Suriye'de ABD ile Rusya'nın vardığı ateşkes mutabakatı, bir siyasi geçiş sürecinin de başlangıcı olarak tasarlanıyor. Irak-Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) son aylarda büyük darbe yemesi, Irak ve Suriye'nin bundan sonraki geleceğine ilişkin de tartışmaları alevlendiriyor.

Ünlü Ortadoğu muhabiri Patrick Cockburn, London Review of Books'ta yazdığı makalede, Suriye'de 5 yıldır devam eden savaşın iki yeni güçlü devlet yarattığını söylüyor.

Cockburn'e göre bunlardan birincisi Suriye'nin doğusundan Irak'ın batısına kadar uzanan İslam Devleti. Diğeri ise, Afrin'den Kobani'ye, oradan da Irak sınırında Haseke'ye kadar devam eden Rojava.

Irak'ta da, Kürdistan Bölgesel Yönetimi IŞİD'in işgalinin ardından topraklarını genişletti ve tartışmalı bölgelerdeki varlığını sağlamlaştırdı.

'KÜRTLER IŞİD SONRASINDAN ENDİŞELİ'
Cockburn'e göre, Ortadoğu'nun önündeki sorulardan birisi, çatışmalar bittiğinde bu radikal siyasi coğrafya değişiminin sürüp sürmeyeceği. 

IŞİD'in nihayetinde yok olacağını söyleyen Cockburn, Kürtlerin de şu anda güçlü durumda bulunduğunu vurguluyor, ancak bunu IŞİD'e karşı kara gücü ve bu nedenle ABD desteğine borçlu olmalarına bağlıyor.

Ancak yazara göre Kürtler, IŞİD yenildiği zaman bu ABD desteğinin buharlaşmasından ve Irak ile Suriye merkezi yönetimlerinin ve Türkiye ile Suudi Arabistan'ın insafına terk edilmekten korkuyorlar.

Cockburn, bir Peşmerge komutanının, Muhammed Hacı Mahmud'un "Musul kurtarıldığında ve IŞİD yenildiğinde, Kürtler uluslararası olarak aynı değere sahip olmayacaklar" dediğini aktarıyor.

TÜRKİYE'NİN DURUMU
PYD'nin, Kobani'de IŞİD'in yenilmesinin ardından her yönde genişlemesinin nedeni olarak ABD'nin hava desteğini gösteren Cockburn, Kobani kuşatması sırasında öldürülen 2200 IŞİD'linin çoğunu ABD öncülüğündeki koalisyon uçaklarının öldürdüğünü ileri sürüyor.

Türkiye'nin pozisyonunda da değinen Cockburn, Katar, Suudi Arabistan ve Türkiye'den oluşan "Sünni devletlerin", Beşar Esad'ı devirme kampanyasının başarısız olduğuna dikkat çekiyor.

Yazar, Erdoğan'ın geçen Mayıs'tan beridir Suriye'ye askeri müdahaleyi istediğini, ancak ordunun Erdoğan'a karşı çıktığı yönündeki iddiaları da aktarıyor.

Cockburn yazısında, Türkiye'nin PYD'ye yönelik "kırmızı çizgisi"nin lafta kavgacı, ancak icraatte kararsız olduğunu söylüyor. Cockburn, AKP'li yetkililerin bir gün kara harekatıyla tehdit savurduğunu, başka bir gün ise ABD olmadan bir kara operasyonunun yapılamayacağını söylediklerini hatırlatıyor.

'KÜRTLER İÇİN SINAV ZAMANI'
Ateşkes kararı ile birlikte Irak Kürdistanı ve Rojava'daki Kürtler için "sınav zamanı" geldiğini söyleyen Cockburn, iki bölgenin de nüfusunun az olduğuna ve ekonomik olarak yaşadıkları sıkıntılara dikkat çekiyor.

Rojava'nın her yandan engellendiğini, insanların göç ettiğini belirten yazar, Kobani'deki konutların yüzde 70'inin ABD bombardımanında yok olduğunun altını çiziyor.

Kürdistan Bölgesel Yönetimi'nin (KBY) ise üç yıl önce "Yeni Dubai" olarak lanse edildiğini kaydeden yazar, petrol fiyatlarının düşmesi ile birlikte büyük bir ekonomik darboğazın başladığını belirtiyor.

KBY'nin petrolden başka hiçbir gelir kaynağının olmadığını söyleyen Cockburn, sebze-meyvenin bile İran ve Türkiye'den ithal edildiğini ve çok pahalı olduğunu yazıyor.

Cockburn'e göre, Barzani'nin aldığı bağımsızlık referandumu kararı, ekonomi harap iken pek de çekici bir öneri değil.

İSLAM DEVLETİ'NDEN SONRA OLACAKLAR...
IŞİD'in de büyük sorunlar yaşadığını söyleyen Cockburn, "hilafetten" ayrılanların anlattıklarına yer vererek, İslam Devleti'nde yaşayanlar için hayatın gittikçe zorlaştığını kaydediyor.

Buna göre "İslam Devleti"nde her şey pahalı ve mağazalar gittikçe boşalıyor. Musul'un bazı bölgelerine 7 aydır elektrik verilemiyor.

IŞİD'den kaçan Ahmed'e göre, hilafetin sonu geliyor. Cockburn, IŞİD'in bitmesi durumunda, Irak ve Suriye'deki merkezi yönetimlerin yeniden güç kazanabileceğini, Kürtlerin de IŞİD'le savaşta elde ettikleri gücü kaybetmekten korktuklarını yazıyor.

 

Kaynak: Haber.sol.org.tr