Disiplin kurulu kararından :   

Dosya kapsamına göre ... İcra Müdürlüğü’nün 2009/6652 Esas sayılı dosyası ve davalısı olduğu ... İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2010/156 E. sayılı dosyasında istihkak iddia eden A.Ş. vekili olan şikâyetli avukat tarafından dosyalara sunulmuş olan, ... Noterliği tarafından düzenlendiği iddia edilen 27.12.2010 günlü ve 4233 yevmiye numaralı ibra belgesinin, belirgin bir şekilde sahte olarak düzenlendiği anlaşıldığı ve bu nedenle davanın reddine karar verilmiş olduğu, ilk bakışta sahteliği anlaşılan bu belgenin Şikâyetli avukat tarafından yeterince araştırma ve değerlendirme yapılmadan dosyaya sunulduğu açıktır. 

Avukatlar özen ve doğruluk kurallarına göre hareket etmek, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde sadakatle davranmak, ibraz ettikleri belgenin sıhhati konusunda araştırma yapmak ve mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır.

 Baro Disiplin Kurulu, şikâyetli avukatın eyleminin disiplin suçu olduğuna ve Avukatlık Yasası’nın 34, 13 ve TBB Meslek Kurallarının 3, 4. maddelerine aykırı bulunduğuna ilişkin hukuksal değerlendirme yerinde ve sicil durumuna göre işten çıkarma cezai tayin ve takdiri gerekmekte ise de aleyhe itiraz olmadığından kararın onanması gerekmiştir.




Belirgin bir şekilde sahte olarak düzenlendiği anlaşılan belge avukat tarafından kullanılmamalıdır.

Av. Yas. 34, 134  TBB Mes. Kur 3, 4

T. 30.05.2015
E. 2015/140
K. 2015/387

Belirgin bir şekilde sahte olarak düzenlendiği anlaşılan belge avukat tarafından kullanılmamalıdır.

Av. Yas. 34, 134  TBB Mes. Kur 3, 4

 

 

 BAROLAR BİRLİĞİ DİSİPLİN KURULU KARARI

İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;

            Şikâyetli avukat hakkında, “şikâyetçinin alacaklısı olduğu ... İcra Müdürlüğü’nün 2009/6652 Esas sayılı dosyası ve davalısı olduğu ... İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2010/156 Esas sayılı istihkak dosyasında istihkak iddia eden A.Ş. vekili şikâyetli avukat tarafından dosyaya sunulan ... Noterliği tarafından düzenlendiği iddia edilen 27.12.2010 günlü ve 4233 yevmiye numaralı ibra belgesinin ve bu ibranamede adı geçen A. isimli şahsa ait nüfus cüzdanı örneğinin sahte olduğu, ibranamede adı geçen şahsın icra dosyası alacaklısı olmayıp sahte kimlik düzenlemek suretiyle ibranameye dâhil edilmiş olan uydurma bir şahıs olduğu, şikâyetli avukat F.'in bu sahte belge örneklerine dayanarak icra dosya borcu kapatmaya ve alacağın karşılıksız bırakılmaya çalışıldığı” iddiasıyla … Barosu Yönetim Kurulu’nun 27.05.2013 günlü ve 2013/590 sayılı kararı ile açılan kovuşturmada, eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.

Şikâyetli Avukat F. 14.03.2011 havale tarihli savunmasında özetle; Noter belgesinin düzenlenme şekli konusunda bilgi sahibi olmadığını, müvekkili aleyhine haksız surette olduğunu düşündüğü bir icrai işlem yapıldığını, mağduriyetin artırılmaması için müvekkilce anlaşma cihetine gidildiğini, 70.000,00 TL üzerinden uzlaşmaya varıldığını, bu tutarı da aracılar aracılığıyla gönderdiğini, ibra belgesinin ise ilgili makamlara sunulmak üzere adresine göndereceğini kendisine söylediğini, ardından kargo aracılığıyla gönderilen bir yazının kendisine ulaştığını, gönderiyi açtığında içinden çıkan yazıda birtakım unsurlar bulunsa da antetli bir kâğıda değil düz bir kâğıda alınmış bir beyan olduğunu, bu haliyle belgede bir sorun olacağını düşünerek kargo evrakını atmayarak elinde bulundurduğunu, ilgili evraktan birer örneği dilekçesi ekinde sunduğunu, belgeyi ilgili icra dosyasına sunduğunu, dosyanın kapatılmasını talep ettiğini, Mahkeme dosyalarına da beyanda bulunduğunu, akabinde belgenin sahte olduğu yönünde icra dosyasına beyanda bulunulduğunu, müvekkili olan şirket yetkilisi hakkında da suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkilinin ödemeyi yaptığını ibra belgesi beklediğini, ancak gelen belgenin sahte çıktığını, müvekkilinin açıkça dolandırıldığını, kendilerine sahte bir evrakın gönderildiğini, şikâyetle ilgili olarak başkaca bir bilgiye de sahip olmadığını beyan etmiştir.

