TBB DİSİPLİN KURULU KARARI

Tarih - Esas No - Karar No

Konu

T. 31.01.2015
E. 2014/843
K. 2015/101

Avukat yabancı bir haciz mahalline özellikle güvenlik güçlerinin korumasında gitmeye özen göstermeli, kendisine yapılan sözlü ve bedensel saldırıların tüm meslek mensuplarına yapıldığı, ok yaydan çıktıktan sonra alınacak önlemlerin giden meslek onurunu geri getirmeyeceği inancında olmalıdır.

(Av. Yas 34,134 TBB Mes. Kur. 3, 4)

 

İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;

Şikayetli avukat hakkında Adalet bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 21.12.2011 gün ve B.03.0.CİG.0.00.00.02/101-05-68-6652-…./silinmesin sayılı Oluru” ile “Alacaklı M.İ. vekili sıfatıyla borçlu D.A. hakkında ... 11. İcra Müdürlüğü’nün 2010/23474 sayılı dosyası üzerinden yürüttüğü takip sırasında ... İcra Müdürlüğü’nün 2010/1144 talimat sayılı dosyası ile 28.12.2010 tarihinde borçlunun adresinde yapılan haciz işlemi esnasında borçlunun oğlu şikayetçiye hitaben "burayı haciz edeceğiz, donuna kadar alacağız, boşuna uğraşma, çocuklarla mı uğraşacağız, s..tir git, o...pu çocuğu" şeklinde sözler söyleyerek şikâyetçiye yumruk atıp, ittiği, iddiası ile açılan disiplin kovuşturması sonucu eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.

Şikâyetli avukat önceki savunmalarında özetle; ... 1. İcra Müdürlüğü’nün 2010/1144 Talimat sayılı 28.12.2010 günlü haciz zabtından da görüldüğü üzere Şikâyetçinin haciz esnasında saldırgan hareketlerle haczi engellemeye çalıştığı ve bu hususun icra memuru tarafından zabta yazıldığını, hakaret ve fiili salıya maruz kaldığını,  kendisin koruduğunu, olay mahalline Jandarma almadan gittiğini, inşaat işçilerinin olay büyümeden ayırdıklarını, 156 Jandarma hattından çağrı üzerine olay yerine gelen jandarmanın koruması nedeniyle ancak haciz zabtı tutulabildiği ve olaylar nedeniyle muhafaza işlemi yapamadığını, suçsuz olduğunu savunduğu görülmektedir.

İncelenen dosya kapsamından eylem nedeniyle ... Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2013/102 Esasında “hakaret ve basit yaralama” iddiası ile kamu davası açıldığı, Mahkemenin 04.04.2014 gün ve 2014/83 Karar sayılı kararı ile “1-...Sanık A.C.A.’nın katılan A.A.A.’e yönelik gerçekleştirmiş olduğu basit yaralama eylemine uyan TCK 86/2, 62/1,52/2. maddeler gereği neticeten 2.000,00 TL. Adli Para Cezası ile cezalandırılmasına...” , “2- Sanık A.C.A.’nın katılan A.A.A.’e yönelik gerçekleştirmiş olduğu hakaret eylemine uyan TCK 125/1,124/4, 129/3, 62/1, 52/2 maddeler gereği neticeten 1.060 TL Adli Para Cezası ile cezalandırılmasına...” karar verildiği, iş bu kararın temyiz edilmeden 04.04.2014 tarihinde kesinleştiği,

Şikâyetçi A.A.A. hakkında ... 1. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2011/486 Esasında Şikâyetli avukatı tehdit ve hakaret iddiası ile açılan kamu davasında Mahkeme’nin 31.0.1.2013 gün ve 2013/51 Karar sayılı kararı ile hakaret eylemi sabit görülerek TCK 125/1, 61, 125/3-a, 125/4, 129/3, 62 maddeler gereği neticeten 5 Ay 15 Gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, basit yaralama suçundan TCK 86/2, 61, 86/3-c, 62 maddeler gereği neticeten 5 Ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bıkılmasına karar verildiği, kararda kesinleşme şerhi olmadığı,

