Editörün notu: Yakışıklı prens Çipras, İngiliz beyefendisi Corbyn, İspanyol tabudeviren Iglesias'tan sonra, "sol olmayan sol"un yeni umudu ABD'li Demokrat başkan aday adayı ve kendine "demokratik sosyalist" diyen Bernie Sanders. New York City'de yaşayan ve kendini 'Chavezci-Leninist' olarak tanımlayan AKahn, 31 Ocak 2016 tarihinde Voice of America Blog'da Sanders hakkında bir yazı kaleme aldı. "Bernie Sanders - Enjoy The Charade" isimli makaleyi soL okurlarıyla paylaşıyoruz.

Bernie Sanders’a hakkını vermeyelim. Geçtiğimiz Haziran’da Bernie Sanders ile ilgili iğneleyici uyarılar kaleme aldığımda, başdüşmanı (?) Hillary ile arasındaki mesafeyi bu şekilde kapatmasını beklemiyordum. Onun hemen tükenecek önemsiz biri olduğunu düşünmüyordum, ancak iki adaylı bir yarışta – Martin O’Malley ve Rhode Island’dan gelen adını kimsenin öğrenmediği adamdan özür dilerim – ikinciliğe yerleşebilecek bir aday olduğunu düşünüyordum.

#feeltheburn (ateşi hissedin) hashtag’i internette yayıldı ve güçlü Clinton bile esas yarıştaki mevcut konumuna dair endişeli ve hırçın olmaya başladı. Şimdi Bernie Sanders’ın kim olduğunu yeniden görmek ve ülkenin kurtarıcısı, hafif veya o kadar da hafif olmayan Donald Trump ve Ted Cruz’un faşizmine ve Clinton Hanedanı tarafından temsil edilen neoliberal şirketlere karşı ağırlık olarak gösterilen olarak gösterilen kişinin kim olduğunu sormak her zamankinden daha önemli.

Benim eğilimlerimi bilenler ve bu yazının başlığından sonradan söyleyebileceklerimi tahmin edenler isterlerse okumayı istedikleri yerde bırakabilirler. Dört yılda bir yapılan bu “vatandaşlık görevi” egzersizi sırasında hangi tarafı destekleyeceğini sandıkta göstermeye eğilimli olanları Sanders’a oy vermek yerine evde oturup çayını yudumlaya ikna etmem olası değil.

SANDERS SOSYALİST DEĞİL, 'DÖNÜŞÜM' GERÇEKLEŞTİ
Gerçeklikle başlamamız gerekli. Bernie Sanders bağımsız değil. Bernie Sanders’ın gerçekten bağımsız olduğu zamanların üzerinden çok süre geçti. Demokratlarla sorun yaşadığı ve ana seçime gelmesine kadar Demokrat Parti bataklığına resmen katılmadığı doğru. Sosyalist olma iddiası gibi (bir sosyalist olarak, onun sosyalist olmadığını söyleyebilirim), bağımsızlık iddiası da geçerli değil. Bernie Sanders’ın Demokrat Parti’ye ana seçime katılmak için girmesi, dışarıdan birinin partiyi sarsması olarak değil, Vermont’un sol-popülist Liberal Birlik Partisi’ndeki radikal bir yabancıdan Demokrat Parti ile yarı ilişkili bir uzantıya dönüştüğü doğal bir gelişim sürecinin parçası olarak görülmelidir.

Bernie Sanders’ın ne zaman dönüştüğüyse tarihçilerin karar vereceği bir konu olacak, ancak bu değişim gerçekleşti ve artık geriye dönüş yok.

Sanders destekçileri için, ki şu anda çok fazlalar, Sanders Demokratları terbiye edecek bir yabancı – Hillary Clinton’a muhalefetin kalesi. Çünkü Hillary Clinton’ı destekliyorsak nasıl dünyayı değiştirmeyi umabiliriz? Bernie Sanders’a kalsaydı (en azından) Eylül ayında, başkanlık için bağımsız aday olmayı kabul etmezdi ve Demokrat aday kimse onu desteklerdi – tabii ki bu kendisi ya da Hillary Clinton olacaktı.

'DÜŞMAN SENİ YENERSE ONU DESTEKLE' YA DA ÇOBAN KÖPEKLİĞİ
Bu Sanders’ın “milyarder sınıfa” ve “Wall Street”e ve “bankaralara” karşı getirmeyi vadettiği “siyasi devrimin" iptali olurdu, böylesi bir durumda Sanders, karşı çıktığı bu grupların adayı olan Clinton’a oy verirdi. Devrimin dayandığı temel, “düşmanı yen ancak onlar bizi yenerlerse onları destekle” midir? Bernie Sanders şık olarak “devrim” ve “sosyalist” kelimelerini bunların içerdiği anlamdan bağımsız olarak pragmatik amaçlarla kullanıyor. Çünkü Sanders bir sosyalist değil ya da “siyasi devrim” yapmaya çalışmıyor. BlackAgenda Report’un sürekli bildirdiği gibi, yalnızca “çoban köpekliği” yaparak sol ilericileri Demokrat Parti’ye oy vermeye ikna ediyor. Bağımsız ya da neoliberal Demokrat Parti’nin kabul edilebilir sınırlarının ötesinde değil, ilerici popülizm skalasında “John Edwards”a denk düşecek bir dil kullanıyor.

Ancak kimileri Bernie Sanders’ın saf ve bağımsız olduğunu söyleyecek. Onun Demokratik Parti ile bağının yalnızca popülizmini daha büyük ölçeğe yaymak için olduğunu savunacaklar. Bunun tamamen temelsiz olmadığına katılsam da, yeniden tekrar tekrar Demokratların adaylarına oy verdiğini ve yarışı kaybetmesi durumunda da sevdiği Hillary’ye oy vereceğini hatırlamak zorundayız. Sanders’ın Demokrat Parti’den tamamen bağımsız olduğunu entelektüel dürüstlük kırıntısıyla ya da çekinmeden söylemek mümkün değil. Hiçbir bağımsız siyasetçi, Bernie Sanders taraftarlarının "Wall Street tarafından fonlanan oligarşinin adayı" olduğunu kabul ettikleri adayı desteklemez.

Sanders taraftarları, kendi adayları – internette seferberlik yürüttükleri ve akşamları yürüyüşlerine katıldıkları adayları – karşı çıkmak için kendisini destekledikleri kişiye oy verdiğinde aldatılmış hissetmeyecekler mi? Ya da belki de Hillary’ye verdiği destek yalnızca pragmatizm mi olacak? Eğer yalnızca pragmatizmse o zaman Sanders nasıl gerçekten bağımsız ve aldığı desteği başkalarına satmayı kabul eden başka bir politikacı değil? Eğer bu doğruysa… bu ona oy vermek için tek sebebi ortadan kaldırmaz mı? Ya da diğerlerinden daha az ilkesiz bir siyasetçi seçmenler için yeterli midir?

Maskaralığın tadını çıkartın.

 

Kaynak: Haber.sol.org.tr