  

Şikâyetli avukat vekili Avukat H. 30.04.2014 havale tarihli önceki savunmalarında özetle; müvekkili şikâyetli avukat ile ilgili açılmış bulunan herhangi bir ceza davasının mevcut olmadığını, açılan ceza davasının belgeyi düzenleyen şahıslarla ilgili olduğunu, müvekkilinin ise o davada tanık olduğunu, müvekkilinin belgeyi icra dosyasına sunarken sahte olduğunu bilmesinin mümkün olmadığını, kargo yoluyla gönderilen bir evrakı müvekkili adına dosyaya sunduğunu, müvekkilinin herhangi bir art niyet sezinlemediğini, sadece kendisine gelen kargo poşetini ve makbuzunu tedbiren sakladığını, bu işlemin büroya gelen diğer evraklar yönüyle de yapılan rutin bir işlem olduğunu, müvekkilinin belgenin sahte olarak tanzim edilmesinde hiçbir dahlinin olmadığını, bu nedenle müvekkili hakkında ceza tertibine mahal olmadığına karar verilmesini talep etmiştir.

 

İncelenen dosya kapsamından, … Barosu Yönetim Kurulu’nun 18.11.2011 günlü ve 2011/1105 Karar sayılı kararı ile şikâyetli avukat hakkında disiplin kovuşturması açılmasına yer olmadığına karar verildiği,

Şikâyetçinin, belgenin incelendiğinde sahteliğinin kolayca anlaşılabileceğini, belgenin sadece fotokopisinin sunulduğunu, tasdik edilmediğini, icra dosyasının işlemden kaldırılmasının talep edildiğini, Şikâyetlinin sahte olduğunu bildirdiği belgeleri kullandığını, savcılık soruşturmasının halen devam ettiğini belirterek karara itiraz ettiği,

TBB Yönetim Kurulu’nun 17.02.2012 günlü ve 2012-155 Karar sayılı kararı ile ... İcra Müdürlüğü’nün 2009/6652 Esas sayılı takip dosyası ve ... İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/156 Esas sayılı istihkak dosyasının incelenmesi ve şikâyetli avukatın müvekkili şirket yöneticisi hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturmanın sonucu araştırıldıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verildiği anlaşıldığından itirazın kabulüne, soruşturmanın tamamlanmasından sonra bir karar verilmek üzere dosyanın … Barosu Başkanlığı’na gönderilmesine karar verildiği,

… Barosu Yönetim Kurulu’nun 07.12.2012 günlü 2012/931 Karar sayılı kararı ile şikâyetli avukat hakkında, şikâyetli avukatın ibranamenin sahteliğini bilmesi veya bilecek durumda olmasını beklemenin hayatın olağan akışına aykırılı teşkil edeceği gerekçesiyle, yeniden disiplin kovuşturması açılmasına yer olmadığına karar verildiği,

Şikâyetçinin, belgenin incelendiğinde sahteliğinin kolayca anlaşılabileceğini, belgenin sadece fotokopisinin sunulduğunu, tasdik edilmediğini, icra dosyasının işlemden kaldırılmasının talep edildiğini, şikâyetlinin sahte olduğunu bildirdiği belgeleri kullandığını, savcılık soruşturmasının halen devam ettiğini belirterek karara itiraz ettiği,

