Büyükşehir Belediyesi'nin hazırladığı imar planıyla betonlaşma tehdidi altında bulunan Antalya'nın Kaş ilçesindeki sivil toplum örgütlerinin düzenlediği panelde, ilçedeki kimi korunan alanları turizm ve kentsel konut alanına dönüştüren plan çalışmaları tartışıldı.

Şehir ve Bölge Yük. Plancısı Prof. Dr. Mehmet Tunçer, WWF-Türkiye Doğa Koruma Sorumlusu Yaprak Arda ve gazeteci Yusuf Yavuz'un konuşmacı olarak yer aldığı panelde Kaş Belediye Başkanı Halil Kocaer'in yanısıra STK temsilcileri, turizmciler ve çok sayıda yurttaş katıldı.

Antalya Büyükşehir Belediyesi'nce Kaş için hazırlanan 1/25 bin ölçekli Çevre Düzeni Planı, ilçedeki kimi korunan alanları turizm ve konut amaçlı yapılaşmaya açacağı endişesiyle ilçede yaşayan 30 yurttaş ve sivil toplum örgütleri tarafından geçtiğimiz aylarda yargıya taşındı. 3. derece doğal sit alanı olan Çukurbağ Yarımadası ve Limanağzı'nın yanısıra kimi mahallelerde yeni yapılaşma alanları öngören planla ilgili raporda yer verilen nüfus projeksiyonlarının gerçekçi olmadığını düşünen STK'lar, önemli bir turizm mermezi olan Kaş'ın geleceğini derinden etkişleyecek olan planla ilgili ayrıntıları ilçe halkıyla paylaşmak için bir panel düzenledi. 

Kaş Sivil Toplum Platformunu oluşturan 6 STK ile planı yargıya taşıyan davacı yurttaşların organize ettiği panele, Ankara ve Gazi Üniversiteleri Öğretim Görevlisi Şehir ve Bölge Yüksek Plancısı Prof. Dr. Mehmet Tunçer, WWF-Türkiye Doğa Koruma Birimi Sorumlusu deniz biyoloğu Yaprak Arda ve Yusuf Yavuz konuşmacı olarak katıldı. 

'KAŞ'A 38 BİN NÜFUS BİLİMSEL DEĞİL'
Geçmişte Kaş'ın Koruma Amaçlı İmar Planı'nı da hazırlayarak ilçenin kentsel ve tarihi çevresiyle sürdürdüğü turizmle kimliğini korumasında önemli katkıları bulunan Prof. Dr. Mehmet Tunçer, panelde yaptığı konuşmada, planlama ilkeleri açısından tarihi çevre, arazi kullanımı ve yapı nitelikleriyle ilgili bilgiler verdi. Kaş'la ilgili hazırlanan Çevre Düzeni Planı notlarında, 2025 yılına yönelik nüfus projeksiyonlarının düşük çıktığının belirtildiğini kaydeden Tunçer, "Bu ne demek? Beklentiniz neydi? Kaş'ı korumak mı yoksa büyütmek mi?" diye sorduğu konuşmasında, "Başta hedeflenen koruma ve sürdürülebilirlik ilkelerine aykırı bir varsayım. 38 bin nüfusun nereden bulunduğuna ilişkin hiç bir bilimsel temel yoktur" dedi. 

Planlama alanı sınırları içerisinde Kaş'ın üçte bir oranında büyütüldüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Tunçer, mevcut kentsel alan içerisine 127.30 hektar 'kentsel gelişme alanı' önerildiğini belirterek, 7 bin nüfuslu ilçeye 38 bin nüfusu öngören çevre düzeni planının yargıya taşındığını anımsatarak, "Bu nüfus kabulüyle planlama yapılırsda Kaş, tarihi dokusundaki aşırı yoğunlaşma yanısıra kuzey ve kuzey doğusunda yeni bir ilçe yerleşimi oluşturması kaçınılmaz olacaktır" görüşünü dile getirdi. 

KORUMA BÖLGESİ YETERİNCE BİLİNMİYOR
Kaş-Kekova Özel Çevre Koruma Bölgesi'nde denizel biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilir turizm konusunda yıllardır kapsamlı koruma projeleri yürüten WWF-Türkiye Doğa Koruma Birimi Sorumlusu Deniz Biyoloğu Yaprak Arda ise bölgedeki çalışmalar hakkında bilgiler verdiği konuşmasında, "Burası bir özel çevre koruma bölgesi ancak bu yerel halk ve buraya gelen turistler tarafından bilinmiyor. Bizim amacımız bunu halka ve turistlere aktarabilmek" dedi. 

'KAŞ- KEKOVA BÖLGESİ ÖNEMLİ TEHDİTLER ALTINDA'
Kaş-Kekova bölgesinin aynı zamanda deniz kıyı koruma alanı olduğunu dile getiren Arda, "Deniz kıyı koruma alanları, su altı, çevre-kıyı ve ilgili kara parçalarından oluşan sınırları tanımlanmış ve barındırdığı bişyolojik değerleri yasalarla koruma altına alınan bölgelerdir. Türkiye'de yaklaşık 8 bin 500 kilometrelik bir kıyı alanımız var. Bu alanın içerisinde 3 bin bitki ve canlı türü yaşıyor. Fakat bu kıyı alanımızın içerisinde yalnızca yüzde 4'ü koruma altında. Kaş-Kekova bölgesi ülkemizdeki 31 deniz kıyı koruma alanından biri ancak maalefef bu bölgemiz önemli tehditler altında" diye konuştu. 


'KAMUYA AİT ALANLAR RANT ARACI HALİNE GETİRİLİYOR'
Bölgedeki kıyı yağması ve usulsüz imar uygulamaları konusunda bilgiler veren Yusuf Yavuz ise kamunun ortak malı olan kıyı ve ormanlık alanların kimi çıkar gruplarının çabasıyla halkın elinden alınarak rant aracı haline getirildiğini söyledi. Kamuoyunun da ortak çıkarını korumak için bir araya gelerek geleceğine sahip çıkması gerektiğini altını çizen Yavuz, "Planlama süreçlerine o alanda yaşayan halkın mutlaka doğrudan müdahil olması gerekiyor. Aksi halde hepimizin yaşam alanı olan coğrafyanın geleceği üzerinde söyleyecek bir sözümüz kalmayacak" görüşünü dile getirdi. 

Kaş'taki imar planlarının hazırlanma süreciyle ilgili bilgiler aktaran Yavuz, mekansal planlamar yaparken doğanın binlerce yıldır ortaya koyduğu şaşmaz planların da mutlaka hesaba katılması gerektiğinin altını çizdiği konuşmasında, "Akdağ'a, Eşen Çayı'na sormadan Kaş'ı, Patara'yı Demre'yi planlarsanız bir gün o planlar suya düşer. Çünkü en büyük planlayıcı bizzat coğrafyanın kendisidir. Son sözü hep su söyler" dedi. 

'NÜFUS KONUSUNU BİZ DE ANLAMADIK'
Çok sayıda katılımcının takip ettiği panelde bulunan Kaş Belediye Başkanı Halil Kocaer'de ilçenin betonlaşmasın yönelik endişelerle ilgili sorulara yanıt verdi. Kocaer, Kaş'ın korunması için ellerinden geleni yapacaklarını dile getirirken, tartışmalara konu olan çevre düzeni planındaki nüfus projeksiyonunun neye göre belirlendiğini kendisinin de anlayamadığını kaydetti.
 

Kaynak: Haber.sol.org.tr