3 Şubat 2011'de Ankara Ostim Organize Sanayi Bölgesi'nde gerçekleşen patlamada 20 kişi hayatını kaybetmişti. Patlamanın 5'inci yılında, kardeşlerini anan Ostim İşçi Derneği, yaptığı açıklamada, "Soma, Ostim gibi işçi kıyımları yaşanmışken, her gün işçi ölümleri yaşanırken, para babaları ise patron Mustafa Koç’un yasını tutmakla meşgul. Öyle ya herkes kendi sınıfının yasını tutmalı!" dedi.

Ostim İşçi Derneği'nin "Ostim İşçisi ne yana düşer usta, Mustafa Koç ne yana?" başlıklı açıklaması şöyle: 

1)Dilek Gürer (1973-Ankara)

2)Abdulkadir Kurt (1970)

3)Deniz Demirbaş (1978-Ankara)

4)Aydın Çapraz (1972-Çorum)

5)Aydemir Çapraz (1974-Çorum)

6)Servet Yurt (1962-Ankara)

7)Hazım Çavdar (1971-Nevsehir)

8)Abdullah Karakulak (1961-Ankara)

9)Mükremin Atmaca (05.11.1967-Ankara)

10)Ahmet Özdemir (1969-Ankara)

11)Ali Yiğit (1979-Çorum)

12)Bayram Özkan (1964-Niğde)

13)Satılmış Şimşek (1984-Konya)

14)Dursun Kavak (1983-Ankara)

15)Necdet Ali Tanışma (1980-Trabzon)

16)Cengiz Soyalp (1974-Kırıkkale)

17)Cihan Çiftçi (1971-Ankara)

18)Hüseyin Yıldız (1987-Antep)

19)Aytac Akkaya (1991-Ankara)

20)Hüseyin Okcu (1972)

Kardeşler, bu isimleri hiç unutmayalım! Hepsi sınıfının hikayesini, yoksulluğunu taşıyan birer emekçiydi. Kimi ardında 2 aylık hamile eşini bıraktı, kimisi kardeşiyle birlikte Ostim’de patronların kar hırsının kurbanı oldu. Abdullah Karakulak ise, emekliydi, çocuğunu okutmak için emekli olduğu halde çalışmak zorunda kalmıştı. Hüseyin Yıldız ise ailesine bakmak için liseyi terk etmiş, Ostim’de çalışan bir emekçiydi... Hepsinin hikayesi ayrı bir yoksulluk ve sömürü dolu.

Ostim’de 3 Şubat 2011 günü sabah ve akşam saatlerinde yaşanan patlamalar sonucunda 20 işçinin hayatını kaybettiği patlamanın bugün beşinci yılı. Üzerinden beş yıl geçmesine rağmen katliamın sorumluları hala cezalandırılmadı.

Soma, Ostim gibi işçi kıyımları yaşanmışken, her gün işçi ölümleri yaşanırken, para babaları ise patron Mustafa Koç’un yasını tutmakla meşgul. Öyle ya herkes kendi sınıfının yasını tutmalı!

Ostim’deki patlama gündemlerinde bile olmayan meclisteki siyasi partiler ise, Mustafa Koç’u ve bu sömürü düzeninin baş temsilcilerinden Koç ailesini yere göğe sığdıramayıp, övgüler düzerek taziye yarışına giriyorlar. Ostim’de olan patlama ise üzerinden henüz beş yıl geçmişken sayın vekillerimizin gündeminde bile değil. Biz biliyoruz ki, ölen 20 kardeşimizin katili AKP düzenidir ve Koç ailesi bu düzenin ortağıdır. Biz Mustafa Koç’u Soma katliamından sonra bir gün iş bırakan Türk Traktör Fabrikası’ndaki işçilerden “çalışmadıkları günün telafisini” isteyen yüzüyle hatırlayıp, hatırlatacağız. Tofaş’ta bir daha grev yapmayacağına dair, Kuran’a el bastırılıp işe geri alınan işçilerle hatırlayacağız. Arçelik’te, TOFAŞ’ta, Türk Traktör’de sendikayı beğenmeyip, işçileri işten çıkaran yüzüyle hatırlayacağız. Bu sebeple, nefesimiz yettiğince Ostim’de ölen yirmi kardeşimizi anacak, hesabını mutlaka soracağız. Kavgamız sınıf kavgasıdır ve tarih sınıf mücadeleleri tarihidir."

 

Kaynak: Haber.sol.org.tr