TBB Yönetim Kurulu’nun 26.04.2013 günlü ve 2013-431 Karar sayılı kararı ile şikâyetli avukatın, istihkak iddia eden 3. şahıs vekili olduğu, dosyanın tarafları arasında düzenlenecek bir ibra belgesinin kendisine değil, taraf vekillerine gönderileceği, kargo ile kendisine gönderildiği belirtilen, noterlikçe düzenlenmediği anlaşılan, tanıklarca imzalanmayan bir belgeden şüphe etmesi ve 1136 sayılı Avukatlık Yasası’nın 34. maddesinde belirtilen “Özen ve Doğruluk” borcuna uygun davranarak, ibranameyi araştırması gerekirken, icra ve dava dosyalarına sunmuş olduğundan itirazın kabulüne karar verilerek, … Barosu Yönetim Kurulunun “Disiplin Kovuşturması Açılmasına Yer Olmadığına” ilişkin 07.12.2012 günlü ve 2012/931 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, şikâyetli hakkında 1136 Sayılı Avukatlık Yasası'nın 34 ve 134.maddeleri ile Meslek Kurallarının 3 ve 4. maddeleri uyarınca değerlendirme yapılmak üzere disiplin kovuşturması açılmasına karar verilmesi için dosyanın Konya Barosu Başkanlığına gönderilmesine karar verildiği,

 

Şikâyetçinin alacaklısı olduğu ... İcra Müdürlüğü’nün 2009/6652 Esas sayılı dosyası ve davalısı olduğu ... İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2010/156 E. sayılı dosyasında istihkak iddia eden A.Ş.. vekili olan şikâyetli avukat tarafından dosyalara sunulmuş olan, ... Noterliği tarafından düzenlendiği iddia edilen 27.12.2010 günlü ve 4233 yevmiye numaralı ibra belgesinin, belirgin bir şekilde sahte olarak düzenlendiği anlaşıldığı,

 

Şikâyetli avukat tarafından icra dosyasında yapılan hacizle ilgili olarak açılan, … İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2010/156 Esas sayılı istihkak davasında, mahkemece ibraz edilen ibranamedeki kimlik bilgileri ile takip alacaklısının kimlik bilgilerinde farklılıklar görüldüğü gerekçesi ile istihkak davasının reddine karar verildiği,

 

İcra dosyası borcunun 14.11.2011 tarihinde borçlu tarafından ödendiği ve dosyanın infaz edildiği, 

… Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 2011/1267 Hazırlık sayılı dosyada, ... Noterliğinin 03.06.3011 günlü cevabi yazısında, 27.12.2010 günlü ve 4233 yevmiye numaralı evrakın noterlikçe düzenlenmediği ve tasdik edilmediği, kayıtlarında mevcut olmadığı, imza ve mührün noterliğe ait olmadığının bildirildiği,

Sahte olduğu iddia edilen ... Noterliği’nin 27.12.2010 günlü ve 4233 yevmiye numaralı belgede; “... İcra Müdürlüğü 2009/6652 sayılı icra dosyaya konu bulunan alacağım ile ilgili olarak tüm alacaklarımı haricen tahsil ettim. Hiçbir alacağım kalmadı, A.Ş.’ni bu alacağım ve işbu ibra belgesi tarihine kadar ki tüm hukuki hak, alacak, sorumluluk vs. konulara ilişkin olarak, hukuki, cezai, maddi, manevi olarak gayrikabili rücu olmak üzere ibra ederim. İşbu ibra belgesini şahitler huzurunda kendi iradem ve beyanım olarak imza altına aldım. 0x.0x.19xx … doğumlu A.’ten olma Ana’dan doğma A. T.C.xxxxxxxxxx” yazılı olduğu, şahit olarak S.Ş. ve A.T. isimlerinin yazıldığı ancak mühür üzerindeki imza dışında anılan belgede başkaca bir imzanın yer almadığı, belgeye ekli nüfus kayıt örneğinin xxxxxxxxxxx T.C. Kimlik Numaralı 0x.0x.19xx Kars doğumlu A.’e ait olduğu, 

Dosyaya şikayetçi tarafından sunulan kendisine ait nüfus cüzdanı örneğinin, xxxxxxxxxx T.C. Kimlik Numaralı 0x.0x.19xx … doğumlu, A. ve A.’dan olma A.’e ait olduğu, 

