Brezilya'da ABD'nin de desteklediği muhalefetin hükümete ve eski başkan Lula'ya karşı sert mücadelesi sürüyor.

Geçen hafta yolsuzluk soruşturmasında evi basılan Luiz Inácio Lula da Silva, birkaç gün önce Dilma Roussef kabinesine bakan olarak atanmıştı.

Ancak Anayasa Mahkemesi yargıcı Gilmar Mendes, Lula'nın kabineye transferinin, onun açıkça yargıdan kaçırılma girişimi olduğunu savunan bir karar çıkarttı.

Lula'nın kabineye girmesi ile birlikte, yalnızca Anayasa Mahkemesi tarafından yargılanmasının da yolu açılmış olacaktı.

Son 36 saatte Lula'nın legal statüsüne ilişkin başlayan "ping-pong maçı", en azından şimdilik sona ermişe benziyor. 

Lula'nın bakan olarak atanması ülke çapında muhalefetin protestolarına neden olmuş, birçok yargıç eski başkanın bakanlığına karşı karar çıkartmıştı.

Hükümetin Anayasa Mahkemesi'ne temyiz için başvuracağı söylenirken, kararın şimdiki başkan Roussef için yapılan destek yürüyüşünden hemen sonra çıkması dikkat çekti.

São Paulo'da onbinlerce kişinin önünde bir konuşma yapan Lula, "Nefretsiz bir ülke istiyorum" derken, kalabalık "darbe olmayacak" sloganları attı.

Başkent Brasília'da da çok sayıda hükümet yanlısı Roussef'e destek yürüyüşü yaptı. The Guardian'a konuşan 29 yaşındaki bir öğretmen, "Kendimi solcu olarak görüyorum, ancak buraya hükümeti desteklemeye gelmedim. Buraya faşizmi ve sağın yükselişini engellemek için geldim" dedi.

Brezilya'daki İşçi Partisi ve Dilma Roussef ile Lula, seçimlerde devlet bütçesinden kampanya örgütlemekten devlet şirketi Petrobras'ta yolsuzluğa kadar bir dizi suçlama nedeniyle zor durumda.

Roussef'in arkasındaki koalisyon da çatırdarken, Lula ve Roussef taraftarları yaşananların bir "darbe" süreci olduğunu öne sürüyorlar.

 

Kaynak: Haber.sol.org.tr