen imzaladığı kararlar ve emirler yönünden sınırlama getirilerek, bunlar kurumun görev alanı dışında bırakılmıştır (6328 sayılı Kanun, m.5/2a). Bu son düzenleme Anayasanın Cumhurbaşkanının görev ve yetkilerinin düzenlendiği 104 üncü maddesi ile bağlantılı olup, 105 inci maddede yer alan sorumsuzluğun öngörüldüğü işlemlerle sınırlıdır. Cumhurbaşkanının tutum ve davranışları ise sınırlama dışında tutulmuş olup, Kurumunuzun denetim yetkisi içindedir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 10 Ağustos 2014 tarihinde halkoylaması sonucu seçilmiş ve 29 Ağustos 2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi huzurunda namusu ve şerefi üzerine yemin etmiştir. Ancak geçen süreç içerisinde bu yeminine hiç bir surette bağlı kalmamış, özellikle seçim dönemlerinde toplantı, miting ve açılış törenleri düzenlemiş, AKP lehine, diğer siyasi partilerin aleyhine her fırsatta propaganda yapmış, siyasi partiler arasındaki fırsat eşitliğini, seçimlerin dürüstlüğünü ve tarafsızlığını ortadan kaldıran tutum ve davranışlarını Cumhurbaşkanı değil, bir siyasi partinin lideri gibi davranarak sürdüre gelmiştir. Cumhurbaşkanı'nın sınırsız bir yetkiye, Anayasa'nın amir hükümlerini hiçe sayan keyfi bir hareket alanına sahip olduğunu kabul etmek mümkün değildir.

Cumhurbaşkanı'nın 104 üncü maddede yasama, yürütme ve yargıya ilişkin bir kısım görev ve yetkileri bulunmakla birlikte, bahsi geçen (mevcut sıfatını, görevini suiistimal ederek, ettiği tarafsızlık yeminine bağlı kalmayarak, adalet ve hakkaniyetle, hukukla bağdaşmayan) tutum ve davranışlarının bu görevlerle bir ilgisinin mevcut olmadığı da izahtan varestedir. Nitekim Anayasa'nın 14 üncü maddesinde yer alan 'Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz' tarzındaki düzenleme de Cumhurbaşkanı'nın Kurumunuza bildirdiğimiz davranışlarının hukuksal zemini konusunda yol göstericidir.

Yukarıda bahsettiğimiz davranışlardan sonuncusu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 10 Şubat 2016 tarihinde Cumhurbaşkanlığı Sarayında 20. Muhtarlar Buluşmasında yaptığı ve pek çok Televizyon kanalından canlı yayınlanan konuşmadır. Cumhurbaşkanı bu konuşmasında, katılımcı muhtarlara, tarafsız bir Cumhurbaşkanı gibi değil, rakip siyasi parti lideri gibi hitap etmekte, doğrudan Cumhuriyet Halk Partisini, Liderini, Milletvekillerini hedef almakta, açık karşıt siyasi propaganda yapmakta, gerçek dışı bir kısım itham ve isnatlarda bulunmakta, bu yolla halkın, vatandaşların Cumhuriyet Halk Partisine itibar etmemesini talep etmekte, neredeyse bir parti lehine gelecek adına oy ve seçmen kazanma faaliyetine girişmektedir.

Yukarıda arz ettiğimiz Anayasal ve Yasal prensipler çerçevesinde; Cumhurbaşkanı'nın 20. Muhtarlar Buluşmasında yaptığı konuşma ve benzeri diğer açıklamalarının Kurumunuz tarafından incelenmesini, araştırılmasını ve sonuçta gerekli uyarının, önerinin yapılmasını saygılarımızla arz ve talep ederiz."
 

Kaynak: Haber.sol.org.tr