Disiplin Kurulu Başkanlığı’nca … Cumhuriyet Başsavcılığı'na yazılan müzekkereye verilen cevapta 2011/2167 Hazırlık numaralı soruşturmaya ilişkin hazırlanan iddianamede müştekinin A. şüphelilerin B. , M. ve Ş. olduğu, atılı suçların dolandırıcılık ve resmi ve özel belgede sahtecilik olduğu ve davanın ... Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/103 Esas sayılı dosya ile halen görülmekte olduğu belirtildiği, dosyanın görevsizlik kararı verilerek ... Asliye Ceza Mahkemesine gönderildiği, 2014/402 Esas numaralı esasa kaydının yapıldığı, sanık müdafilerinin avukat H.’in sanıklar olduğu,

Şikâyetli avukatın 03.05.2011 günü, tanık sıfatıyla … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2011/2167 Soruşturma Numaralı dosyasına verdiği ifadede; “Ben A.Ş'nin ve şirket yetkilisi ve B.'ın vekiliyim, müşteki A., … İcra Müdürlüğü’nde borçlu M. hakkında birkaç tane icra takibi yapmış. Bu takipler nedeniyle M.'nun işletmesini devraldığı iddia edilen A.Ş. hakkında da müteselsil sorumlu olduğu gerekçesiyle haciz işlemleri yapıldı ve buna ilişkin istihkak davaları açıldı, aslında müvekkilimin M.'dan alacağı vardı ve buna ilişkin olarak da müştekinin takiplerine takaddüm eden tarihlerde bizde M. hakkında takipte bulunmuştuk ve anlaşma gereği bir takım boyaları müvekkilim alacağına karşılık satın almıştı, bu boyalar nedeniyle işletme devri yapıldığı gerekçesiyle müvekkil şirket aleyhine haciz işlemleri başlatıldı. Bu hususlarda aracılık edeceğim söyleyen adını bilmediğim bir şahıs B.'a müracaat etmiş, B.'da bunu kabul ederek aracının talep edilen 100 bin TL'yi 70 bin TL'ye düşürttüğünü söylemesi üzerine ibraname karşılığında ödenmek üzere kendisine 70 bin TL'yi vermiş. Parayı verirken de el yazısı ile makbuz niteliğinde bir belge almış. Bu belgenin aslı bendedir. Ayrıca bana müvekkilim tarafından telefonla ibraname gönderileceği söylenmişti, bu belge dosyada fotokopisi bulunan 27 Aralık 2010 tarihini ihtiva eden … Noterliği kaşeli bir belgedir, bu belgeyi gördüğümde noterlik kâğıdında benzemediğini düşünerek bana gelen zarfı, kargo poşetini ve kargo teslim fişini ben sakladım. Ben böyle bir evrak gönderileceğini beklediğim için ve altında mühür imza bulunduğundan dolayı derinlemesine araştırma yapmadım, zaten müvekkilimin elinde el yazısı ile yazılmış bir belgede var idi. Bu belgenin aslını diğer el yazısı ile yazılan belgeyi kargo poşetini ve fişini zarfı ile birlikte getireceğim. Ayrıca bu konuda Baro Başkanlığı tarafından da soruşturma yapıldı, oraya verdiğim belgelerin de bir nüshasını dosyaya sunmak istiyorum. Benim konu ile ilgili bilgim bu kadardır.” şeklinde beyanda bulunduğu,

… Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 12.05.2014 günlü yazısı ile Cumhuriyet Başsavcılığı Muhabere Bürosu defter kayıt sorgulamasında müştekisi A. ve şikâyetlisi Avukat F. olan herhangi bir inceleme ve soruşturma dosyasının olmadığının bildirildiği görülmüştür. 