... 1. İcra Müdürlüğü’nün 2010/1144 Talimat sayılı 28.12.2010 günlü haciz zabtında “Bu sırada haciz mahallinde hazır bulunan A.A. ‘ün işyeri şirket yetkilisi benim borçlu ile ilgisi yoktur, ben burada haciz işlemi yaptırmam, ben devletten daha güçlüyüm diyerek ana avrat küfür etmek suretiyle görevli Av. C.A.’ya saldırarak yumruk ve de tekme ile vurdu, karşı taraf lan avukatta kendisi korumaya çalıştı” sözlerinin yazılı olduğu,

Şikâyetli avukatın 25.08.2014 kayıt tarihli itirazında savunma hakkının kısıtlandığını, savunmasının istenmeden karar verildiğini, tanıkların dinlenmediğini, eksik inceleme ile verilen kararın bozulmasını talep ettiği görülmektedir.

Şikâyetli avukat Baro Disiplin Kurulu’nca savunmasının istenmediği nedeniyle savunma hakkının kısıtlandığını bildirmekte ise de Baro Disiplin Kurulu Başkanlığı tarafından 25.03.2013 gün ve 2013/D.122 sayılı savunma istem yazısının 04.04.2013 tarihinde yengesi Ş.A. imzası ile usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olması karşısında hukuksal dayanağı yoktur.

Ayrıca olay gerek Mahkeme kararları ve gerekse özellikle haciz zabtı ile yeterince aydınlarmış olduğu ve Şikâyetli avukat tarafından da somut olarak tanık bildirilmediğinden bu husustaki itirazın da hukuksal dayanağı bulunmamaktadır.

Avukatlık Yasasının 34. maddesi “ Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler ” 

Avukatlık Yasası’nın 134. maddesi “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3. maddesi “Avukat mesleki çalışmasını ve kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür”

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 4. maddesi “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” hükümlerini amirdir.

Avukat yabancı bir haciz mahalline özellikle güvenlik güçlerinin korumasında gitmeye özen göstermeli, kendisine yapılan sözlü ve bedensel saldırıların tüm meslek mensuplarına yapıldığı, ok yaydan çıktıktan sonra alınacak önlemlerin giden meslek onurunu geri getirmeyeceği inancında olmalıdır.

Avukatlar özen ve doğruluk kurallarına göre hareket etmek, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde sadakatle davranmak mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır.

Baro Disiplin Kurulu’nun şikâyetli avukatın eyleminin disiplin suçu olduğuna ve Avukatlık Yasası’nın 34. 134 ve TBB Meslek Kuralları 3, 4, 5, 6. Maddelerine aykırı bulunduğuna ilişkin hukuksal değerlendirme yerinde ise de Şikâyetli avukatın yabancı bir haciz mahallinde sözlü ve bedensel saldırıya maruz kaldığı gerçeği de göz önünde bulundurulmalı Avukatlık Yasası 158. maddede bildirilen ilkeler de değerlendirilerek eylemle ceza arasında adaletli bir denge kurulmalıdır. Bu nedenlerle Şikâyetli avukatın itirazının kabul ve kınama cezasının uyarma cezasına çevrilmek suretiyle kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.

Sonuç olarak Şikâyetli avukat A.C.A.’ın itirazını kabulü ile;

1- ... Barosu Disiplin Kurulu’nun “Kınama Cezası Verilmesine” ilişkin 02.06.2014 gün ve 2013/D.122 Esas, 2014/539 Karar sayılı kararının uyarma cezasına çevrilmek suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Şikâyetli avukat A.C.A.’nın “Uyarma Cezası İle Cezalandırılmasına”,

2-Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemesi’nde dava yolu açık olmak üzere,

Katılanların oybirliği ile karar verildi.

 

 

  

Kaynak: Hukukmedeniyeti.org