Ekranların gündüz kuşaklarında değişik versiyonları yayınlanan evlilik programlarıyla pek çok gerçek, daha önce bu programlarda çalışan psikoterapist Lütfü Kaan Özdemir'in itiraflarıyla bir kez daha ortaya çıktı. Evlilik programlarının perde arkasını, toplumsal psikolojiye yansıma biçimlerini içeriden bir isim olan Lütfü Kaan Özdemir, Nokta dergisinden Armağan Çağlayan'a anlattı.

Psikoterapist Özdemir, evlilik programlarına ilişkin anlattıklarından bazı satırbaşları şöyle:  

* 20 yaşında oraya çıkan beş ayrı kişinin de farklı farklı motivasyonu vardır. Kimi meşhur olmak için çıkar. Zaten kimileri gerçekten evlenmek niyetiyle, kimileri meşhur olmak niyetiyle çıkıyor. Orada bir kameranın çektiği var, bir de set ekibinin yaptıkları var. Orada cast ajanslarından (oyuncu ajanslarından) gelenler var, reyting için yapılan ‘ekstra faaliyetler’ var.

* Çoğunluk itibariyle cahil kişiler açıkçası. Yapımcı ve yönetici dolaylı olarak aslında şunu vaat ediyor: ‘Seni meşhur edeceğim’. Yani muhtemelen bunu konuşmuyorlar 'seni meşhur edeceğim' diye, ama meşhur olduktan sonra insanlara bir rol biçiliyor. 10 bin metreye çıkartıp bırakıyor seni.

* Siz yönetmen olarak orada kameranın neyi çektiğini, ama kameranın dışında ne olduğunu görüyorsunuz. Benim kastettiğim oydu. Yapımcı ve yönetmenler her şeyi görüyor. Katılımcıların algısı dar olduğu için sadece kameranın çektiğini görüyor. Oraya gelen çoğu vatandaş sadece vaat ettiği güzellikleri görüyor. O da geçici bir güzellik, kalıcı değil.

* Tabi kimileri oradan maaş alıyor, yorum yapanlardan maaş alanlar var. Oturan kızların ve erkeklerin bazıları oyuncu. Dolayısıyla para için gelenler var. Kurgu olduğu için hangileri gerçek hangisi kurgu bilemiyoruz.

* Çin atasözü var ya; insan ne yerse odur. O her şey için geçerli. İnsan ne yerse odur, insan ne izlerse odur. Dataları oradan aldığımız için her türlü bilgimiz görgümüz ahlakımız o programlara göre şekillenir. Böyle bir araştırma yapılsa, izin verilmez ama beş yaşındaki çocukları alıp evlenme programlarını izletseniz, 10 yıl sonra çok abuk sabuk çocuklar bulursunuz.

* Mesela ortaokula giden kızlar sürekli o tarz programları izlerse, orada sağlıklı bir ilişki modeli yok ki. Sürekli kavgadan beslenen bir kültür var. 13 yaşındaki bir çocuk bakıp 'demek ki evlilik böyle bir şey' diyor. Tabi oradaki figürler, kurgusal, gerçeklikle ilgisi olmayan şeyler. Çok farklı tipler çıkabiliyor oraya. Var olan gerçeklikle oradaki çok farklı olabiliyor. Dolayısıyla çocukların bilinçaltı ona göre şekillenebileceği için bunların altında uzun vadede ciddi problemler olabiliyor, evlilikle ilgili, evliliğin nasıl olması gerektiğiyle ilgili.

* Cast ajansı; dizi, program ve filmlerde oynayacak olan oyuncuların bulundukları ajanslar. Bu ajanslar ellerinde bulundurdukları datalar sayesinde aranılan role en uygun kişiyi buluyorlar. İzdivaç tarzı programlara tanınmamış, amatör düzeyde oyuncular gönderiliyor.

Kaynak: Haber.sol.org.tr