Şikâyetli avukatın disiplin sicil özetinde, hakkında 13.06.2001 günlü ve 2001/11 sayılı karar ile uyarma cezası verildiği, kararın 16.08.2001 tarihinde kesinleştiği; 08.12.2004 günlü 2004/8 Esas, 2004/20 Karar sayılı karar ile kınama cezası verildiği, kararın 13.05.2013 tarihinde kesinleştiği; 08.06.2005 günlü ve 2004/21 Esas, 2005/10 Karar sayılı karar ile Kınama cezası verildiği, kararın 27.08.2005 tarihinde kesinleştiği; 30.11.2005 günlü ve 2005/20 Esas, 2015/33 Karar sayılı karar ile kınama cezası verildiği, kararın 16.03.2010 tarihinde kesinleştiği; 22.07.2009 günlü ve 2008/51 Esas, 2009/45 Karar sayılı karar ile 200,00 TL para cezası verildiği, kararın 26.03.2010 tarihinde kesinleştiği; 20.04.2011 günlü ve 2010/31 Esas, 2011/14 Karar sayılı karar ile 200,00 TL para cezası verildiği, kararın 21.10.2011 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.

17.12.2014 havale tarihli dilekçe ile şikâyetli avukat vekili tarafından … Barosu Disiplin Kurulu Başkanlığı’na itiraz süre tutum dilekçesi verildiği, kararın 06.01.2015 günü usulüne uygun tebliğine rağmen, şikâyetli avukat vekili tarafından dosyaya gerekçeli itiraz dilekçesinin sunulmadığı görülmektedir.

Şikâyetli avukat F.vekili avukat H. 17.12.2014 kayıt tarihli itirazında;Disiplin Kurulu kararına itiraz ettiklerini, ancak henüz gerekçeli karar yazılmamış olduğu için, Disiplin Kurulu kararının dayandığı temellerin kendilerince tam olarak bilinmediğini, gerekçeli karar sureti kendilerine tebliğ edildiğinde ayrıntılı itiraz gerekçelerini beyan etmek üzere şimdilik süre tutum dilekçelerinin kabulünü talep ettiği, karar tarihi olan 30.05.2014 tarihi itibarı ile herhangi bir esas hakkında itirazını bildirir dilekçe bulunmadığı görülmektedir. 

Avukatlık Yasasının 34. maddesi, “ Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler ” 

Avukatlık Yasası’nın 134. maddesi,   “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3.maddesi, “Avukat mesleki çalışmasını ve kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür”

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 4. maddesi, “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” hükümlerini amirdir.

Dosya kapsamına göre ... İcra Müdürlüğü’nün 2009/6652 Esas sayılı dosyası ve davalısı olduğu ... İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2010/156 E. sayılı dosyasında istihkak iddia eden A.Ş. vekili olan şikâyetli avukat tarafından dosyalara sunulmuş olan, ... Noterliği tarafından düzenlendiği iddia edilen 27.12.2010 günlü ve 4233 yevmiye numaralı ibra belgesinin, belirgin bir şekilde sahte olarak düzenlendiği anlaşıldığı ve bu nedenle davanın reddine karar verilmiş olduğu, ilk bakışta sahteliği anlaşılan bu belgenin Şikâyetli avukat tarafından yeterince araştırma ve değerlendirme yapılmadan dosyaya sunulduğu açıktır. 

Avukatlar özen ve doğruluk kurallarına göre hareket etmek, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde sadakatle davranmak, ibraz ettikleri belgenin sıhhati konusunda araştırma yapmak ve mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır.

 Baro Disiplin Kurulu, şikâyetli avukatın eyleminin disiplin suçu olduğuna ve Avukatlık Yasası’nın 34, 13 ve TBB Meslek Kurallarının 3, 4. maddelerine aykırı bulunduğuna ilişkin hukuksal değerlendirme yerinde ve sicil durumuna göre işten çıkarma cezai tayin ve takdiri gerekmekte ise de aleyhe itiraz olmadığından kararın onanması gerekmiştir.

Sonuç olarak Şikâyetli avukat F. vekili Avukat H.’in itirazının reddi ile;

1-… Barosu Disiplin Kurulu’nun “214,00 TL Para Cezası Verilmesine” ilişkin 10.12.2014 günlü ve 2013/26 Esas, 2014/88 Karar sayılı kararının aleyhe itiraz olmadığından ONANMASINA,

2-Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemesi’nde dava yolu açık olmak üzere,

  

Kaynak: Hukukmedeniyeti.org